• judith malika liberman'ın yazdığı doğan novus yayınlarından çıkan masal kitabı. diğer masal kitaplarından kendisini ayıran şey ise pusula olarak tasarlanmış olması. 54 masaldan oluşuyor ve her masalın sonunda mesaj, seyir defteri, alıştırmalar ve alıntılar kısmı var. burada sana bazı sorular soruyor ve cevaplarını düşünmeni istiyor.

    --- arka kapak ---
    bu kitap senin için bir pusula olsun diye hayal edildi. onu çantanda taşı.
    kendini bir yol ayrımında bulduğunda, kararsızlık yaşadığında, ruhun yolunu kaybettiğinde kitabı çantandan çıkar.
    rastgele bir sayfasını aç.
    ve okumaya başla.
    karşına çıkan masal sana yolunu bulmanda yardım edecek.
    seni masallarla bir oyun oynamaya davet ediyorum.
    içindeki yıldız gözlü oyunbaz çocukla yeniden bağ kurmanın vakti geldi.
    bu bir iyileşme oyunudur.
    bırak masallar sana rehberlik etsin, seni iyileştirsin ve dönüştürsün..

    --- arka kapak ---
  • özellikle ilkokul ve ortaokul öğrencilerine ders öncesi 10 dakika okunması tavsiye edilir. acayip derece öğrencileri derse motive eden, hayal gücünü geliştiren kitaptır. her masalın sonunda masalın bir mesajı ve küçük etkinliği bulunur.
    ha, yetişkinler de severek okuyabilir. biraz da kararsız bir anda artık içinden çekip çıkarırsanız içinizdeki sesi dinlemenize olanak sunar.
  • başrollerinde mert fırat ve melisa sözen'in oynadığı (bkz: bir varmış bir yokmuş) isimli filmde büyüklere masal anlatan kişidir aynı zamanda. yetişkinler için masallar isimli bir etkinlik de düzenlemiştir.
  • hayata bakışınızı yeniden inşa edebilir. minicik ama o derece güçlü bir kitap. kendinizle yüzleşip daha pozitif bir yaşam sürmek istediğiniz bir dönemdeyseniz, bu kitaba bir şans verin derim.
  • hiç bişeyin tesadüf olmadığına inanan ben, kitaptan haberdar olma ve elime geçme zamanlamasının tesadüf olduğuna inanabilir miyim hiç:) kurallara uyun ve oturup bi solukta okumayın! soylenildigi gibi gercekten oyun gibi olan kitap anlayana.
  • yazarı judith malika liberman olan muhteşem bir kitap.
  • baştan sona okumaktan ziyade, her gün açıp bir tanesini okuyacağınız hikayelerden oluşan kitaptır. bir süredir masamda duruyor. gün içinde açıp bir masal okuyorum, ilk iki dakika di mi ama diyorum sonra geçiyor çok şükür. kişisel gelişemiyorum bir türlü.
  • çok değer verdiğim bir hocanın derste kitaptan bir masal okuyup bize tavsiye etmesiyle tanıştım bu tatlı kitapla. çok heyecanlandım gidip hemen satın aldım kitabın önsüzünü okuyunca kendimi keşfetme yolunda bana yardımcı olacağını düşündüm her gün bir masal okuyup sonundaki anlamlı mesajı, etkinliği hayatıma işleyip yaşamı daha da anlamlandırma fikri bana iyi geldi. okuyun okutturun bu kitabı hem çocuklara hem büyüklere kendinize ait olan şeyleri ortaya çıkarmada etkili olacaktır.
  • (benim için) uzun zaman oldu bu kitabı edineli. 2015 yılının 10'uncu ayıydı. zor bir dönemden geçen bir iş arkadaşım almıştı ve masalları okuyor, bahsi geçen alıştırmaları yapıyordu. hem belli aralıklarla okunması gereken bir kitap olduğundan hem de okuyan arkadaşımın kişisel gelişim zırvaları ile ilgilenmeyen iyi bir okuyucu olduğunu bildiğimden uzun zamandır elinden düşmeyen bu kitabına karşı ilgi duydum. sordum, "iyi hissettiriyor, göz atılabilir" sözünü duyunca almaya karar verdim ama uzun zamandır kütüphanemin "yeni gelenler" bölümünde bekliyordu.

    bir gün, özel bazı nedenlerle, biraz da polisiye maratonuna ara vermek için kütüphaneye göz attım ve onunla karşılaştım. iyi gelebilirdi. hiç olmadı hayatımdan en az yarım saat 1 saat alır dedim. facebook refreshlemekten veya twitter gezinmesinden daha iyi olacağı kesindi.

