• y kant tori readi adamdan saymazsak tori amos'un ilk albumu diyebiliriz.. (ama sayalim, niye saymiyoruz ki..)
    1992'de cikmistir.
    ve bu albumun ozellikle "give me life, give me pain.." kismi mukemmel olan kapanis sarkisi.

    1. crucify
    2. girl
    3. silent all these years
    4. precious things
    5. winter
    6. happy phantom
    7. china
    8. leather
    9. mother
    10. tear in your hand
    11. me and a gun
    12. little earthquakes
  • basindan sonuna her davul vurusunun kucuk depremler yarattigi sarki.
  • bu güzide albüm 1991 yılında wea international inc tarafından yayınlanmıştır. çok çok sayıgıdeğer tori ablamızın çok güzel şarkılarının yer aldığı bir albümdür. eleanor rigby'nin "y kant tori read'i adamdan saymazsak tori'nin ilk albümü diyebiliriz" demesinin nedeni de "y kant tori read"'in tori'nin gerçek dünyasını yansıtmaması, çıktığı dönemde piyasada tutunabilecek bir şekilde yapılmaya çalışılmış olması (her ne kadar tutmadıysa da!), tori'nin gerçek kimliğini bu "little earthquakes" albümüyle bulmaya başlamış olmasıdır diye tahmin ediyorum.
  • (bkz: artci deprem)
  • "give me life..give me pain..give me myself again" kısmında hem kendileri transa girer, hem de bizi sokarlar, öylesine güçlü bir tarafı vardır...bir de disintegration'la uzaktan akrabalığı gönlümü çeler...bizi parçalara ayırmakta ne var?
  • aldığım ilk yabancı albüm benim için çok değerli ayrıca tori amos ın en sevdiğim şarkıları crucify ve silent all these yearsda bu albümde .
  • 1988'de yasanan y kant tori read faciasinin ardindan her seye ragmen tori'de potansiyel olduguna guvenen atlantic records akilli davranip ona bir sans daha tanir ve 1990'in basina kadar yeni bir album hazirlamasini emreder. boylece ortaya little earthquakes (yazarken illa ki bi harf yutuyorum) cikar.
    lakin atlantic records albumun ilk versiyonundan memnun kalmaz. “kimse ‘bir kiz ve onun piyanosu’nu kayda deger bulmayacaktir” tarzi bir gerekceyle albumun yeniden duzenlenmesini ister. boylece devreye eric rosse ve birkac muhim sahis girer, birlikte albumun produktorlugunu ustlenirler. 1991'i de kapsayan kayitlar sonrasinda bu pek sevgili album herkesin memnun oldugu haliyle, 1992'de, muzik marketlerdeki yerini alir.
    albumun ilk single'i me and a gun, silent all these years b-side'i ile birlikte piyasa cikar. ancak me and a gun tori amos'un ugradigi tecavuzu konu alan bir sarki oldugundan 'reklam icin yazilmis' damgasi yiyince radyo istasyonlari silent all these years i on plana cikarir. me and a gun ve silent all these years'i china, winter ve crucify singlelari takip eder.
    albumun amerika'da gordugu ilgi pek tatmin edici olmasa da ekzantrik seylere her zaman acik olan ingiltere little eartquakes'i adeta bagrina basar........... .

