• bkz vermeye çalışan bir yazar, hala beceremedi.
  • başrollerini isabelle huppert, gerard depardieu'nun oynadığı 1980 yapımı fransız filmi. her iki mükemmel oyuncunun da gençlik dönemlerine tanık olduğumuz bir film. sözgelimi isabelle huppert 25 yaşındadır!

    gerard depardeu işsiz, aylaklığı seven, çapkın bir genç, isabelle huppert ise evli, kitap okumayı seven, işi gücü olan bir genç kadın. ve tabi ki aralarında cinselliğin ön planda olduğu bir ilişki.

    yeşil kart filmiyle tüm dünyanın bildiği depardeu'yu depardeu yapan, gözle görülen bir profili vardır, o bu filmde doruktadır.
  • istanbul da zenci ırkçılığı yapıldığını keşfetmiş, daha sonra bunun yurt genelinde de böyle olduğunu kavramış, akabinde ise bunun ekşi sözlük bünyesinde de görülebildiğine şahit olmuş yazar kardeşimiz... bir sonraki aşamaları heyecanla bekliyoruz...

    sanıyorum cennetten yeryüzüne yeni inmiş bir melek kendisi...

    - istanbulda zenci ırkçılığı yapılıyor!
    - hadi canım!! daha neler..

    (bkz: ku klux klan)
  • fransızlara karşı önyargım malum, ve bu tür filmler de bu önyargımda ne kadar haklı olduğumu bir kez daha kanıtlıyor bence.. zira fransız filmlerindeki "doğal.." gibi gösterilmeye çalışılan son derece yapay erotik mizansenler bana hiç de hitap etmiyor; bu filmdeyse bolca bu tür mizansenlerle dolu halde..
    (http://yucitek.blogspot.com/2011/03/loulou.html)
  • bu isimde bir de fransız çocuk kitabı vardır.

    içeriğini bilmiyorum, türkçesini de bulamadım. olur da bi gün biri loulou diye yazar, bu kitabı ararsa çilemi görsün diye giriyorum bu entry'i de..
  • isabelle huppert ile gerard depardieu'nun nasıl seviştiklerini merak ettiğim için izlediğim film. tabii ki bundan çok daha fazlasını buldum, maurice pialat çok güzel bir kadın kafası yaratmış. evet bu arada, filmde loulou değil, nelly ön planda.
  • juliette armanett'in a la folie'den sonraki ikinci favorim olan şaheseri. fransızca öğrenmek istememin iki birbirinden kaliteli sebebi var. biri l'imperatrice gibi "bon voyage, imbécile" diyebilmek, diğeri de bu günler sona erdiğinde delirirken eşlik etsin diye bu şarkıyı söyleyebilmek.

    "loulou, loulou
    t'es où? t'es où?" diye fısıldayabilmek.

    loulou loulou

    froid d'hiver dans le cou
    mordue par un loulou
    lacérée toute la peau
    lacéré c'était beau
    mordue par un visage
    dévorée j'ai la rage
    une canine dans la poitrine
    une canine qui m'assassine
    hantée par son histoire
    hantée par son regard
    ravagée toute la peau
    ravagé c'était beau
    hantée par ces mains sale
    dévorée, oui j'ai mal
    une canine dans la poitrine
    une canine qui m'assassine
    loulou, loulou
    t'es où? t'es où?
    t'es où? t'es où?
    t'es où? t'es où? t'es où?
    loulou, loulou
    t'es où? t'es où?
    loulou, loulou
    t'es où? t'es où?
    loulou, loulou
    t'es où? t'es où?
    t'es où? t'es où?
    t'es où? t'es où?
    j'te l'avoue
    brûlée là sur la bouche
    brûlée, cramée, pas touche
    j'caresse la cicatrice
    j'caresse comme une actrice
    brûlée par un espoir
    fumée blanche, fumée noire
    une canine dans la poitrine
    une canine qui m'assassine
    évadez-moi j'm'en fous
    évadez-moi j'irai où
    tu iras loulou
    y es tu? je t'en prie, dis-moi
    égarée partout
    égarée j'me perds dans la boue
    j'ai plus de maison j'avoue tout
    j'suis toute, toute à toi louloulou
    loulou, loulou
    t'es où? t'es où?
    t'es où? t'es où?
    t'es où? t'es où? t'es où?
    loulou, loulou
    t'es où? t'es où?
    loulou, loulou
    t'es où? t'es où?
    loulou, loulou
    t'es où? t'es où?
    t'es où? t'es où?
    t'es où? t'es où?
    j'te l'avoue
    vous
    j'te l'avoue
    vous
    j'te l'avoue
    vous
    j'te l'avoue
    vous
    j'te l'avoue
    vous
    j'te l'avoue
    t'es où? t'es où? t'es où? t'es où?
    j'te l'avoue
  • paradoksal bir karakter olan sürrealist ressam rene magritte'in, renkleri veya cinsleri ne olursa olsun, beslediği tüm köpeklere verdiği isimdir. açıklaması ise gayet mantıklı: "tek bir isimle hepsini yemeğe çağırabiliyorum, neden uğraşayım ki?"

    1922'de evlendiği ve sanatsal kariyerinin merkezinde ona ilham kaynağı olan georgette berger'den sonra evlat edindikleri pomeranian cinsi tüm köpeklerin isimi ise "jackie" olacaktır. sanatçının "le civilisateur" ismiyle portrelerini yaptığı jackie'lerin 1944 tarihli olanı açık artırmada 983,000 sterlin'e, 1946 tarihli olan ise 489,000 euro'ya alıcı bulmuştur.
hesabın var mı? giriş yap