*

  • 1883 - 1945 arasında yaşayan. istanbulu ingilizlerin işgal ettiğini her türlü tehlikeye göze alarak atatürke ulaştıran telgrafçı. tarihi açıdan önemli bir yere sahiptir.
  • soyadı martonaltı'dır manastırlı hamdi efendi'nin;

    hamdi martonaltı..

    soyadının anlamı istanbul'un ingilizlerce işgal edildiği 16 mart* telgrafla mustafa kemal atatürk'e bildirmesinden gelmektedir..
  • mustafa kemal atatürk'ün nutuk'ta kendisine ayrı teşekkür ettiği insan.
    nutuktan alıntıdır;

    "bu vatansever ve yiğit kişi, manastırlı hamdi efendi olmasaydı, istanbulda geçen acı olaylardan haber almak için kim bilir ne kadar beklemek zorunda kalacaktık. istanbulda bulunan bakan, meb'us, komutandan, örgütlerimizdekiler içinden bir kişi çıkıp zamanında bize haber vermeyi düşünememiş olduğu anlaşılıyor. demek ki tümünü şaşkınlık ve korku kaplamıştı. bir ucu ankarada bulunan telin istanbulda bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkın bir hale gelmiş oldukları yargısına varmak bilmem ki doğru olur mu? telgraf memuru hamdi efendi sonradan kendisi ankaraya gelerek karargâhımız telgraf memurluğunu yapmıştır. kendisine borçlu olduğum teşekkürü burada herkesin önünde belirtmeyi millî ve vatani ödevlerimden sayarım."
  • mustafa kemal'e çektiği ilk telgraf şöyledir:

    "ankara'da mustafa kemal paşa hazretlerine,

    bu sabah şehzadebaşı'ndaki muzika karakolunu ingilizler basıp oradaki askerlerle ingilizler müsademe ederek neticede şimdi istanbul'u işgal altına alıyorlar. beray-ı malumat arz olunur."

    sonra devam eder:

    "bizim en emniyetli bir arkadaşımız var ki yalnız o değil herkes, yani gelen söylüyor. şimdi de harbiye nezaretinin işgalini haber aldık. hatta beyoğlu telgrafhanesinin önünde ingiliz askerlei olduğunu...fakat telgrafhaneyi işgal edip etmeyeceği meçhuldür."

    3. telgraf:

    "paşa hazretleri, harbiye telgrafhanesini ingiliz bahriye askeri işgal edip teli kestiği gibi, bir taraftan tophaneyi işgal ediyor. bir taraftan zırhlılardan asker çıkartılıyor. vaziyet vehamet kesbediyor. efendim, sabahki çarpışmada altı şehit, onbeş yaralımız var. paşa hazretleri emr-i devletlerine muntazırım. 16 mart 1336 (1920)"

    kaynak: yıllarboyu tarih dergisi, mart 1984.
  • nazım'ın kuvayi milliye destanında da geçer manastrılı hamdi efendi. asıl adı ahmet hamdi martonaltı'dır.

    5 nci bap 920 nin 6 mart'ı

    920'nin 16 martı.
    öğleden evvel
    saat onda
    makina başında şöyle bir telgraf aldı ankara'daki :

    «der-aliye 16/3/1920.
    ingilizler bastı bu sabah
    şehzadebaşı'ndaki muzika karakolunu.
    müsademe edildi.
    işgal altına alıyorlar istanbul'u şimdi.
    berâyi malûmat arzolunur.
    manastırlı hamdi.»

    920'nin 16 martı.
    harbiye nezareti telgrafhanesi buldu ankara'yı :
    «etrafta dolaşıyor ingiliz askerleri.
    şimdi işte
    ingiliz askerleri giriyorlar nezarete.
    işte giriyorlar içeri.
    nizamiye kapısına.
    teli kes.
    ingilizler burdadır.»

