• lars von trier'in son projesi. soylenen o ki nicole kidman bir kez daha larsin filminde oynayacak, filmde boy gosterecekmiş. **
  • lars von trier'in amerika üçlemesinin ikinci filmi. nicole kidman'dan boşalan grace rolünü, ron howard'ın 21 yaşındaki kızı bryce howard'ın oynayacağı açıklanmıştır.
  • bekliyoruz dogvilleden ötürü senaryoyu fln bilmiyorum ama grace olacaksa nicole kidman'dan başkası olmasın
    olmamalı
  • rebecca'daki ihtişamlı malikane. hitchcockun xanadu'su.
  • http://qt.play.dk/nordisk/manderlay_large.mov linkinden ilk fragmani izlenebilecek 2005 cannes film festivali'nin en iddiali filmlerden biri olmasi beklenen yapim.
  • filmekimi 2005 gösterilecektir.*
  • filmin kurgusu aşağıdaki gibidir, filmin resmi sitesinden alınmıştır.
    http://www.manderlaythefilm.com/
    (bkz: little little can i give)
    --- spoiler ---
    bu manderlay yerleşkesinin sıradışı ve rahatsız edici hikayesidir.

    manderlay, abd'nin güneyinde iç kesimlerde bir yaylada bulunmaktadır. grace ve babası dogville'i, grace'in unutulamaz kararından sonra ("eğer dünya, bir kasabanın yokluğunda biraz daha iyi olacakca, o kasaba burası olurdu.") geride bıraktıklarında ve denver'a doğru yol aldıklarında sene 1933 idi.
    ancak evden uzak kalmak mafya dünyasında ciddi bir sorundur, ve kedi uzaktayken fare ortalıkta cirit atmaktadır. grace'in babası ve onun çapulcu ordusu bütün bir kışı yeni bir av sahası aramakla geçirmiş ve baharın şu ilk ayında güneyde yerleşebilecekleri uygun bir yer aramak amacıyla son bir kez güneye doğru yönelmişlerdi.

    şanslarına arabaları alabama eyaleti'nde üzerinde kalın bir zincir ile bir asma kilitle bezenmiş bir demir kapının önünde durur. kapının ardında ölü bir meşe ağacının üstünde granit üzerine yazılmış manderlay yazısı görünmektedir.

    grace, babası ve babasının adamları, ufak bir mola ve ayaküstü bir öğle yemeğinin ardından , ayrılmaya hazırlanırken siyahi genç bir bayan arabaya doğru koşar ve grace’in camını yumruklamaya başlar. grace, babasının kati tavsiyesini gözardı ederek, kızı manderlay’in kapısından geçip takip eder ve içeride, kölelik düzeninin 70 sene önce yıkıldığından bihaber yaşayan beyaz efendiler ve siyahi kölelerle karşılaşır.

    grace, yaşlı bir köle olan wilhelm’in (ki kendisi gelecek hakkındaki endişelerini “manderlay’de biz köleler saat yedide yemek yeriz, peki insan özgurse saat kaçta yemek yer?” cümlesi ile belli etmiştir.) mükerrer uyarılarına aldırmaksızın, araya girmeye çalışır.

    grace manderlay’da gördüklerine inanmakta zorlanır. timothy adında genç bir siyahi adam, stanley mays adında beyaz bir ağa tarafından kırbaçlanmak üzere iki çit arasına bağlanmıştır.

    grace onu çözmesi için emir verir ancak yerleşimin sahibi olan mam adı ile bilinen yaşlıca bir bayan silahını ona doğrultmuştur. babası ve adamları durumu kontrol altına alır. mam’in ölmek üzere olduğu anlaşılır. yatak odasında grace’e herşeyin daha iyi olması amacıyla yorganın altında saklı olan eski bir kitabı yoketmesi için yalvarır. ancak grace bunu reddeder. mam ölür ve grace yerleşimin. mam’ın hukuku adlı, ahlak kuralları ve manderlay’de köle nesillerinin ortaya çıkışı ve gidişatı hakkında bilgi veren insanlık dışı bu eski elyazması kitap sayesinde yönetildiğini farkeder.

