• 2006 yılında bir çocuk çıktı, evinde kaydettiği tınıları albüm halinde bize sundu ve işte o aşamadan sonra herkes beyninden vurulmuşa döndü; çünkü kimse böyle bir albüm beklemiyordu, kimse böyle bir müzikal ziyafet beklemiyordu. inanılmaz bir enstrüman harmonisi içerisinde kulaklarımızın pasını sildi bu farklı balkan melodileri. kimi için gulag orkestar yılın albümü oluverdi. aradan sadece sekiz ay geçiverdi ve beirut bu sefer de lon gisland isimli muhteşem ep'si ile gelecek albümü hakkında umutlarımızı tavana çıkardı. ep sırasıyla 5 şarkıdan oluşuyor:

    1. elephant gun
    2. my family's role in the world revolution
    3. scenic world
    4. the long island sound
    5. carousels

    üç yeni şarkı ve iki eski şarkının yeniden yorumlanışı. scenic world'de (ki bence gulag orkestar'ın en iyi şarkılarından birisi idi kendisi) ve the long island sound'da daha epik ve daha yumuşak bir sound'a geçildiği görülüyor. ep'nin tümünde yakalanan ise insanı dans etmeye teşvik etmesinin yanı sıra içinizde gizli kalmış bir yerlere dokunan bir niteliğe sahip olması.
  • naiflikte ve özgünlükte sınır tanımayan bir çalışma daha, enfes..
  • sobermag mecmuası işçin kritik ettiğim ep.

    hatırlayın, bundan bir kaç yıl önce her elinizi sallayışınızada; bir indie folk söyleyen, müzik basını tarafından singer-songwriter kategorilerine yerleştirilen birine çarpıyor muydu mutlaka. yıllar yılları kovaladı, albümler albümleri ve bonnie prince billy’ler, sufjan stevens’lar, joanna newsom’lar piyasayı bu müzik olayıyla salladı. kimse bu müziğe kötü, sıradan veya basit diyemiyordu çünkü inanılmaz rahatlatıcı ve eğlenceliydiler.

    işte bu halkanın son zincirlerinden biri durmakta şimdi de karşımızda; 20 yaşındaki zach condon’ un solo projesi beirut. bu genç yaşında balkan folk müziğini tüm dünyaya tanıtmayı kendine görev edinmiş zach condon, geçen yıl mayıs ayında ilk albümü “the gulag orkestar” ile kulaklarımızın pasını silmeyi başarmıştı. genelde akordeon ağırlığındaki albüm, ara ara trompet ve saksofon, mandolin ve bunun yanında tef benzeri bir şey olduğunu tahmin ettiğim bir vurmalıyla, cayır cayır elektro gitar kullanmadan da gayet melodik ve etkileyici bir albüm yapılabileceğini kanıtlamıştı müzik camiasına. bu albüm 2006’ nın en beklenmedik derecede vurucu albümlerinden biriydi – the decemberists de 2005’ te aynısını yapmıştı hatırlarsanız-.

    aradan henüz bir yıl geçmemesine rağmen, bildiği yolda devam eden beirut, şimdi ise lon gislang – long island mı desek acaba- ep’ siyle karşımızda. balkan folku ile indie rock’ ı birbirine iyi yediren ve hani buralarda sıkça duyduğumuz ve artık bıkkınlık veren sentez olayını layıkıyla yerine getirmiş zack condon. mevzubahis ep’ de beş şarkı bulunuyor, ilk albümdeki scenic world, değişik bir yorumla bu ep’de de mevcut. diğer şarkılar da ilk albüm çizgisinde ve iyice bulanan müzikal piyasada, ağzımızın tadını tekrar yerine getiecek gibi duruyor.

    sen git 16 yaşında doğu avrupayı turla, ardından dön evine, yatak odana kapan ve böyle bir albümler yap, olacak iş değil. burada çok farklı bir müzikten bahsediyoruz. beirut’ ta uzun zamandır bulamadığınız ‘organik’ liği ve hüznü ve sevinci aynı anda bulacaksınız. ha bir sevindirici haber daha, beirut, 30 haziran’ da radar live festivali kapsamında, bu müzikal şöleni, canlı dinlememiz için ülkemiz sınırlarına teşrif edecek.
  • long island'in, yerelleri tarafindan telaffuzu. o harfi wa gibi okunacak, n sonrasinda saliselik bir duralama, n ve g genizden soylenecek zati, is kismi da geriden bir aay seklinde uzatilacak, d ya duyulur ya duyulmaz.
hesabın var mı? giriş yap