• eskiden güney amerikada kölelere uygulanan bir işkence metodudur. mankurtlaşma yolu ile kölelerin kafasına ıslak hayvan derisi geçirilerek, güneşin altında tutulur. deri kurudukça küçülür ve kafatasını sıkar. beyin sıkıştıkça küçük kanamalar oluşur. beyin kabuğu hasar gördüğü için kişinin hafızası silinir böylece geçmişleri unutturulan insanlar köleleştirilir ve her emre itaat pozisyonuna getirilirlermiş.

    bunları öğrendikçe muasır medeniyetlerin o tahtı nasıl kurduklarını daha iyi anlıyoruz.
  • günümüzde başka yollarla yapılan,insanların beynini başka yollarla eriten,unutturan,düşündürmeyen bir metod.
  • günümüzde kitle iletişim araçları vasıtasıyla veya diger modern beyin yıkama araçlarıyla da yapıldıgını görürüz mankurtlaştırmanın. mankurtlar bir nevi sadık köpeklerdir, efendilerine körü körüne baglılardır, zira gördükleri işkence sayesinde kimlikleri, ne oldukları, geçmişleri hatta dahi öz bilinçleri zaten yok edilmiştir.

    günümüzün mankurtları ise bana göre asıl mankurtlardan daha vahim durumdadırlar. ellerinden alınan bir hafızaları yoktur onların. durumlarının farkındadırlar ve basit amaçlar ugruna; din adına, para adına veya herhangi dünyevi veya -cennet vaadi- bir haz adına köleleşmeyi, efendilerine körü körüne, sorgusuz sualsiz baglılıgı kabul etmişlerdir.

    mankurtlaşma avarlar'da kısa bir süreye yayılan bir işkence ve bilinç kaybettirme politikası iken günümüzde zamana yayılan, yıllarca fakat istikrarla sürüp insanı kökten bilinçsizleştiren bir durum haline gelmiştir. kendine yabancı her toplum ve efendisine sorgusuz baglı her köle zaten yok olmaya da mahkumdur.
  • yabancılaşarak, yani benliğini kaybederek başkalarının kölesi olmaktır.
  • yobaz kesimin bayıldığı kelime.
  • eylülün 1'ini gördüğü gibi bereleri kafaya geçirip mayısın 31'ine kadar çıkarmayan tayfada olmasını muhtemel gördüğüm şey. gençler tamam gözünüze güzel geliyor yakışıyor falan olabilir de bari kapalı alanlarda bir son verin buna.

    (bkz: mankurt)
  • “ayvalık’tayım. türkler izdiham şeklinde yunanistan’ın midilli adasına geçmeye çalışıyor. yunanlılar da ayvalık çarşıdan türklere midilli’de satacakları sebze-meyve, bilimum gıdâ ve diğer malzemeleri almak için gelip geri dönüyor. bir garip döngü.

    cunda adamızdaki restoran ve mağazalar ise yunan şarkıları çalarak türk müşterilere daha şirin, daha “yunansı” görünmeye çalışıyor. oysa adanın resmî ismi alibey adası’dır. adanın ismi yarbay ali çetinkaya'dan geliyor. çetinkaya'nın adı kurtuluş savaşı'nda yaptığı kahramanlıklar ve ayvalık’ta istilâcı düşmana karşı ilk asker kurşununu attırmış olmasının unutulmaması için adanın ismiyle yaşatılıyor.

    bizde ise bu bilinç maalesef hiç yok. eski rum evlerine hayranlık, yunan şarkısı, yunan mezesi.. kültür erozyonu son sürat. burada bunları anlatmaya kalksan dayak yersin.” *

    yunan ulusal marşı: ırkçılığın ve türk düşmanlığının nirvana’sı
    (bkz: ymnos eis tin eleftherian)
hesabın var mı? giriş yap