levh-i kalem *
-
üzerine insan kaderinin, olmuş ve olacakların yazılı olduğuna inanılan tanrısal levhayı; levh-i mahfuzu yazan kalem.
-
"aradım cihanı gezdim dolandım
ben pirimden başka ali bilmezem
gördüm hikmetini kandım inandım
ben pirimden başka ali bilmezem
pirim gibi bir er gelmemiş cihana
ona da bulmuşlar yüz bin bahana
nesli muhammettir kendi şah-ı merdana
ben pirimden başa ali bilmezem
şah-ı merdan yazar lehv-ı kalemi
enel hak diyenler mahrum kalır mı
bir başka görür cümle alemi
ben pirimden başka ali bilmezem
ol pirim ali’dir vardır nişanı
hidayet sahibi hikmettir işi
yoluna koymuştur haydar can ile başı
ben pirimden başka ali bilmezem" -
aşık sümmani'den bir koşma: https://www.youtube.com/watch?v=-bcbslpbjsy
-
ervah-ı ezelde levh-i kalemde,
bu benim bahtımı kara yazdılar,
gönül perişandır devri alemde,
bir günümü yüz bin zara yazdılar
bulmadım şadlığın iradesini,
çekerim bu gamın ziyadesini,
herkes dosta verdi ifadesini,
bizimkini ülüzgara yazdılar
aşk benimle eyler daim kıyl-ü kal,
daha sabretmeye kalmadı mecal,
derdim taksimdara kıldım arzuhal,
dedi neylim bahtın kara yazdılar.
gönül gülşeninde har oldu deyu,
hasretlik cismimde var oldu deyu,
sevdiğim, sevdiğin pir oldu deyu,
erbabı garezler yare yazdılar.
dünyayı sevenler veli değildir,
canı terkedenler deli değildir,
insanoğlu gamdan hâli değildir,
her birini bir efkara yazdılar.
nedir bu sevdanın nihayetinde,
yadlar gezer yarin vilayetinde,
herkes diyarında muhabbetinde,
bilmem bizi ne civara yazdılar.
kadrimi bilmeze eyledim minnet,
derdimi artıran görmesin cennet,
sarraflar verdiler yare bin kıymet,
benim kıymetimi nere yazdılar.
döner mi kavlinden sıdk-ı sadıklar,
dost ile dost olur bağrı yanıklar,
aşk kaydına geçti bunca aşıklar,
sümmâni’yi derkenara yazdılar.
aşık sümmani baba -
bir insanı tanımak çok zordur bence, tanımaya çalışmak, bazen sivri köşelerine çarpıp gerilemek.
benim bir dostum var, bir dertdaşım, abim. onu tanıdığım gün kendi köşelerimi bir kenara bıraktım, o sordu ben anlattım, ne sorsa anlatırım, ben de densiz olurum hatta bazen ona karşı, pat diye sorarım her merak ettiğimi, hiçbir zaman da yanıtsız kalmaz sorularım, ha belki bazen hafif afallayıp içinden " ya sabır" diyordur ehe ehe.
iyi ki var o, var olsun.
bir de:
rabbim bizi terk etmedi. -
halk edebiyatı çalışırken gördüğüm aşık veysel’in söylemlerinden biriydi. ne olduğunu bilmediğimden az biraz araştırayım dedim. (gerçi az çok fikrim vardı ama net bilgi sahibi olmak istedim.)
islamiyet ve edebiyat açılarından allah’ın âlemi- gökleri ve yerleri- yaratmadan önce yazdığı kullarının kaderlerini kayd ettiği değişmeyen kaderler levhası veya kitabıdır. allah’ın âlem yaratılmadan önce ezelde yazdığı, yaratılacak olanlar hakkında takdir ettiği kaderlerin yazılmış olduğu levha. allah bu levhayı levh-i kalem ile yazmıştır. bu nedenle levh-i mahfuz ile levh-i kalem eş anlamlı olarak da düşünülmüştür.
levh-i kalbe yazı yazan kalemin
ağzın açıp dilin yarmak yok mudur
deranunda olan derd ü elemin
çaresin ehlinden sormak yok mudur
seyrani şiiri
ervah-ı ezelde levh-i kalemde
bu benim bahtımı kara yazdılar
bilirim güldürmez devri alemde
bir günümü yüz bin zara yazdılar
aşık sümmani
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap