• tam adı iulius valerius maiorianus olan ve 457-461 tarihleri arasında batı roma imparatorluğu imparatoru. doğu ve batı arasındaki zayıf bağı sağlayan theodosius hanedanlığı kökenli son imparator iii.valentinianus'un 455 senesinde öldürülmesinin ardından 455-457 arası sırasıyla petronius maximus, avitus'un imparatorluğu yönettiğini varsayarsak majorian'ın 4 sene tahtta kalması onun yetenekli birisi olduğu konusunda sanırım yeterli öngörüyü sağlayacaktır. yine de majorian kendisinin ardılları gibi flavius ricimer'in gücünün gölgesinde kalacaktır ki hayatı da ricimer'in gücü nedeniyle son bulacaktır.

    majorian'ın önemi şudur: vergi dağılımını, defensor teşkilatını ve bekaret yemini ile ilgili kuralları yeniden düzenlemesidir. dolayısıyla bahsi geçen imparator son zamanlarda alışılagelmiş olan general imparator çizgisinde olmakla birlikte -en azından kazandığı zaferler bunu gösteriyor- imparatorların dahi müdahale edemediği bürokrasiyi görece iyi bir seviyeye getirmiş olan bürokrat. vergi dağılımını düzelterek yoksulların sırtındaki vergi yükünü azaltmayı becermiştir, bu da toprağını bırakıp kaçan köylüleri ya da yağmaya uğrayan ardından da şehirden kaçan esnafı şehirlerde tutmasına ve böylece verginin yeniden roma'ya akmasına sebebiyet vermiştir. şehri savunan ve aynı zamanda bürokratik işlemlerle uğraşan defensores sınıfını yeniden hayata geçirmiştir, böylece yoksullara zulmeden vergi toplayıcıları* etkisiz kalmıştır, yine aynı grup şehirde askerlik mesleği ile de ilişkili olduğundan şehirlerin kolayca yağmaya uğramasını da imkansız kılmıştır. roma'nın resmi dininin hıristiyanlık hâline gelmesi ve manastır yaşamının yaygınlaşması imparatorluğun bir diğer sorunu idi; bekaret yemini eden ruhban sınıf hem vergi vermiyor hem de bekaretlerinden ötürü nüfusun artmasına engel oluyorlardı, dolayısıyla vergi tabanını gelecek nesiller için daraltıyorlardı. kavimler göçü ile başlayan zaman zarfında manastırlar kasabalar ve köylere nazaran biraz daha güvenli yerler idi, pek çok insan öncelikle güvenlik sebebiyle manastırlara katılmaya çalışıyorlardı. her ne kadar iii.valentinianus zamanında manastırlara katılmak için serf sahibinden izin almalıdır şeklinde bir kanun çıkarılmış olsa da bu kanuna uyan da pek yoktu; majorian bu durumu da kanunları yeniden düzenlemesi ile düzeltti.

    kendisinden önceki imparator olan ve imparator olmadan önce galya prefekti olan avitus'un arası vizigotlar ile son derece iyiydi, avitus'un ardından tahta geçince vizigotlar isyan etti, fakat yenilgiye uğradılar. ardından galya'yı yeniden kazanmak için isyankarları ve soylu aileleri affetti, buna ek olarak majorian kazandığı zafer sayesinde vizigotların hâlâ roma'nın yanında olmasını sağladı ve onları feoderati olmaya zorladı. flavius aetius zamanında güçleri kırılmış olan burgundları da yeniden federe olmaya zorlayan majorian güney ve orta galya'da kesin olarak roma hakimiyetini sağlamış oldu. bir diğer nokta ise iber yarımadası'nı yeniden imparatorluğu kazandırmasıdır, bu yarımada vandallar afrika'ya geçtikten sonra * kontrolünde idi, ta ki vizigotlar fethedene kadar. vizigotların yarımada üzerinde kontrolü sağlaması ile iberya'da roma kontrolüne girdi, süevler de federe olmaya zorlandı. ilirya eyalet valisine gücünü de kabul ettiren majorian onun kumandasında bir orduyu da sicilya'yı yeniden fethetmek maksadıyla yolladı ve bu işi de başardı.