    grace, babasıyla tartışırken mam’in yönetiminde çektikleri acılar yüzünden kölelere yardım etmesi gerektiğine ve kendilerine ait ilk hasat zamanına değin manderlay’da onlarla birlikte kalmaya karar verir.

    babası istemeyerek te olsa dört adamını ve bir avukatı grace’e bırakırken, grace’i manderlay üzerine olan planları gerçekleşmezse dogville’de olduğu gibi onun bıraktıklarını toplamak için orada olmayacağını söyleyerek uyarır.

    eski kölelerin güvenini kazanmak grace için zordu. burada bir uygarlık kurmak zaman alacaktı ve bu grace’i şaşırtmamaktaydı, ancak ona zor gelen sabırlı olmak ve eski kölelerin içinde bulunduğu bir demoktatik düzenin temellerini kurmak için geride durmak yerine olayın içinde yeralmaktı. yavaş yavaş bunu kendisi de anlamaya başlamıştı.

    birkaç ilerlemeden sonra, ekin ekilir, harabe durumundaki kulübelerin çatıları tamir edilir. eski kölelerinin durumuna düşen, mam’in varisleri olan beyaz aile durumlarından memnun değillerdi ama siyahi yerleşimciler arasında sadece yakışıklı timothy, grace’in ilerlemeye duyduğu coşkudan etkilenmemiş görünüyordu.

    başarısız olduğu zamanlarda grace, afrika asillerinden gelen bu varisi içeren erotik fantazilerine kendini kaptırır.

    ama doğa ana’nın da manderlay için planları vardır.

    pamuklar bir kum fırtınasıyla bozulur ve yerleşimciler arasında açlık başgösterir. gangsterlerin canları sıkılmaktadır ve eski köleler boş karınları ile demokrasi dersini hatmedememektedir. yozlaşma başlar ve kölelerin senelerdir yaptığı gibi, yaşamak için toprak –kırmızı çamur- yerler.

    ve sonra korkunç bir olay gerçekleşir. eski kölelerden jack ve rose’un ufak kızı claire bir deri bir kemik halde yatağında ölü bulunur; ölüm nedeni yüksek ihtimalle ebeveynlerinin yemediği ve ona ayırdığı yemeği yememesidir. ancak sonradan anlaşılır ki yaşlı wilma açlığına yenik düşerek claire’in bıraktılarını aile uyurken çalmıştır. ağlarken “yaşlıyım,çok açtım ve hayatımda çok toprak yemişliğim var.” der.

    halk wilma’ya verilecek cezayı kararlaştırmalıdır. bir sonraki gün mahkeme toplanır. manderlay’da ikamet eden siyahilerin hepsi -doğal olarak- adaleti yerine getirmekten bihaberdir, ancak içgüdüsel olarak hepsi nasıl bir durumun içinde yeraldıklarının farkındadırlar: sonucu ölüme ya da yaşama uzanan ağır bir adli karar. herkesden oy vermesi istenir ve çoğunluk wilma’nın ölmesi gerektiğine karar verdiğinde, grace infazı üstlenir.

    manderlay’ın yönetimi avuşlarından kayarken, grace sorularına cevap bulmak için mam’in kanunu’na bakar. bu davranışı beyazların ve siyahların olduğu kadar grace’ın de kaderini bağlar.

    grace’in mükemmeliyetçiliğinin acı sonuçlarını toparlamak ve eski kölelere özgürlük ve demokrasiden bahsetmek yine wilhelm’e düşer: “america biz zencileri kabullenmeye hazır değil, bu yetmiş yıl önce de böyleydi ve belki yüz sene sonra da böyle olacak! bu ülkenin bizler için elinde tuttuğu aşağılamaların insanların hayal sınırlarını aşmasından korkuyorum. biz oylama yaptık ve manderlay’de geri adım atılmasına, eski düzenin geri gelmesine karar verdik. “

    wilhelm, grace’e eski kölelerin onu yeni mam olarak seçtiklerini bildirir; onlar grace’in geri adım atmasını beklemektedir ve bu gerçekleştiğinde aynen onun yaptığı gibi -yani mantık çerçevesinde baskı uygulayarak- bu özgürlüğü onun elinden alacaklardır.