    kitabın yazarı judith malika liberman. fransız bir expat. 16 yıldır türkiye'de yaşıyor. bir şekilde kaybolmaya karar veriyor ve yolu türkiye'ye düşüyor. tıpkı kendisi gibi okuyucusunu da bir yolcu gibi görüyor ve kitabın girişinde onlara "sevgili yolcu" diye sesleniyor. sonra kitabı nasıl kullanabileceğini anlatıyor. masal seçme, mesajı, seyir defteri, alıştırmalar ve alıntılar...

    son olarak önsöz meselesine geliyor konu. bu kitabı hazırlarken bir arkadaşı sormuş, "neden masalların bu kadar önemli olduğunu düşünüyorsun?"

    soruyu zihninde evirip çevirirken bir kitabevine girmeye ve cevabını da tıpkı kitabında olduğu gibi bir oyunla bulmaya karar vermiş.

    sorunun cevabı bir mevlana eserinde çıkmış karşısına. raftan rastgele bir kitap seçmiş. çıkan, mevlana'nın rubaileri. sonra gözlerini kapatmış ve yine rastgele bir sayfa açıp sağ sayfada bir satırın üzerine koymuş. masal terapi'nin nedenini cevabı şu çıkmış:

    -masal suyu-
    masal bir suya benzer
    yıkanmak için ısıttığın.
    ateşle ten arasında elçilik yapar.
    onları kavuşturur, seni temizler!

    girişin devamını okudum, "tesadüf diye bir şey yoktur" sözünü tekrar hatırladım.

    sonra kitaptan bir masal okumak için ellerimi "içindekiler" bölümünde gezdirdim. çıkan masalın adı "joe'nun yeni teknesi" oldu. nedense içimde ne joe'ya ne de yeni teknesine karşı bir merak uyanmadı.

    oyunu daha ilk dakikasında bozdum ve bu sefer diğer yöntemle, rastgele bir sayfa seçerek kendi öykümü bulmak istedim. çıkan sayfa masalın başlangıç sayfası değilse, ileri değil, geriye dönerek masalın başına gitmem gerekiyordu. ben de alıştırmalar sayfasına denk geldiğim masalın başına geçtim. çıkan masal yine "joe'nun yeni teknesi" oldu. şaka değil, yalan değil. joe'nun yeni teknesinden kaçamayacağımı anlayınca epi topu 2 sayfa olan hikayeyi okudum.

    öfkeden çılgına dönmüş adamın henüz sadece silüetini gördüğü şey hakkında aklından geçenler ve geçmiş-şimdiye dair öfkeleri üzerineydi. yaklaştıkça onu bunca öfkelendiren şeyin sadece bir çuval tahıl olduğu ortaya çıkmıştı ancak joe o tahılla karşılaşana kadar bir çuvala benzeyebilecek her şeye karşı öfkesini kusmuştu bile. işin kötü yanı çuvalla karşılaşması da öfkesini dindirmemişti çünkü öfke içinden gelen bir şeydi...

    sonra hafta içi yaşadığım bir öfke nöbetim geldi aklıma. alıştırmamız hapsolmuş duygularımızı açığa çıkarmak üzerineydi.

    mesajımız ise "öfkene kulak ver" oldu. şöyle sorular vardı:
    - öfkenin altında ne var?
    - daha dikkatli irdelendiğinde, öfkenin altında yatan hayal kırıklığı, eziklik veya kırgınlık gibi ikincil duyguları keşfedebiliyor musun?
    - hangi ihtiyacın karşılanmıyor?
    - bu duygu sesini duyurmaya, netliğe, ilgiye, saygıya ve güvenliğe ihtiyacın olduğu için mi ortaya çıkıyor?

    özetlemek gerekirse, sevgili yolcu, kitabın kaçamadığım bu bölümünde bana hatırlatılan "öfke duygumuza bakarak kendimiz hakkında çok şey öğrenebiliriz" oldu.

    bu nedenle hoşuma gitti.

    şimdi bu kitap, ilk seferinde onun için yazdığım bir entry için de olmak üzere bir günümden sadece 20 dakika çaldı. diğer günlerde her masal için ayrı bir entry girmeyeceğim için daha da kısa olacak. kısa bir sürelik duraklama kimsenin hayatına kötü bir şey getirmez. bu nedenle, kişisel gelişim zırvaları ile hiç ilgilenmeyen bir olarak masal terapiye verebileceğimiz birkaç dakika olduğunu düşünmeye başladım.

    ne demiştik,

    tesadüf diye bir şey yoktur.
  • bir arkadaşımın önerisi ile bugün edindiğim kitap, kabı ile zaten hemen bir sempatim oldu. rastgele bir sayfa seçip ilk hikayemi okuduğumda ise yüzümde bir şaşkınlık ifadesi, her kütüphanede bence bulunmalı.
    bir sayfa seçin, okuyun, düşünün.
hesabın var mı? giriş yap