• yirmibirinci istanbul film festivalinde de gosterilecek olan hollanda filmi.
  • "askla sadakat arasinda yapilan secimin ruzgarina kapilanlar cok uzaklara savrulur." sozunden sonra umutsuz asigin gonderdigi kagittan kuslarin, saklandiklari kafesten, sadakati secen tarafindan saliveridiklerinde ruzgarda gokyuzune dogru suzulusleri unutulamayacak olan film.
  • koyumavi arkadaşımızın belirttiği sahnede,, arkadaki 2 teyzenin*,, "aa kıza bak.. kuşları biriktirmiş" diyerek,, kendimi kaptırmış olduğum hikayenin içine ettiği film.. hoş filmin başında,, hikayenin geçtiği yerin tunus mu yoksa fas mı olduğu konusundaki koyu tartışmalarından,, böyle bi olayı beklemeliydim ama,, napalım olmadı..
  • festivalde sinepop'un balkonundan zar zor izlemeye çabalarken ; ilk öyküyü izleyip ikincisine geçtiğini anlamadığım * giderek herşey karışırken ,tam uykuya dalcakken güzel bir sonla beni hayretlerde bırakan enteresan görüntülere sahip ödüllü film.*
  • altıncı uçan süpürge kadın filmleri festivali kapsamında gösterilmiş, simgelerle dolu bir film. bir babayla oğlunun hikayesini konu alır. ineke smits tarafından yönetilmiştir.
  • 2002 senesindeki istanbul film festivali'nin uluslararası yarışma ödüllü hollanda filmiydi.
  • magonya, yahut orjinal ismiyle magonia, teknolojik ya da dayatılmış aklın reddi ile dış dünyayla cılız da olsa bağlantı kurabilmenin arasında duruyor. bir babanın sadece kısıtlı zamanlarda görebildiği oğluna bir masal ülkesi olan magonya hakkında öyküler anlatmasında yola çıkarken, 1960’larda özellikle italya’da oldukça yaygın olan epizodik öykü anlatımına da göz kırpıyor.
    hikayelerinde rengarenk bir ırklar mozaiği kuran baba, aslında dış dünyaya bağlı olamadan yaşamanın mümkün bir hal olduğunu, bizi gittikçe paranoyak ve tecrit edilmiş kılan modern hayatın toptan reddedilebileceğini, gerçekliğin siz ona değer verdiğiniz sürece geçerli bir kavram olduğunu, kişinin aklını istediği gibi kullanarak kendi varoluş alanlarının sınırlarını belirleyerek kendini bir anlamda yeniden üretebileceğini, liberalizmin “iyi yaşam”ı tanımlamak yerine, yaşamı standartlaştıran ve bireyleri “yansız” kalmaktansa kolektif bilincin kanatları altına sürüklediğini düşündürüp duruyor. **
  • ithaki tarafından yeniden basımı gerçekleşmii maria dahvana headley kitabıdr.
hesabın var mı? giriş yap