    grace “beni hapis tutmayı düşünüyor musunuz?” diye sorar. wilhelm sakince “ta ki sen –aynen bizden istediğin gibi- anlayana kadar. kapılar tamir edildi ve kapandı. çitler iyi durumda fakat pek yüksek değiller dolayısıyla gözümüz sizin üzerinizde olmalı.(...) bizim ne kadar aptal olduğumuzu düşünüyorsunuz, bayan grace? kaçmak istesek bir merdiven yapamayacak kadar mı? allah aşkına sizce biz yetmiş sene sonra kendimizi özgür kılacağımıza mı inanıyorsunuz? bir amaca hizmet edecek olsaydı yapardık.”

    sonunda grace kaçmak için nefret ettiği yöntemleri kullanmak zorunda kalır. ve yine başa dönülür.*
    --- spoiler ---
  • filmekimi 2005 kapsamında gösterilecek olan bu trier filmini ile ilgili iksv sitesinde yer alan açıklama;

    --- spoiler ---
    yönetmen: lars von trier
    oyuncular: bryce dallas howard, isaach de bankolé, danny glover, willem dafoe

    danimarka-isveç-hollanda, 2005
    35 mm. / renkli / 139’
    ingilizce; türkçe altyazılı
    1 cumartesi 21.30
    4 salı 16.00
    abd’nin ahlaki ve tarihi temellerini inceleyen, dogville ile başlayıp washington ile sonlanacak olan “abd - fırsatlar ülkesi” üçlemesinin bu ikinci filminde lars von trier, kendine özgü tarzıyla sinema ve tiyatroyu karıştırarak her şeyi bir adım daha çılgınlığa doğru götürüyor. 2005 cannes film festivali’nde altın palmiye’ye aday gösterilen manderlay’de, grace rolünde bu kez nicole kidman yerine bryce dallas howard var; james caan’ın rolünü ise willem dafoe üstlenmiş. öykü, ilk filmde olduğu gibi john hurt’ün sesinden anlatılıyor. filmde rol alan diğer tanınmış yüzler arasında chloë sevigny, udo kier, jean-marc barr ve lauren bacall sayılabilir.

    manderlay, amerika’nın güneyinde bir yerlerdeki ıssız topraklarda bulunan manderlay çiftliğinin tuhaf ve rahatsız edici öyküsünü anlatıyor. grace ve babası, yerleşecek uygun bir yer bulmak üzere dogville kasabasından güneye doğru yola çıktıklarında takvimler 1933 yılını gösteriyordu. tesadüfen, alabama eyaletinde, manderlay adında bir çiftlik köyünde dururlar. grace, kapısı zincirli bu köyün içinde, kölelik tam yetmiş yıl önce kaldırılmamış gibi yaşayan beyaz sahipler ve zenci kölelerle karşılaşır. babası, başkalarının işine karışmamasını tavsiye etse de grace, kendi gibilerin elinde eziyet çeken kölelere bir vicdan borcu olduğunu düşünür ve bu kasabayı özgürleştirerek ilk hasatlarına kadar burada kalmaya karar verir.

    “grace’i, tüm dünyaya amerikan yaşam tarzını kabul ettirmeye çalışan günümüz abd’sine benzetmek çok kolay. aynı zamanda grace’in benim yarattığım bütün ana karakterler gibi olduğuna dikkat çekmek de yerinde olur. grace herkes için hep en iyisini istiyor, ama her şey cehennemi bir hal alıyor. irk politikaları göz önüne alındığında filmimin alışıldık normlar dışında algılanmasını bekliyorum. eğer birilerini kışkırtıyorsam, bana göre hava hoş. boş provokasyonlar pek işe yaramaz, ama bir kışkırtmayla bir sürü ağır tepki alırsan hedefi on ikiden vurdun demektir.” –lars von trier
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    grace'in beyazlari siyaha boyatip siyahlara yemek servisi yaptirdigi sahnesi gorulmeye deger.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap