• türkçe'de hem isim hem de kök olmayı becerebilmiş matıf sözcüğünden türemiş fiil. bunamak fiilinden daha az rencide edici olduğu görülse de anlamsız olması hasebiyle anadolu'da, tahmin ederim ki, çok az yerde kullanılan fiil.
  • bizim orada da (bkz: besni) "bunamak" anlamında kullanılan fiil. bunamak, bunak laflarını okuma yazma öğrenip çizgi romanlara merak salana kadar duymamış idim. sonra da televizyon çıktı zaten. ailemizde, çevremizde hiç duymadığımız daha nice kelimeyi duyar olduk.
  • bunamak, salaklaşmak, dediğini koduğunu bilmez hale gelmek*.

    ne ilginç afyon'da matıf toprağı diye killi toprağa deniyormuş. atıf yaparsak acaba beynin killenmesi denebilir mi? en azından çağrışım bağı var gibi.
    kesin ilintisini bulamadım, atıfla ilgisi, sağır duymaz uydurur gibi, bunak bilmez yan atıf yapar biçiminde düşünülebilir.

    daha yakından ilintilisi (kökü) matuf eğilmiş, yöneltilmiş. bu izden gidersek yaşlı/bunağın bedeniyle birlikte aklı da eğilmiş, öbür tarafa yönelmiş halde. tatarca köklü denen matüv belki biraz daha açıklayıcı olabilir: salak, sonuca varmayan, gereksiz gibilerden bir anlam betimleniyor. matıflamak buna göre açıklanırsa salaklaşmak; bunamanın başka bir söylenişine kavuşmuş oluruz.

    tıbbi tarafı için (bkz: bunama).
    ayrıca (bkz: bunak)
    kşz. sekerat.
  • alanya tarafında bunayan yaşlılar için kullanılan kelime.
  • alzheimer'ın ilk evresi denilebilir. yaşlanmış ve unutkanlık başlamış kişiler için kullanılır. anneannemin bir yakını, anneanneme demişti bu lafı. anlamını öğrendiğimde çok üzülmüştüm...
hesabın var mı? giriş yap