    majorian'ın asıl hedefi ise elden çıkmadan önce roma'nın tahıl deposu olan afrika'yı geri kazanmaktı, fakat vaktinde roma donanmasının büyük çoğu geiserich'in eline geçmişti. amacına ulaşmak için güçlü bir donanma ve orduya ihtiyacı olduğunu anlayan ve bu doğrultuda hareket eden majorian afrika eyaletine saldırmadadı, çünkü geiserich'in harekattan haberi olmuştu ve donanmasını roma donanmasını yok etmesi maksadıyla yollamıştı. donanması iberya'dan harekete çıkmak üzere demirlemişken vandal baskınına uğradı ve bol miktarda gemiyi kaybetti. daha sonra vandalların kralı geiserich'i barış konusunda ikna etmeyi başardı; fakat gerek son seferindeki başarısızlığı gerekse vandallar ile barışması italya'da güç sahibi olan devrin magister militumu flavius ricimer için yeterli sebeplerdi. ricimer italya'da majorian ile buluştuktan sonra onu tutuklattı, tutuklanmasından birkaç gün sonra başı kesilmiş hâlde nehir kenarında bulundu. böylece batı roma imparatorluğu son şansını da kaybetti.
  • eğer roma imparatorluğu'nun çöküşünü m.s. 476 olarak kabul edeceksek kendisinin roma'nın son gerçek imparatoru olduğunu iddia edebileceğimiz geç dönem batı roma imparatoru.

    kendisini, kendisinden önceki ve sonraki bir dizi beceriksiz ve kuklavâri imparatordan ayıran nokta, batı roma imparatorluğu'nun içine girdiği idari, askeri ve kültürel girdabı fark ederek bu hususta pek çok önlemler almış olması ve zaferi sadece meydan muharebelerinde değil, bozulmuş roma sosyal dokusunun onarılmasında aramasıdır.

    bu bağlamda, bir önceki imparatoru destekleyen galya eyaletine sefere çıkıp isyancıları mağlup etmiş ve daha sonra isyancıların önemli bir kısmını affederek görevlerine iade etmiştir. bu aslında en son gaius juilus caesar'da ya da marcus aurelius'ta gördüğümüz türden bir merhamet gösterisi örneğidir.

    m.s. 457'de ravenna'dan yola koyulup sinuessa yakınlarında yaklaşık 40 bin kişilik bir vandal ordusunu mağlup edip italya'nın kalbini kısa bir süreliğine de olsa barbar akınlarından kurtarmış olan majorian, daha sonra yukarıda da belirtildiği gibi kendisini tanımayan galyalılar üzerine çıktığı seferde askeri ve politik dehasından örnekler sergileyip hem lugdunum, akitanya ve narbo gibi önemli merkezlerin yeniden imparatorluk bünyesine dahil olmasını sağlamış hem de mağlup ettiği orduları yöneten soyluları eski görevlerine iade ederken askerlerini de foederati sınıfında kendi bünyesine katmış ve m.s. 459 ve 460'lı yıllarda iber yarımadasını vizigotlar ve süevler'den büyük ölçüde geri almıştır.

    işin kültürel ve sosyal tarafında da önemli adımlar atan imparator, kadınlara 40 yaşından önce manastır inzivasını yasaklamıştır. bilhassa italya yarımadasında yaşanan ciddi nüfus kaybı ve eski hallerinden eser kalmayan roma, beneventum ve capua gibi merkezlerin yeniden canlandırılması için bir nüfus patlamasına ihtiyaç olduğunu fark ederek bu adımı atan imparator, senato ile de yeniden kayda değer seviyede ilişkiler kurmuş ve bunu yaparken de uzun yıllardır bazı barbar kökenli generallerle maddi çıkar ilişkilerine girmiş olan senatörleri azletmiştir. bu ve başkenti mediolanum'a tekrar taşıma yönündeki planı, zinaya ölüm cezası getirmesi, vergi toplama yetkisini yalnızca valilere bırakması ve benzeri bazı radikal hamleleri, kendisinin kader ortaklığı yaptığına inandığı flavius ricimer tarafından ihanet edilerek katledilmesiyle sonuçlanan yolu açmıştır. çok şeyi kısa sürede değiştirmek istemiş ve bunda başarılı olmuşsa da hayatta kalmayı başaramadığından gerek fetihleri gerek ise yeni düzenlemeleri kalıcı olamamış ve imparatorluk yıkılışa doğru olan son sürat yolculuğuna kendisinin katlinin ardından devam etmiştir.

