• (bkz: tayyibizm)
  • siyasal liderleri yüceltip putlaştırma geleneğine verilen ad. latin amerika için;

    (bkz: personalismo)
  • "osmanlı toplumunun aydınları ve seçkinleri, bütün yüce değerleri devletle*, devleti de padişah olan kişiyle özdeşleştirmeye yüzyıllar içinde alışmışlardı. cumhuriyet seçkinleri, bilinçlilik düzeyinde "sekülarizasyon" dan yana insanlardı. ama geleneksel "otorite", "kutsallık" gibi kavramları zihinlerinde ne ölçüde aştıkları, cevabı çok net olmayan bir sorudur.
    padişah, halife gibi geleneksel kutsallıkları bertaraf ederken, onların yerine yeni dogmalar, yeni kutsallıklar, yeni tartışılmaz değerler koymaları beklenmeyecek bir şey değildir ve birçok yerde örnekleri görülmüştür.
    marksist teori ile "lider kültü" (lider tapınmacılığı) bir araya getirilemez şeyler olduğu halde, yirminci yüzyılın bütün komünist rejimlerinde, pratikte bunun aşırı örnekleri yaşanmıştır. ama modernizasyon sürecine komünist yöntemlerle katılmayan ülkelerde de bu durumlar yaşandığına göre, bunun çeşitli "geçiş toplumları"na özgü bir fenomen olduğu söylenebilir." tülin bumin - felsefe
  • türkiye'nin kaderi.
  • ak partilileri rte kültü için eleştirenler, şimdi benzer şeyi muharrem ince ve meral akşener için yapıyor.
    boşverin artık ince'yi, akşener 'i.
    memelekte insan mi kalmadı?
    bu şahıslar şanslarını denediler. olmadi. yenilik lazım. özeleştiri yapmak lazım.
  • yugoslavya'daki komünist rejimin görece yumuşaklığının zaman zaman sağladığı tolerans sayesinde goli otok'ta sonlanmayan şahane bir protesto eyleminin konusu olmuş. bir grup öğrenci 1962'teki 1 mayıs gösterilerine devasa bir ayna ile katılmış. öğrenciler yürüyüş sırasında tito ve parti kalantorlarının bulunduğu platformun önünden geçerken onlara doğru dönerek aynayı yüzlerine tutmuş. udba'dan sağda solda kendisi hakkında anlatılan fıkraları derlemesini isteyen ve bu fıkralara kahkahalarla gülen tito'nun hoşuna gitmiş olsa gerek bu zekice eylem.
  • lider kültünden dem vuranlara gem vurmaya çalışanların ekserisi bi noktada kendileri de aynı tongaya düşüyorlar.. desek ki sizde bazen bu vaziyete geliyorsunuz akabinde haşin/gaddar tavırlarıyla tam ne yaptığını bilmez hale bürüneceği esnada beyefendiliğinden taviz verip vermemenin tereddüdünde -bu arada kendi iddiasından vurulmanın abuklaması acabası birbirine karışmıştır- ne münasebet efendim! kati surette mümkün değildir! aceleciliği,.. neticede kefeye koyduğumuzda karşıtından farkının olmadığını belki biraz daha makyajlanmış maskelenmiş içler acısı halini yansıtıyordur.
  • "kendi liderim söz konusu ise insani sevgi, başkasının lideri söz konusu ise bağnazca bağlılık" şeklinde tezahür etmesi çelişkidir.

    "pek çok düşünce alanında zekâ yeterliğinin çoğunu kullanan akıllı bir stalinciyle konuşalım. onunla stalincilik üzerine tartışmaya başladığımızda her nasılsa birdenbire tek işlevi onun stalinciliğe bağlılığının mantığa uygun olduğunu, mantıkla çelişmediğini kanıtlamak olan kapalı bir düşünce sistemiyle yüz yüze geliriz. o, bazı apaçık gerçekleri yadsıyacak, bazılarını da çarpıtacaktır ya da kimi gerçeklere ve açıklamalara katıldığı için de düşüncesinin mantıklı ve tutarlı olduğunu anlatacaktır. aynı zamanda faşist önder kültünün yetkeciliğin en tiksindirici özelliklerinden biri olduğunu da söyleyecek ve stalinci önder kültünün tamamen farklı olduğunu, insanların stalin’e karşı duydukları sevginin içten bir yansıması olduğunu öne sürecektir. ona nazilerin öne sürdüğü şeyin de bu olduğunu söylediğinizde ya algılama eksikliğinizi hoşgörüyle karşılayacak ya da sizi kapitalizmin uşağı olmakla suçlayacaktır" erich fromm - psychoanalysis and religion
hesabın var mı? giriş yap