*

  • bunların bir de masal prenslerinin gerçek yüzü olanı vardır ki bu zavallı yavrucakları* kendilerini olduklarından farklı göstermek için zorlayan kıtıpiyoz, uyuz, ana kuzusu tiplerin iç yüzünü gösteren bir eserdir. bu prensler ayrıca içkici ve kumarbazdır. kadınlara olan hastalıklı düşkünlüklerini sayımıyorum bile. prensesler naapsın..
  • hans graber, "kadin psikolojisi" isimli kitabinda ele almistir bu konuyu. her insan yasaminin bir masala benzemesinden hareket eden graber, masal kizlarindan ve yazgilarindan hareket ederek derinlik psikolojisi araciligiyla kadin psikolojisinin anlasilabilecegini ileri surmustur.
  • pamuk prenses: pamuk sifati ona ilk elle sarkintilikta bulunan peter pan tarafindan konmustur. bu duruma bozulan pamuk, ormana kacar, 'yarabbim ben de tas gibi olmak istiyorum' diye aglar. genelde bilinen masal burada baslar. derken cucelerdi, elmaydi sirf pamuk prensesin botoks masraflari icin masala katilan eglendirici ogelerdir. pamuk prensesi open enayi prens su siralar borsa manipulatorlugu yapiyor, pamuk prenses ise jenifer lopez kalcalarina sahip olabilmek icin prense en az yirmi ameliyat yaptirtmasina ragmen* hala pamuk, hep de pamuk kalacakmis.*
  • bunlar günümüzdeki pekçok ünlü(!) kadının geçmişteki temsilcileridir aslında. erkekler tarafından yaratılmış, yazılmış çizilmiştir. onların kadına bakışıyla şekillenmiş, kaderleri belirlenmiştir. siz hiç prensi kurtaran prenses, saraydan kaçıp başına güzel şeyler gelen bir kadın duydunuz mu? ya erkeksiz bir hayat sürdüğü için mutlu olan bir prenses? güzel olmak zorunda hissetmeyen ya da rüküş ve mutlu bir saray dilberi. çirkin ama iyi kalpli bir kadın? hayır, tüm çirkinler cadıdır. prenslerde totoş görünümlü delikanlılardır. masalda en yakışıklı olan prenstir, gercekte ise ben yakışıklı prens hiç görmedim. prenslerin de gercek yüzü ortaya çıktı, yaşasın fotograf kahrolsun photoshop. şimdi moda olan prensesler genelde taşradan gelmiş ya da sınıf atlama konusunda çok istekli, cinsel özgürlüğü herkesle yatmak sanan, en iyi dostları mücevherler olan taş bebeklerdir. 30 unu geçtikten sonra onlar magazin basınında ne yazık ki cadı olurlar, masallardakinin aksine prensleriyle mutlu mesut yaşayıp ölmezler çünkü o dünyada prens yoktur. hiç içinden dışa doğru sevmeyen prens olur mu*. o güzelim bedenler daha az lezzet verdikçe, hatta pörsüdükçe yapayalnız bir evrene fırlatılırlar. değil prense kendilerini öldürmek için gelen avcıya bile razıdırlar ama heyhat..baki kalan bu kubbede hoş bir yalan idiler..
  • tarkan, kara murat ve battal gazi gibi kahramanlarımız kalelerde şatolarda masal gibi yaşayan prenseslerin ne istediğini her zaman çok iyi bildiler.. prensesler ile iletişim içinde oldular ve bambaşka dünyalara taşıdılar..
    iç dünyaları ve yaşamları entrika, yalan ve kıskançlıklar ile boğuşurken onlar aşkı türk milletinde buldular..
  • (bkz: fiktirella)
  • masal prenslerinin gerçek yüzünden şüphesiz daha güzel olan yüzdür hiç lafım yok.
    ama biz masalların hep en güzel anlarında kameralarımızı çekiyoruz, bittiği andan sonra neler yaşandı bilmiyoruz; belki gerçek yüzleri nedir ne değildir üzerine saçmalıyoruz, evet şu an saçmalıyorum, birinci çoğul değil birinci tekil saçmalıyorum ama hak verin bana;
    pamuk prenses;
    prens gelmiş prensesi öpmüş götürmüş sarayına; tamam güzel mutluluk falan da; yahu kardeşim bu yedi cücelerin düzeni bozuldu, hatta en başlarda sinirli şirin, ay şirin nereden çıktı, sinirli cüce muhalefet ediyordu pamuğun varlığına, haklıydı da, bak düzenlerini pamuğun varlığına göre ayarlamışlardı, ne oldu gitti şimdi, herkesin yüreği mavi boncuk filmindekine benzer şekilde yanmadı mı, yandı.
    tamam prenses zehirlendikten sonra, prens'e haber veren yedi cücelerdi, ama elinizi vicdanınıza koyun, onlar buna mecburdu, elleri mahkumdu, ya seve seve ya s.ke s.ke prens'e haber vermek zorundaydılar yoksa hastane masrafı, ilacı, ölürse gömü masrafı, polise ne hesap vereceklerdi lan, "beraber yediniz içtiniz, haftalarca faydalandınız kızcağızdan, her türlü pislik ıyykk sonunda zehirleyip öldürdünüz di mi?" demiyecek miydi polisler?
    çareyi prens'e haber vermekte buldular tabi, zira adı üstünde prens, bir güzellik yapardı cücelere.
    geldi öptü, kız iyileşti, gerçi bir prenses'e sanki basit biriymişçesine kız demek de ayrı bir muamma;
    en nihayetinde hepimiz insanız, yanılgıya düşeriz, ne alakası varsa.
hesabın var mı? giriş yap