    yaşı değilse de yapmak istedikleri ve kaderi ile bana hep genç osman'ı anımsatmıştır. tahtı kendisinden sonra üç buçuk ay boş kalmış ve ricimer'in desteğini alan libius severus, majorian'ın katlinden yaklaşık dört ay sonra taç giyebilmiştir.
  • ortamlarda* ingilizce'ye aktarılmış ismiyle tanınsa da gerçek adı iulius valerius maiorianus olan batı roma imparatorluğu'nun son kayda değer imparatoru.

    kendisinin askerî, kültürel, adlî ve idarî muvaffakiyetlerine dair evvelce bir entry kaleme almış olmakla birlikte bugün, bazı tarih yazarlarının kendisinden ne sıfatla ve ne şekilde bahsettiğini belirtmek istedim. dilerseniz, bir satır üstteki linkten kendisinin neler yaptığına dair paylaşımımı okuyup öyle devam edebilirsiniz.

    radikalleşmiş hıristiyanların, büyük lakabını tarihte en hak etmeyen monarklardan biri olan theodosius döneminden beri kadim pagan tapınak, heykel ve röliklerine korkunç zararlar verdiği m.s. 5'inci asır roma imparatorluğu'nun pek bilinen bir realitesidir. maiorianus, bunu bir yasayla durdurmuş ve aynı yasa vasıtasıyla, kadim tapınaklara ve içerisindekilere kasten zarar verilmesinin cezasını ölüm olarak belirlemiştir. pagan olmadığı bilinen imparatorun bu kadar hoşgörülü bir karar almış olması, kendisinin esasen kadim roma erdemlerinden auctoritas, clementia, humanitas ve prudentia gibilerini adeta içselleştirip yalayıp yuttuğuna işaret etmektedir.

    bu bağlamda, 19'uncu asrın en ünlü tarihçilerinden edward gibbon kendisinden şu sözlerle bahis geçirmektedir: "insan onurunu aklamak için dejenere bir çağda ortaya çıkan büyük ve kahramanca bir karakter".

    erdem konusunda çok tartışılır bir özgeçmişe sahip olsa da m.s. 6'ncı asrın en mühim tarih ve magazin** yazarlarından prokopios ise justinianus'un bir iblis, theodora'nın dişi bir ölüm meleği, belisarius'un ise karısına köle bir ezik olduğunu iddia ededursun, koca bir imparatorluk mali kriz, tükenmiş ordu, ahlakî çöküntü, korunamayan sınırlar ve daha envai çeşit nedenden ötürü dağılma yoluna girmişken belki de bu silsile-i bevâikeyle tek başına cebelleşmiş maiorianus hakkında şu satırları kaleme almaktan geri durmamıştır: "maiorianus, her bir erdem açısından romalılar'ın taç giymiş tüm imparatorlarından daha üstün gelmektedir".

    bu kahraman karakter, ayrıca profil fotoğrafımı da kendi el çizimimle süslemektedir ki bunun konumuzla ne ilgisi olduğu hususunda makul bir açıklama getirmek çok da mümkün değildir.*
  • 420 - 461

    italya'nın efendisi olarak galya'ya girdi, arles'i aldı ve vizigotların kralı theodoric'i barışa zorladı. vandallara karşı başarısız oldu.

    sonra anthemius (bkz: #151058915)

    önceki avitus (bkz: #150958146)
hesabın var mı? giriş yap