*

  • ayni isimde bir de film wardir ki robert de niro gene gorulesidir bu filmde de
  • (bkz: the mission)
  • john grisham'ın "vasiyetname" adlı romanında 11milyar doların bırakıldıgı kadının kendini adadıgı olay...
  • (bkz: rahibe teresa)
  • türkiyedeki misyonerlik etkinlikleri sanılandan çok daha geniş kapsamlı ve örgütlü. dünyanın dört bir tarafından gelen, uzay mühendisliği gibi pek enteresan ve doktorluk, avukatlık gibi daha geleneksel mesleklere sahip, yüzlerce, belki de binlerce kişi, türkiyenin dört bir yanında (afyon, selçuk, alanya vs) sürekli toplantılar yapıyor, aileleriyle birlikte türkiyeye yerleşiyorlar. misyonerlik faaliyeti ta en başından beri olduğu gibi, günümüzde ve coğrafyamızda da tamamen politik ereklerle gerçekleştiriliyor. misyonlerlik pratiğinin pudra şekeri kaplı sahte gülümsemeler ve boş vaatlerden oluşan vitrini biraz kazındığında, akla komplo teorilerini getirecek denli örgütlü çabalar (örneğin azerbaycanda kurulmuş bir misyoner okulu var) ve insanları sırf hedef kitlesi olarak gören bir çıkar grubunun sevimsiz çabalarıyla karşılaşılıyor. bu olguya zekeriya beyazvari bir yaklaşım göstermenin abesliği malum dahi olsa, ortada dönen, bizzat isayı dahi küplere bindirecek etkinliklerin hiç değilse farkında olmak gerekiyor.
  • kotu seksi millete yaymaya calisan, sessiz sakin konusan, cay icmeyi seven tavuk gibi insanlar.
  • taksimde kaset dagitiyodu bunlar. bir tane almistim, icinde abuk subuk hikayeler falan vardi. ertesi gun ayni kizla cocugun yanina bir daha gittim, kaseti cok ilginc buldugumu, bircok arkadasimin bunu dinlemekten zevk duyacagini soyleyerek daha cok kaset istedim. on tane daha verdiler. hepsini silip ustlerine sevdigim sarkilari cekmistim. bir arkadasim da zamaninda bu yolla onlarca vhs kaset almisti hz. isa'nin hayati diye, uzerlerine alfin butun bolumlerini cekmisti. hala izleriz sikilinca. misyonerlerin art niyetli insanlar olduklarini dusunuyorum. neyse ki kafalari iyi calismiyor.
  • istanbul da son yıllarda daha da artarak devam eden misyoner faaliyetleri dogrultusunda , orta halli semtlere yerleşen amerikalı, ingiliz, koreli .. vb kişiler ya da aileler müslüman komşularının sempatisini kazanmaya çalışarak bir yandan da kendi dinlerinin propogandasını yapmaktadır. bunlardan bazıları ; kilise de yemekli tplantıların düzenlenmesi , gençlere yönelik müzikli eğlenceli toplantılar, hristiyanlıga ozgu dini bayramlarda kilise de yapılan toplantılara çağrılar, her özel dini gün sanki müslümanlarında günüymüş gibi onlara hediyeler alınması yemekler ve özellikle tatlılar yapılması , christmas da mumlar yakılarak kapı kapı dolaşıp şarkılar söylenmesi, yılbaşı hediyelerinin alınması, sonsuz ilgi alaka, sevimli yüzler , sempatik davranışlar, muslumanlıga ozgu dini gunlerin de hatırlanması ama - bak bu da benim dinim deyip incil hediye edilmesi , akşam caylarına misafir gittikleri evde incil den parcalar okumak istemeleri ve daha birçok ilginc aktivite ...
  • (bkz: turgay ucal)
hesabın var mı? giriş yap