*

  • tess gerritsen hanımefendinin 2006'da yayımlanan kitabı. türkçesi haliyle mefisto kulübü.
    allahtan detaylar ve kan miktarı cerrahdan daha az, ki kitaba kaptırıp gidilebiliyor. adından da anlaşıldığı üzere kitap satanik-demonik bir ritüel eşliğinde işlenen cinayetleri anlatıyor. her ne kadar suçu şeytanın üzerine atmaya çalışsa da şeytan hakkında fazla detay, araştırma vb içerdiğini söyleyemem. 2 imge anlamı, biraz izleyenler tanımı yapılıp geçilmiş ama genel dini tespitleri sallabaş yazılmamış, şahsımca da gayet doğru. neticede kitabın okunabilitesi yüksek olup güzel diye de nitelendirilebilir. ayrıca da spoiler vermeden geçemeyeceğim, kitapta katil başından belli.
  • kitap okurken korkmak istiyorum, gece kabus görmeyi severim diyenler için biçilmiş kaftandır bu roman.
  • okurken bana gerilimin zerresini dahi hissettiremeyen roman. gerritsen, rizzoli ve isles ikilisinden ilk bakışta okuyucuya daha fazla malzeme sunar gibi gözüken isles karakterine dair öncelikle kendi kafasında bir imge oluşturmakta son derece zorlanmış gibi görünüyor. sanırım kendisi karakter derinliği yaratmanın yolunu karakteri içinde bulunduğu olaylara yerleştirme konusundaki beceriksizliğine bir bilinçlilik havası katmakta bulmuş. isles'a dair bize sunulan verilerle karakterin olaylara verdiği tepkiler arasında bir ilişki kurmakta zorlandım açıkçası. davranışlarını okumak yanlış altyazı ile film seyretmek gibiydi. rizzoli karakteri ise son derece başarılı bir şekilde kurgulanmış. klasik erkek polisiyelerinde sıklıkla odunun önde gideni bir polis karakteriyle karşılaşırız. bu karakterler rüşvet almak, okuyucunun/izleyicinin sempati duyduğu bir karakteri bir suçun faili zannetmek veya hikayeye yüzeysel bir komedi unsuru katmak gibi işlevler görürler. ana karakterlerden birisi olduğu için bu kadar düşmemesine rağmen rizzoli bu tarz bir öküz erkek karakterin olmamasının kimi okuyucularda yaratabileceği boşluğu mükemmel bir şekilde dolduran nitelikler taşıyor. suçluyu gözünden tanımak konusunda ancak bir köstebek kadar başarılı olan karakterimiz söz konusu kitapta meselenin çözülmesinde hiçbir düşünsel katkıda bulunmuyor. serinin başka kitaplarını okumadığım için bir genelleme yapamayacağım ancak bu kitap özelinden konuşursak rizzoli'nin polisiye bir olayı çözme ihtimali, kıçını koklamayı amaçlayan bir gergedanın bu amacına ulaşma ihtimalinden daha düşükmüş gibi görünüyor. rizzoli'nin erkek polisiyelerinde gördüğümüz öküz karakterlerden tek farkı hikayenin merkezinde yer alıp bir işe yarıyormuş gibi gözükmesi.

    karakterlerden hikayeye geçmek gerekirse, yazarın şeytan meytan ayağına kitaba gerilim katmaya çalışırken bu gerilime kendisinin kapıldığını, kendi içinde tutarlı bir evren yaratıp okuyucuyu bu evrene katması gerektiğini unuttuğunu ve hikayenin hangi janra sesleneceğine dair bir karar vermekte zorlanıp bu başarısız kitabı berbat bir sonla taçlandırdığının söyleyebiliriz. zaten kitabın bir halta benzemeyeceğini kendisi de bir noktada anlamış gibi gözüküyor. zira hikaye bir yerlere doğru gitmek için didinip dururken birden yalap şap bir son çatışma sahnesinde buluyoruz kendimizi. gerritsen bizi sözde gerilimin doruk noktası olan bu kum tepeciğine tırmandırmak için birkaç sayfa ayırmak gereğini dahi duymadan olayı sonlandırıp bizi de bu ızdıraptan kurtarıyor. "ne yazsam okuyorlar zaten" havasına mı girmiş, yayıncı mı sıkıştırmış bilmem ama hikayenin sonuna yaklaştığımızı yalnızca kalan sayfa sayısından anlayabildim.

    yazarın müptelası değilseniz almayın. çok merak ediyorsanız para vermeyin, gidin birinden ödünç alın. üzülürsünüz.
  • çevirisi oldukça rahatsız eden kitap. doğan kitap'tan çıkan çeviriyi okuyorum ve cidden rizzoli ve isles serisinin diğer kitapları ile oldukça farkı var. bilmiyorum kendi dilinde de bu şekilde mi yazıldı, belki de tess gerritsen tarzını değiştirdi bu kitabında. ancak, sürekli kadın odadan çıktı, kadın böyle dedi, adam şunu düşündü şeklindeki cümleler beni yordu. "she" and "he" sürekli bu şekilde çevrildiğine ilişkin şüphelerim var.
  • 2 saat önce bitirdiğim kitap. yine bir tess gerritsen klasiğiydi ama beklentilerimi karşılamadı çünkü kitap hakkında çok iyi şeyler duymuştum. okurken tess gerritsen'ın buz gibi soğuk kitabından aldığım keyfi vermedi.
    ayrıca doğan kitaptan çıkan baskısını okudum ve çevirisini beğenmedim.
  • özellikle ademden bu yana şeytan, kutsal kitaplarda şeytana dair yorumlar vs ilginizi çekiyorsa keyifle okuyacağınız bir tess gerritsen romanı.
    rizzoli & isles serisinin 6. kitabı.
  • osuruktan tayyare selam söyle o yare. baştan aşağı berbat bir klişeler rehberi. edebi açıdan da yaratıcılık açısından da tam bir çöp. soba tutuşturmalık. sıçarken filan belki okunur, ama asla para verilmez.
  • (bkz: tess gerritsen) kitaplarını seviyorum ama bu kitap bitmiyor
    belki rizzoli hamile olduğu için (öyle çok atlayıp zıplayamadı) belki kitap kapağından korktuğum için elime almak istemiyorum.
    cidden o nasıl bir kapak yahu.
    son elli sayfam falan kaldı bitsin başka bir kitaba geçeyim diye okuduğum kitap.
  • şu ana dek okuduğum en başarısız tess gerritsen kitabı maalesef. en ufak bir sürprizi olmayan baştan savma bir olay örgüsü... adamlar bu hikayenin daha gerilimlisini (üstelik içine güzel kızlar falan koyarak) yıllar önce i know what you did last summer filmine koymuş zaten, sen niye zahmete girdin tess teyze?

    ayrıca ana karakter dedektifin ana babasının menopozlu boşanma hikayeleri hikayeye hiç bir katkısı olmamasına rağmen her nasılsa serinin her kitabinda kendine yer buluyor. kimin umrunda çözemedim.
hesabın var mı? giriş yap