    920'nin 16 martı.
    manastırlı hamdi efendi
    buldu ankara'dakini tekrar :

    «paşa hazretleri,
    harbiye telgrafhanesini de işgal etti ingiliz bahriye askeri
    tophane'yi de işgal ediyorlar bir taraftan,
    bir taraftan da zırhlılardan asker ihraç olunuyor.
    vaziyet vehamet kesbediyor efendim.
    paşa hazretleri,
    emri devletlerine muntazırım.

    16 mart 1920
    hamdi»

    920'nin 16 martı.
    durumu bir daha tekrar etti hamdi efendi :

    «sabah bizim asker uykuda iken
    ingiliz bahriye efradı karakolu işgal etmekte iken
    askerlerimiz uykudan şaşkın kalkınca müsademe başlıyor.
    neticede bizden altı şehit, on beş mecruh olup
    ingilizler zırhlıları rıhtıma yanaştırıp
    beyoğlu ve tophane'yi işgal edip.
    işte beyoğlu telgrafhanesi de yok.
    işte beyoğlu telgraf memurları geldiler.
    kovmuşlar.
    burası da işgal olunacaktır bir saata kadar.
    şimdi haber aldım efendim.»

    920'nin 16 martı
    uykuda kesti kâfir üçümüzü,
    kurşuna dizdi kâfir ikimizi.
    ingiliz'in hepsi değil domuzu
    sabaha karşı aldı canımızı.

    920'nin 16 martı
    basıldı vezneciler'de karargâh.
    uyan be tosunum uyan.
    üçümüzü uykuda kesti kâfir,
    üçümüz : abdullah çavuş, şarkışla'dan osman,
    bir de zileli abdülkadir.

    920'nin 16 martı
    bozdoğan kemeri'nde
    kurşuna dizdi kâfir ikimizi.
    ahmet oğlu nasuh arkadaşımın adı,
    reşadiyeli veli oğlu memet benimkisi.

    920'nin 16 martı
    uykuda kesti kâfir üçümüzü.
    soktu osman'ın karnına kasaturayı,
    bastı göğsüne kâfirin dizi.
    dört çocuk babasıydı abdullah çavuş.
    doymadı dünyasına abdülkadir.
    üçümüzü uykuda kesti kâfir,
    kurşuna dizdi ikimizi.

    920'nin 16 mart sabahı,
    karakolun karşısında
    bırakmadım elimden silâhı,
    yere serdim iki ingiliz'i.
    senin ırzını kurtardım istanbul'um,
    sana can feda çakır gözlü gülüm.

    üçümüzü uykuda kesti kâfir,
    kurşuna dizdi ikimizi.
    şimdi üçümüz :
    abdullah ve osman ve abdülkadir,
    taşları yan yana yatar eyüp'te.
    arama, bulamazsın ikimizin kabrini,
    belki maşrıkta, belki mağripte,
    biz de bilemeyiz yerini.

    uykuda kestiler üçümüzü,
    kurşuna dizdiler ikimizi,
    ahmet oğlu nasuh arkadaşımın adı,
    reşadiyeli veli oğlu memet benimkisi.
    bir de altıncımız var,
    kara kaytan bıyıklı bir şehit,
    son mekânı şöyle dursun,
    adını da bilen yok...
  • donanım.haber forum yöneticilerinin tahammül edemeyerek sildikleri mesajımın konusudur.

    fallout 4 oyununda bir beyzbol topunun üzerinde gazi mustafa kemal atatürk’ün imzasının yer alması üzerine bir konu açılmış, ben de hoşuma giden bu jest üzerine iki satır kendi görüşümü yazdım. tahmin edilebileceği üzere yine çirkin ifadeler kullanıldı. ben de bunun üzerine ana konusu “bizden bir cacık olmaz” olan ve içinde manastırlı hamdi efendi’ye hayır duaları içeren aşağıdaki mesajı yazdım konu altına.