    albume, sozleri yarip geciren crucify ile giris yapiyor tori ablamiz. her kelimesi odanin duvarlarina islenmeye musait bu sarkinin tori'nin sesinin olgunlasmis haliyle yeniden harmanlanmis* versiyonu tales of a librarian adli collectionda yer almaktadir. dinlemenizi tavsiye ediyor ve albumun bir baska guzide sarkisi girl'e geciyorum. torinin yazdigi her sozun guzel olusu bilindik bir gercekken saniyede bir bunu tekrar etmem ne kadar dogrudur bilemiyorum ama bu sarkinin lyricleri de hayran olunacak nitelikte. (kisa cumle kurma ozurlu oldum bagislayin) live versiyonunu daha bi coskulu buldugum icin tercihim albumdeki hali olmasa da back vocaller icin durup durup dinlemeye degerdir. silent all these years herkesce sevilip sayilmis bir sarki ve bana soylenecek soz birakilmamis durumda. muzigi belli bi yerden sonra sikici geldigi icin cok hastasi olmasam da tori'nin kendisini anlatan bu sozleri bende buyuk bir hayranlik uyandirmis durumda. 4. sarki precious things'i tori, atlantic records yetkililerine ilk dinletilisinde 'piyano kaldirilsin yerine gitar gelsin' tepkisi almis. simdilerde tori hakli olarak bunu gulerek aniyor cunku konserlerde ozellikle bu sarkida piyano buyuk cosku yaratmakta. sozleri tori'nin genclik yillarindan kopup gelmekte bu sarkinin. ozet gecmek gerekirse, tori, billy adinda bir dallamaya abayi yakmis durumda ve adamin "gercekten cirkin bir kizsin ama piyano calisini seviyorum" tarzi teselliyle karisik hakaretini duyunca yikiliyor. 5. sarki winter. bircok kisi ve grup tarafindan coverlanmis. ornek vermek gerekirse michael stipe (r.e.m.) ve dream theater diyebilirim. kis gunlerinin beraberinde getirdigi melankoliyi en iyi karsilayan sarkilardan biridir, severek dinliyoruz. arkasindan gelen happy phantom'a "olsem de kurtulsam" sozunun alternatifi bir cumleyle giris yapiyor tori. gayet eglenceli bir sarki oldugunu dusunuyorum, karsi cikana rastlayacagimi sanmam. durup dururken "oo-whooo time to be a ghost!" cigliklari attirir insana. siradaki sarki* kanimca tam bir facia. bu yuzden hic varolmamis gibi yapip 8. sarkiya geciyorum. efenim leather disardan sex temali bir sarki gibi gozukuyor ancak tori her firsat buldugunda bunu yalanlar nitelikte aciklamalar yapmakta. hatta konuyla ilgili bir de hikaye anlatiyor ama su an hatirlayamiyorum malesef. mother albumun genelinde oldugu gibi torinin piyanosuyla basbasa kaldigi bir sarki. "i walked into your dream and now i've forgotten how to dream my own dream" gibi akillara zarar bir yigin soz icermekte. tear in your head sevmeyeninin olacagina asla inanmayacagim bir sarki. oyle ki “ben ondan nefret ediyorum lololo!” diyenlerin bile gun gelip hastasi oldugu gorulmustur. son derece eglenceli muziginin altinda acitan sozlere sahip. ayrica tori'nin neil gaiman ile tanismasini saglayan sarki da bu oluyor. me and a gun yukarida da bahsettigim gibi tori'nin basina gelen talihsiz olayi* konu alan bir sarki. muziksiz. bu sarki sayesinde bircok magdur guc bulmus ve tori ile iletisime gecmistir. (bkz: rainn) ve geldik albume adini vermis sarkiya. ayni zamanda albumun son sarkisi oluyor. gercek anlamda deprem etkisi yaratan bir eser bu. en siddetli oldugu an ise tori'nin "give me life, give me pain, give me myself again" dedigi kisim. sag kurtulan pek olmuyor...
  • bu kadar güzel sözler içeren başka bir albüm yoktur zannımca (başka bir tori albümü olmadığı sürece)
    quotation çılgınlığı yaşamak istersek eğer,

    ''so you can make me cum, that doesn't make you jesus''(bkz: precious things)

    '' "sit in a chair and be good now" and become all that they told told you'' (bkz: girl)

    ''got enough guilt to start my own religion''(bkz: crucify)

    ''give me life, give me pain, give me myself again''(bkz: little earthquakes)

    bu daha böyle gider.
  • bastan sona ezbere bildigim tek tori amos albümü.

    cdsi vardi bende bunun lisedeyken. bi de cd playerim vardi, ama modern olanlardan degil, böle her sarsintida durup, 3-4 saniye takilanlardan. bi de entrylerime hala konu olan bi sevgilim vardi. eminönünden trene binip kücük cekmeceye kadar, o'na giderken, bu cdyi 78456474 kere dinlemisimdir heralde, tren her sarsildiginda takila takila. sirf chinanin sozleri yuzunden, bu adamla ayrilmak yerine uzatmalari oynamisligim var. ama tabii ayrilindi sonucta. sora gelsin tear in your handler, crucifylar, precious thingsler*.

    seneler sora da bozcaadada kaybettim. zaten artik cd almak mi kalmis. o zaman ne bicim para biriktirip almistim be :/

    cok utanarak gelen edit: bozcaadada kaybetmemisim, baska bi sevgilime hediye etmisim. bilerek de silmiyorum ki bu entryi, alzheimer oldugumda bakip bakip, "ben kucukken de boyleydim" diyebiliyim.
hesabın var mı? giriş yap