13 entry daha
  • genelde yanlis tanilan ve muhafazakar akademi tarafindan yanlis tanitilan bir dusunur, sosyal bilimcidir. muhafazakar sosyoloji, ki su anda baskin sosyolojidir, weber'i marx'la karsilastimayi cok sever. ve bu karsilastirmalari oldukca basit ve steril bir sekilde yapar... ornegin siz weber ogrendiginizde size anlatilanlar asagidakiler olacaktir:

    iddia 1) marx tarihin sadece ekonomi uzerinden isledigini dusunuyordu; tarihin alt-yapi geri kalan yapilarin ust-yapi oldugunu savunuyordu; halbuki weber ekonominin yanina, siyaset, din, hukuk gibi alanlari koyarak daha karmasik ve gercekci bir model yaratti.

    iddia 2) marx siniflari sadece proleterya ve burjuva sinifi olarak dusunuyordu. ama weber bize orta sinifin onemini gosterdi; marx bu noktayi gorememisti...

    iddia 3) weber'in sosyolojisi, marx'in ekonomik determinizminin yerine daha gercekci ve karmasik guc iliskilerini koydugu icin daha kabul edilebilir bir yaklasimdir.

    iddia 4) weber, marx'in sinif kategorisine karsi statu kategorisini getirmistir ki bu weber’in sosyoloji literaturune kattigi en onemli yeniliktir.

    bu dort maddeye daha bir derinden baktigimiz zaman muhafazakar sosyolojinin neden weber’i marx’la karsilastirmaya bu kadar hevesli oldugunu anlariz. cunku weber marx’in modern anti-tezi olarak pazarlanmaktadir ancak bu pek de gercekci bir karsilastirma degildir. izin verirseniz anlatayim.

    1) weber marx’i degil aslinda weberden daha once yazmasina ragmen marx weber’in kullandigi gelenegi elestirmektedir:
    weber aslinda aristoteles’den gelen bir siyaset bilimi gelenegini, ki pek de yeni olmayan bir gelenektir, tekrar yasatmaya calismaktadir. weber’in guc, liderlik, otorite, statu kategorileri yeni olmak bir tarafa, aristoteles’in anlatip ustune ustluk elestirdigi kuramlardir… aslinda weber’in marx’i elestirdiginin dusunulmesi bir aldanmacadir. aslinda marx aristotelesci siyaset bilimi anlayisini elestirmektedir; weber marxin elestirdigi yapiyi, marx’tan daha sonra yeniden insa etmektedir. alt-yapi ust yapi tartismasi burdan gelir... aslinda aristotelesden beri gucun farkli sekillerde kendisini gosterdigi bilinmektedir... weber'in soyledigi bundan fakli bir sey degildir... ancak ilk kez marx bir yapiyi inceleyerek diger yapilarin olusumu hakkinda sistematik bilgiye ulasabilecegimizi soylemistir... bunu da ekonomi temelli gostermistir. ancak das kapital'in dipnotlarinda da gorursunuz ki marx siyasette de, dinde de gucun kendini menifest etmesini gormekte ve kavrayabilmektedir... ancak analiz yontemi marx'in bir elestiridir... weber de bu elestirinin bir elestirisini yapmistir, ve mo 1500'lu yillardan gelen gelenegi yeni birseymis gibi pazarlamistir.

    2)weber marx’in das capital’de kurdugu yapinin uzerine cikar. marx politik-ekonominin kritigini yapmissa, weber de bir anti-kritik yapar. yani marxin kurdugu yapiyi temel alir ve ordan sunu soyler: “evet ama marx’in bahsettigi ve uretim alaninda inceledigi bu hierarsi, bu catisma, uretim alanlarinin disinda da gorunmektedir” der… ve ekonomi alaninda yapilmis marxist analizi diger alanlara tasir. yani marx’i elestirmez, gorecelestirir.

    3) bir de protestan etigi gibi kisa eserlerine bakmazsaniz, weber aslinda analiz de yapmaz. weber kavram uretir durur. weber’in butun kitaplari, bir analiz icermekten cok kavram ya da”ideal tip” uretmeye yoneliktir... weber bir ansiklopedi yazmaktadir... marx bir analiz yapmaktadir. bu yuzden marxist analizin bir temasi (uretim mekanlarinda gorulen kapitalizm) ve zamansal kisitlamasi (18. ve 19. yuzyil), mekansal kisitlamasi (ingiltere) varken, weber’de bu kisitlama yoktur. weber bize, bakin o da var bu da var, diyen ve modern sosyolojide kullandigimiz kavramlari ureten zeki bir sosyologtur. marxin analiz yapiyor olmasi marxi daha basit gosterirken, weber’in kavram uretiyor olmasi onu daha gercekci gostermektedir. ancak marx analizini bitirebilmisken (das capital’in son iki cildini yazamamis olsa da), weber asla analizine baslayamamistir...

