• böbreğini çalacaktım, komşu çıkınca yüz yüze bakacağız diye çalamadım. bir de "iştahlıyım" diye gezmesin, karşısında iki porsiyon yemek yedim bana mısın demedi. iradesine şapka çıkarıyorum.

    bir ara konsere gidelim dedik ama konser dışında her şeyi yapacağız galiba. güzel insan doyumkuk değil tadımlık vakit geçiriyoruz resmen sonra bir dahakine bahane oluyor iyi de oluyor. sözlüğün son zamanlarda yararsız ve boş olduğunu düşünürken iyi ki beni bulmuş.

    introvert kişiliğiyle bulduğu ilk arkadaşmışım. hemen umutsuzluğa kapılmasın, ilki böyle çıktı diye diğerleri de arızalı olacak değil ya. umarım güzel insanlar tanır.

    edit: an itibariyle duyduğum en ilginç iltifat rekorunu elinde tutuyor.
  • iyi ki o pilli bebek konserine gidememişim de anlıyorum'u akustik haliyle dinleyip saçmalamışım. yeni insan tanımamak için direndiğim dönemde güzel insanlar karşıma çıkmış. evet artık çoğul bir kere evin kızı ilan edildim. bunun bana verdiği yetkiye dayanarak kardeş kavgası hatta boğa güreşi yapabilirim. kucağıma alıp fırlatamıyorum şimdilik ama doğru açıyı yakalama konusunda problemlerim var.

    kayboluşlarıma, abuk sabuk patlamalarıma, elime aldığım kitapla saatlerce kavga etmeme, sehpalara bakıp hipnotize olmama yadırgamadan yaklaşan kaç kişiyi bulabilirim ki yeryüzünde?
    tarih atarken "dördüncü ayın üçü mü yazayım yoksa dördü mü?" diye sorduğumda beşinci ayda olmamız benim leylalığım ama çay demlerken bir yemek kaşığı çay nedir? evet bu konuyu eleştirmediğin tek sosyal medya burası kalmıştı. (linkedın'e yazmadım hâlâ) o da ayrı konu neyse. bir bardak olduğu için çok güzeldi o çay.

    klavye bağımsızlığını ilan etti. ben doğum günü kutlama planıyla gelmiştim de aslında şey...

    bana "antika oymalı dış dünyaya açılan kapı" demişti. kendisi her an çalabileceğim kapı oldu.
  • kitabımı getirmemiş çünkü faize koymuş canım benim, doğuran kazan ne ki bunun yanında? olsun, canı sağ olsun da görüşmek için bahane olur bize

    edit: kitabımı getirdi üstelik kitabım doğurmuş
hesabın var mı? giriş yap