*

  • teyp kasetleri bulunmadan once bir makaradan oburune sarmak suretiyle cali$an ses kayit ve oynatma cihazlariydi bunlar. lambali olduklarindan dolayi e$ek olusu gibi agir olurlar ve ceyiz sandigi zannedilebilirlerdi. eski ses kayitlarini aktarmak adina gunumuzde cali$an bir tane bulursam sevinecegim cihazlardandir.

    16 yıl sonra gelen edit: bu entry'yi yazdıktan birkaç sene sonra ebay'de 80 dolara kusursuz çalışanını buldum. eldeki bütün kayıtları dijitize ettim.
  • kaset calarin icadiyla, yayginligi azalan ses kayit ve dinleme cihazi. grundig markali olanlari makbuldu.
  • merakli kardes tarafindan yoldan gecen kizlara hava atmak için otomatik perde açma kapama düzenegine dönüstürülebilen, radyodan sonra türklerin evlerine girmis cihaz. * *
  • hala profesyonel ses stüdyolarında mastering için kullanılmaktadır.
  • elde kalmış önemli kimi makara bantların dönüştürülmesi için şiddetle aranan cihaz. bu işi yapan var mı, bilenin bilmeyenlere iletmesi elzem.
  • makaralı teyp diye adlandırılan cihaz. bant genişliği kasete göre daha fazla ve kafadan geçiş hızı daha fazla olduğu için ses kalitesi kasete göre hep daha iyi olmuştur. ayrıca bu cihazlar bilgisayarlarda data saklamak için uzun süre kullanılmışlardır.

    edit:
    ayrıca, monşer, lambalı olmaları gibi bir kaide yoktur. sadece eskileri lambalıdır.
  • (bkz: anani skim), ilk tanismamizda sarfettigim cumle bu oldu:

    eski sevgilimin babasi elektronik muhendisi ve isi nedeniyle sik sik japonya'ya gidiyor. kizi muzikle ugrastigi ayrica dinlemeyi sevdigi icin paraya acimamis en pahalisindan bir tane alip getirmis. misafir oldugum bir aksam, birlikte otururken, "simdi geliyorum diyerek" calisma odasina gitti bu, dondugunde yuzunde hinzir bir gulumseme vardi ama pek onemsemedim, bu ara muzik girdi..

    tidis tidis, up tis, dum tis giderken birden bir cam kirilma sesi geldi ve ben: anani skim ne oluyor lan diye odaya kosturdum
    yari yolda bu can kirilmasi ile up tis-dum tislar arasinda senkron olmasindan durumu cakar gibi oldum ama yine de aklim almiyor ulan bildigin camlar catir patir iniyor**, bu sinsi sinsi arkamdan gelmis, ben o esnada mal gibi etrafa bakinirken bu cihazi gosterdi.
    eger muzik dinlemeyi gercekten seviyorsan ve imkanin varsa evinde bu cihaz bulunmali arkadas, ama pahali, makina ayri pahali, dinleyecegin bobinler ayri pahali, ustelik zor bulunuyor. ben de muzik dinlemeyi cok severim ama burada bahaettigim gibi bir akai'ye 3000$ bayilacak kadar degil* o yuzden araya-taraya eski sovyet markalarindan birisi olan saturn'u buldum (80$), akustik sisteme baglamadan kendi ses cikislari ile dahi kalitesi mukemmele yakin, ozellikle orjinal studyo kayitlari dinlerken gercekten insani etkiliyor.
  • efendim öncelikle, kendileri şu tarz insanların yanında halen daha yaşamaktadırlar:

    1- nostalji seven ve eski bantlarını oturup dinleyen kişiler,
    2- analog alınan kaydın dijital kayıda göre daha samimi olduğuna inanan semi-pro/pro şahıslar,
    3- dijital kaydın miksi bittikten sonra mixdown yahut mastering aşamalarında hoşluk katmak için kullanan profesyonel kitle,
    4- baştan sona analog olarak kayıt alan ve tüm dijital imkanları reddeden (yine cd olarak veya internette yayınlanacak olmasına rağmen) ruh hastası kimseler.

    bu teyplerin kayıt ve editing imkanlarını günümüzle kıyasladığımızda, her ne kadar profesyonel aletler olsalar dahi yine de bilgisayar teknolojisine yenilmeye mahkum oldular. öncelikle kayıt esnasında hata şansınız yok veya yok denecek kadar kısıtlı. sonralıkla, edit çok zahmetli. pro tools'ta 1 saniyede yapılabilen cut-paste işlemini en az 3 dakikada yapabilmek (yok 45 derece açıyla keseceksin crossfade için, yok özel adhesive bantlarla tam denk getirerek yapıştıracaksın...) buna güzel bir örnek. undo şansınız hiç yok. bantları çok özel koşullarda saklamanız gerekli. hava sıcaklığı, nem her şey ideal olmalı. bir banda 4 kereden fazla kayıt yapılırsa bozulmalar iyice belirginleşmeye başlar. aletlere iyi bakmak, bakımlarını, kafa ayarlarını, kalibrasyonlarını yapmak gerekiyor. ve daha niceleri...

    onca zahmet, zaman kaybı. "peki bunlara değiyor mu?" sorusunun cevabı ise benim için değiyor şeklinde oluyor her seferinde. o uğraşın, sıcaklığın verdiği mutluluk paha biçilemez.
hesabın var mı? giriş yap