    “sevr imzalanmış, mevcut hükümet istifa etmiş, yeniden seçim yapılacak ve son meclisi mebusan oluşacak. anadolu ve rumeli müdafai hukuk derneği sivas, erzurum kongrelerini yapmış, gazi mustafa kemal ankara’da. sürekli arabulucular gelip gidiyor anadolu’daki örgütlenmeye. çağrı yapılıyor, kafanıza göre takılmayın, gelin mücadelenizi istanbul’da yapın deniyor. mustafa kemal o günkü şartlara göre durumu değerlendiriyor ve yapılacak son milletvekili seçimine anadolu’daki örgütten arkadaşlarının da katılmasını uygun görüyor. fakat kendisi seçimlere girmiyor. son seçimler yapılıyor ve milletvekilleri seçiliyor.

    gazi mustafa kemal seçilen milletvekillerini istanbul’a uğurlarken sıkı sıkı tembihliyor. o zamanlar bugünkü gibi siyasi parti yok. onlara diyor ki;

    - meclis açılınca mutlaka bir grup kurun. meclis başkanlığı’na içinizden birini seçtirin.

    - istanbul’un işgal edilme ihtimali çok yüksek. aman ha, bununla ilgili en ufak bir bilgi alır, böyle bir şey duyarsanız ilk fırsatta anadolu’ya kaçın.

    sonrasında kızgınlığını şöyle ifade ediyor. biz bunları sıkı sıkı tembihleyerek gönderdik diyor, istanbul’a gidince bunların hepsinde ayrı ayrı havalar. güya grup kuracaklardı, daha gider gitmez milli mücadele’yi falan unuttular diyor. acaip kızmış. zaten büyük nutuk’ta bunu çok net ifade ediyor.

    istanbul’un işgali konusuna gelince. istanbul’un işgal edildiği haberini 16 mart tarihinde vatansever bir telgraf memuru sayesinde haber aldık diyor. canını hiçe sayarak bize bu haberi ulaştırdı kendisi, buradan kendisine minnetlerimi iletiyorum, allah kendisinden razı olsun, o bir kahramandır diyor. o olmasaydı biz acaba ne vakit alırdık işgal haberini diyor.

    işte o telgraf memurun adı telgrafçı manastırlı hamdi bey idi. soyadı kanunundan sonra martonaltı soyadını aldı. allah ruhunu şad eylesin. nur içinde yatsın. ismini daha önce duyanınız var mıydı bilmiyorum? duymadıysanız bile artık öğrenmiş oldunuz. bu da vikipedi’den.

    “ahmet hamdi martonaltı ya da bilinen adıyla telgrafçı manastırlı hamdi bey, istanbul'un ingiliz birlikleri tarafından işgal edildiği 16 mart 1920 günü işgal haberini ve gelişmeleri milli mücadele'nin lideri mustafa kemal paşa'ya ileterek tarih sahnesine çıkmış telgraf memuru. işgalden sonra istanbul'dan kaçıp kurtuluş savaşı boyunca telgrafçı olarak cephede görev yapmıştır. savaştan sonra beyaz şeritli istiklal madalyası ile taltif edildi. 1927'de mustafa kemal, türkiye büyük millet meclisi kürsüsünde okuduğu nutuk'ta onun kahramanlığına yer vererek kendisini onurlandırdı.”

    işte forum.donanımhaber yöneticilerinin tahammül edemeyerek sildikleri mesajım budur.
  • her olayda tarihin asıl yapıcıları ikincil şahsiyetlerdir. manastırlı hamdi de onlardan biridir. bkz
  • 920'nin 16 martı
    uykuda kesti kâfir üçümüzü,
    kurşuna dizdi kâfir ikimizi.
    ingiliz'in hepsi değil domuzu
    sabaha karşı aldı canımızı.
  • gazi, nutuk adlı söylevinde ona şöyle teşekkür edecekti;

    "... telgraf memuru hamdi efendi sonradan kendisi ankaraya gelerek karargâhımız telgraf memurluğunu yapmıştır. kendisine borçlu olduğum teşekkürü burada herkesin önünde belirtmeyi millî ve vatani ödevlerimden sayarım."
hesabın var mı? giriş yap