martina

• asil adi martina hornbacher dir.guzeldir de.
• (bkz: martina hornbacher)
• geceleyin hafif alkollu ve mum isikli ortamlarda konser kayitlarinin izlenmesi durumunda sesinden sonra tipinede asik olunacak bayan vokal
• (bkz: martina navratilova)
• bizans'ın ikinci imparatoriçesi olan bu hanım ablamız, imparator heraclius'un yeğeni ve ikinci eşi. ilginçtir ki heraclius, ilk eşi fabia-eudokia öldükten sonra böyle gayrımeşru bir evliliğe teşebbüs etmiş. tabii o vakitler islam orduları yüzünden maddeten ve manen yıkılmış halde iken bir de karısının vefatının üzerine psikolojisi iyice bozulmuş olsa gerek ki böyle bir işe kalkışmış. zira her kesimden kamuoyunun tepkisini büyük ölçüde çekmiş bir hadise. bu yüzden martina hiç sevilmeyen bir imparatoriçe. heraclius ise son demlerinde çöküşün şahikasını dört bir koldan yaşarak gidivermiş bu dünyadan. o gidince ilk eşinden kalma oğlu constantinus ııı ile martina'nın büyük oğlu müştereken tahta geçmiş. lâkin conatantinus abi de üç ay sonra veremden ölmüş. taht, yeğen martina'ya kalmış. fakat tepkiler fena halde devam ediyor. böylece bir zaman sonra müteveffa constantinus ııı'ün taraftarlarından biri hükümet darbesi ile martina ile oğlunu azletmişler.
  
  işte bu kısımda daha ilginç şeyler var. ibreti âlem içün martina'nın dilini (!) ve oğul heraclonas'ın ise burnu kesilmiş. burun kesilmesi olayı ise bir şark adeti. bu yöntem bizans'ta ilk defa bu vesileyle kullanılmış. bu sakat bırakışın temsilî mânâsı ise burnu kesilen bir kimsenin artık hiçbir şekilde vazife görememesi imiş.
  
  olaylar olaylar yâhu. bir imparatorun yeğeni ile evlenmesi cidden büyük cesaret. tabiî iyi anlamak lazım zavallı heraclius'u. nasıl bir sürüklenişin ardından bu hâle geldiğinin psikanalizi yapılsa sezâdır, evlâdır.