• funk'ın efendisi james brown'ın en mühim albümü olan "live at the apollo", brown'ın 24 ekim 1962'de new york'taki apollo adlı r&b kulübünde verdiği bir performanstır ve pek çok otoritece müzik tarihinin en iyi konser albümü olarak gösterilmektedir. bu şovun büyüsünü en iyi anlatan şey seyircilerin çığlıklarıdır. 70'inden sonra bile hala ne kadar enerjik olduğunu bildiğimiz brown, 30 yaşında olduğu bu gösteride formunun ve performansının zirvesindedir ve yıldız olmak üzeredir. onu büyük bir yıldız yapan şeyin bu albüm olduğunu belirtmemeyse bilmem ne kadar gerek vardır.

    yarım saatlik albüm 1963'te piyasaya sürülmüş. içinde lost someone, think, i'll go crazy, try me gibi bombaların yanı sıra brown'ın ilk hiti olan please please please'i ve why do you do me'yi de içine alan bir potpuri de var.
  • james brown çok mühim adam. çılgın şarkıları var di mi? it's a man's man's man's world'ü, i got you i feel good'u, funky drummer'ı, get up i feel like being a sex machine'i kim bilmez ki? bunlar çok etkili, rock n roll'un seyrini değiştirmiş şarkılar. ama "live at the apollo"dan gayrı, hepsi yalan neredeyse. bu konser kaydını dinlemeyen ben james brown'cıyım, kendisini pek severim demesin arkadaş mümkünse. james brown bu konserdir, bu konserin ruhu james brown'ın ta kendisidir. diğer her şey bundan sonra gelir.
  • think isimli şarkının bu kayıttaki versiyonu herhalde ölüyü mezardan çıkarıp fıkır fıkır oynatır.
    evirip çevirip dinlediğim üç-beş albümden biridir.
hesabın var mı? giriş yap