*

  • matrix beyaz perdeye getirdiği plato veya diğer ismi ile ,eflatunun dünyanın ve yaşam tecrübesinin ne denli gerçek olup olmadığını tartışan felsefe teorisi.
    (bkz: the matrix) (bkz: matrix)
  • platonun cumhuriyet veya republic isimli diaolğunda, glaucus'e her insan'a gerçek gelenlerin ne kadar doğru olduğunu tartışmak uğruna bir magrada arkalarını güneş ışığına dönmüş kımıldayamayan ve başlarını çeviremeyen insanlara karşılarında kurulmuş bir nevi karagöz ve hacivat perdesinde gördüklerinin ne kadar gerçek geleceğini açıklayan ve eğer bu mağrada hapis tutulan şahıs güneş ışığına çıkarılıp gerçekle yüzleştirilirse mağrada gördüğü gölge oyununun kendisine ne denli daha gerçekçi geleceğini tartışan felsefe teorisi.
  • eflatun yuzlerce sene once aslinda neredeyse sinemayi tarif etmistir. bu nedenle magara alegorisi film kuramlarinda, ozellikle gerceklikle ugrasan kuramcilarca sik sik anilir.
  • woody allen bir filminde anmıştır kendisini mağara içindeki zincirden kurtulan ve dışarıdaki dünyayı gören kişi alegoride filozof olması gerekirken woody allen filminde adam kasap olmuştur ve 60 yaşındada kalp yetmezliğinden ölmüştür.
  • plato'nun "mağara benzetmesi", plato'nun benzetmesine göre toplumdaki insanlar (düşünürler dışındakiler) bir mağarada kollarından birbirine zincirlerle bağlanmış ve sırtı mağara kapısına dönük oturan esirler gibidirler. sadece arkalarındaki ışık kaynağının (doğrunun,gerçeğin) yaydığı ışıkla karşılarındaki duvarda oluşan kendi gölgelerini görebilir, bu gölgelere bakarak eğlenir ve hayatlarını böyle geçirirler. filozoflar ise kendilerini bu zincirlerden kurtararak her ne kadar zor ve acı verici olsa da yüzlerini cesaretle ışığa (gerçeğe) dönerek hayatın gerçek anlamını ve doğruyu görebilen kimselerdir. ancak bu kimselerin mağaraya döndükten sonra gördüklerini diğer insanlara anlatması ve onları inandırması da bir o kadar zor olacaktır, çünkü esaret ve karanlık rahattır, oysa gerçekleri görmek ve ışığa bakmak cesaret ister.
    (bkz: plato)
  • felsefeciler begenmeyebilir ama bir de allegoriye su acidan bakalim; iki boyuttaki bir varligin ucuncu boyutu algilamasi ya da bizlerin zaman boyutunu (dorduncu boyutu) algilayabilmemiz...
  • platon, devlet isimli kitabında bu alegoriyi bir de eğitim yönünden ele almıştır. ona göre eğitim, mağaranın dışında olagelen şeylerin bir yansıması, bir ilüzyonudur. bu düşünce, her ne kadar başta platon un eğitim kurumunu eleştirdiğini insana düşündürse de, aslında platon bunun yararlı olduğunu düşünür, çünkü bu ilüzyonlar bizi mağaranın dışında bekleyen "hayat" a hazırlar, nelerle karşılaşacağımız hakkında fikir sahibi olmamızı sağlar.
  • plato tarafindan ortaya atilmis ve turkcesi "magara yorumu" manasina gelen bir teoridir. bu teoriye gore, herhangi bir insani, derin bir magarinin icine zincirlerseniz ve o insan sadece disaridan onune yansiyan golgeleri gormekteyse, o golgeleri gercek olarak algilar. aslen toplumdaki kural ve kaliplara gonderme yapan plato, burada benzetme yontemini kullanmaktadir. buna gore;

    magaraya zincirlinmis insan: toplumun parcasi olan bireyi
    magara: toplumu,
    zincir: toplum icerisinde insani sinirlayarak belli kaliplara girmeye zorlayan hukuki, dini ve ahlaki kurallari,
    golgeler: yukarida bahsi gecen kurallara gore toplum tarafindan belirlenen ve benimsenen dogrulari

    sembolize etmektedir. modern toplum anlayisini oldukca saglam bir temele dayanarak sorgulayan guzel bir benzetmedir.
  • her insan doğuştan materyalisttir. bebek kafasını sehpanın kenarına çarptığında veya elini sıcağa değdirdiğinde onların gerçek olduğundan kuşku duyar mı?

    platon, bütün ukalalığıyla bizi öz yaşam deneyimlerimizle gerçek bildiklerimizin hiç birinin gerçek olmadığına ve asıl gerçek olanın bilgisine ise asla ulaşamayacağımıza ikna etmeye azmetmiş bir kaçıktır ve tarihteki birçok kaçık gibi ikna kabiliyeti oldukça güçlüdür. hatta belki de eski yunanda gayet kabul gördüğü üzere sadece ikna kabiliyeti, polemik gücü sayesinde bunca önemsenmiştir.

    geçmişten günümüze hala kendi deneyiminden aldığı dersten tereddüte düşebilme potansiyeli bulunanları "dur ya, yoksa, vay hakkaten" dedirtebilecek düzeydeki bu yeteneğin özgün ürünlerinden biri, belki platonun en sansasyonel eseri bu mağara alegorisi olmalı.

    (bkz: zamanının ötesinde entry'leri/@andrew)
    edit: 2400 yıllık esere eleştiri de zamanın ötesine geçer mi? bunu kötüleyenin 2400 yıl geride kalmış olmazı lazım. (bkz: smiley koymak istiyorum)
hesabın var mı? giriş yap