• kusursuz olma dayatması içinde cosmo kadını olamayıp bi de üstüne depresyona giren kadın milletine "bildiğin kadının dergisi" olarak gerçekleri anlatan dergi..nasıl kilo verilmez diyorlar,alışveriş yapmazsa ölecek günü diyorlar,yani gerçek ve kusursuz olmayan kadını anlatıyorlar..internet üzerinden ilk sayısına ulaşmak ve "hah aynı ben" demek mümkün yazıları okurken..
    http://www.madambrownie.com/
  • ilk sayısında erdil yaşaroğlu ve ekşisözlük yazarı terelelli temcik röportajlarıyla girişilmiş. bence bu derginin kalitesi hakkında bize fikir veriyor. ayrıca sokakta, otobüste, mahallede, okulda falan gördüğün kızlar var. yani bildiğin kadın. erkekler açısından, kadınların düşüncelerini okumak adına güzel bir kaynak olabilir, çaktırmayın.
  • sen istiyor ruj başlıklı yazısındaki rujun christian dior falan değil basbaya guerlain olduğu dergi. marjinal olcaz diye götten de sallanmaz. bari biraz bişey bil yazıyorsan.

    edit: düzeltmişler.
  • şu sözlükte kimlerden ne mesajlar aldım şimdiye kadar; hollywood yıldızları, kızılderililer, üst düzey yöneticiler...
    bazısı hayırlara vesile oldu, 900' lü hat aldım bir dönem, tv' ye çıktım, kitapta yazdım, ekşi dergi' de yazım çıktı.
    sonra tabi kişisel yükselme, sözlüksel gerileme dönemine girdim.

    sonra işte gene bir mesaj geldi; "röportaj yapmak istiyoruz" diye; "vay baboli, vay hacıkis? benle mi? niye ki? ne üzerinekineki?" diye sorakaldım.
    telefonlaşıldı, izah alındı; bu bir kadın dergisi idi ama bu topraklarda yaşayan gerçek, komik, doğal kadının dergisi olacaktı.
    benim gibileri, hepimiz gibileri anlatacaktı.
    bildiğin kadını ama hangi bildiğin kadını?

    "şerefsizim benim aklıma gelmişti" dedim içimden, dışımdan "olur yapalım röportaj" dedim.

    5,5 saat sürdü.
    ben muhabbet ediyoruz sanıyordum, daldan dala anlatıyorum; bir vesile şöyle bir cümle kurdum; "şöyle olsa böyle olsa bir de hede olsa kütür kütür sevişirim derdim"

    madambrownie deyince "kütür kütür' ü yazmamın sakıncası var mı?" bende aydınlanma oldu.
    anam anam dedim yazma bunları, "çatır çatır diye düzeltsek?" dedi madambrownie.

    kalbim bando çalarak bekledim röportajın yayınlanmasını, uzun konuştuğumdan kelli, bant yetmemiş kaydetmeye, özetlemişler zahir

    yoksa halim dumandı.

    son 10 günümü -temcik' le röportaj "kütür kütür nasıl seviştim?"- manşetine bakarak ve "ama öyle mi dedim ya öyle mi dedim? " diye ağlayan halimi tasavvur ederek geçti.

    hamdolsun teğet geçti.

    yokluğu yara bir mecraydı bu dergi, iyi ki geldi hoşgeldi.
    elle imiş, cosmopolitanmış daha evime girmemişti, madambrownie ise gelmekle kalmadı, internet explorer' ın favoriler kısmına yerleşti. pazara ikea' dan ona ayna, paspas filan alacağız...
  • şu anda web sayfası sdece index of cgi-bin gösteren dergi.
  • facebook'taki iletisinde şunu gördüm:

    biri, başka çorabı olmadığı için, eteğin altına kaçık bir çorap giymiş, üstelik gözükmesin diye yukarıya çekmiş; ama gün içinde "çorabın kaçmış" diyenlere, "aa hiç farkında değilim" numarasını yapmaktan geri kalmamış...

    eheh, manyak mıdır nedir :)
  • "first date önemli tabi. ne giysem, hangi ruju sürsem, bununla bu ayakkabı olur mu? bu çantayı alsam çok mu küçük? hem regl de oldum, of tam da sırasıydı! çıldırmaya az kaldı." diyerek o ilk gün sıkıntısını gözler önüne sermişler, buyursunlar efendim:

    http://vimeo.com/15695456
  • http://on.fb.me/9cjfbc

    parti için güzel bir gün.
  • an itibariyle twitter üzerinden yaptıkları yarışmayla cem karaca'yı geçip ilk sırada tt olmuşlardır.

    #askgaliba hashtag iyle, @nishmark ve @madambrownie ye mention yaparak tweet atılıyor. tweetlerin sonu gelmiyor.

    konu aşk olunca, ortalık yıkıldı tabi!
hesabın var mı? giriş yap