    4) weber’in rasyonellik konusunda urettigi fikirler de marx’la celisir. weber’e gore dunya daha rasyonel bir yer olmaktadir. rasyonellik (formel rasyonellik olarak) amaclarin ulasailabilmesinde daha etkin araclar olmasi konusunda tanimlanirsa, bana gore dunyada burokrasiler daha rasyonel olmaktan cok daha irrasyonel olmaktadir. su anda butun dunya burokrasilerine ve kurumlarin isleyis yapilarina bakin, daha effektif olmamalari bir yana, ozellikle is yapamaz duruma gelmislerdir... weber’ci dunya yerini bir anti-burokrasiye birakmistir. marx’a gore zaten modernite irrasyoneldir.

    5) marx'in orta sinifi tanimamasi ya da oneme almamasi gibi bir elestiri tamamen marx'i bilmemektir. marx'i komunist manifestodan biliyorsaniz dogrudur. ancak bir buramaire'in onsekizini okursaniz, ya da fransa'da sinif catismasini, marxin iki degil 10larca sinifin nasil catistigini anlatigini, orta sinifin nasil bazen burjuvasi ile, bazen toprak sahipleriyle bazen de cikar iliskisi icerisinde proleterya ile birlesigini gorursunuz... tabi marx'i anlatiken insanlar once onu anlatabilmek icin basitlestirirler sonra da marxist argumanlari basit oldugu icin elestirirler. (bkz: bu ne perhiz bu ne lahana tursusu). belirtilmesi gereken bir baska not da zaten marx'in sinif kategorisinin marx'a degil adam smithe ait olmus olmasidir.

    ama butun bunlara ragmen weber modern sosyolojinin en onemli isimlerindendir. onun muhafazakar sosyoloji tarafindan marx’a karsi anti-tez olarak kullanilmasi onun sucu degildir... zira ekonomi ve toplum kitabinin ikinci ciltinde, marx’i ove ove bitiremez... muhafazakar sosyoloji bu dipnotlari pek okumayi sevmez... cunku onlarin bir anti-marx’a ihtiyaclari vardir. oyle ya insanlar marx okuya okuya siyasi-ekonomi elestirisi yapma yerine komunist olur cikarlar... halbuki weber okuyunca bir ogrenci, askeri duzene saygi gosterir, rasyonellige, hierarsiye saygi gosterir...

    halbuki anlayamaz bu muhafazakar sosyologlar, weber bu askeri hiyerarsiyi detayli bir sekilde anlatirken onu ovmek icin degil, aksine elestirmek icin yazdigini... rasyonelligin demir kafesini, weber almanya’da askerligini, zayif kalbiyle ve gucsuz vucudu ile yaparken kesfettigini ve askerde gordugu bu guc iliskinini butun kinini bilimine yansittigini... bunu anlamadiklari icinde weber’i bir anti-marx olarak tanitirlar...

    ama yine basaramazlar... zira bizim ogrencilerimiz hic mi hic sevmez weber’i... aksine tiksinirler weberden. yok statuymus, rasyonellikmis, unutur giderler... marx’i da pek bilmezler ama en azindan komunisttir derler. adamin ideolojisi varmis... milyonlar izlemis onu derler.. ya bu yuzden severler marx’i ya da nefret ederler... ama weber’i elestirebilecekleri boyle bir duzlem yoktur, bu yuzden tarihin bu onemli sosyologu unutulur gider... sadece kendisine ait olmayan bu basta soyledigim dort temelli marx karsilastirilmasiyla hatirlanir... olsun varsin...

    bir de weber'in karizmarik otorite diye herkesin bas taci ettigi bir totolojisi vardir ki, bu apayri bir incelemenin konusu. (bkz: karizmatik otorite/@neogramsci)
  • ayni zamanda weber'in devlet taniminin yani "devlet kendi sinirlari icerisinde mesru guc kullanma tekeline sahip kurumdur" onermesinin bir elestirisi icin (bkz: askerlik hizmeti veren ozel sirketler)
142 entry daha
hesabın var mı? giriş yap