19 entry daha
  • 27 mayıs 1960'tan sonra yeni anayasa hazırlığı yapılırken cemal gürsel'e yazdığı bir mektupta sosyal devletin, düşünce özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün önemine vurgu yaptığı için "devlet başkanına komünistlik propagandası yapmak" ile dava edilen türkiye işçi partisi eski genel başkanı.

    1962'de genel başkanlığa seçilmesinden önce hür ve zincirli hürriyet gazetelerini çıkarmış, truman doktrini'ni ve marshall planı'nı eleştirmiştir. devletler hukuku doçenti olduğu için 1966-67'de amerika'nın vietnam'da işlediği savaş suçlarını araştıran mahkemede yargıç olarak yer almış ve insanlık suçlarını yerinde inceleyen heyete dahil olmuştur.

    27 mayıs darbesinden sonra nispeten daha iyi bir anayasaya geçildiğini, bazı sosyal hakların getirildiğini ama yine de düşünce özgürlüğünün sağlanamadığı, komünist partilerin kurulamadığı kısıtlı bir demokraside yaşadığımızı söylemiştir. "gerçekten de demokrat parti, demokrasi vaat ederek iktidara gelmiş, ama bu vaatlerden hiçbirini tutmadığından başka, son zamanlarda adamakıllı bir meclis diktası kurmuştu." demesine rağmen darbelere karşı olduğunu belirtmiş, tam demokrasiye bu tür tepeden inme hareketlerle geçilemeyeceğini söylemiştir.

    1946'da demokrat parti'den milletvekili adayı olduğu zannedilse de işin aslı böyle değildir. zira aybar, kendisine önerilen milletvekilliği vaadini reddetmiş ve siyasi görüş farklılıkları nedeniyle demokrat parti'ye girmemiş, bağımsız aday olmuştur. hatta bu olayın sonrasında demokrat parti'nin "yeni türkiye" isimli gazetesinde "kendisine çok değer verdiğimiz aybar, son zamanlarda bazı komünist dergilere yazılar yazmaya başladı. şaşırdık kaldık. hep beraber aybar'ın malesef solcu olduğuna, hatta daha ileri komünist olduğuna karar verdik." yazılmıştır.

    tip'nin tabandan gelen bir parti olduğunu; "bey takımları"nca yani nüfuzlu kişilerce değil, köylü, işçi ve sendikacı kökenlilerle kurulduğunu söylemiştir. aybar, partinin en büyük farklarından birinin, marksizme eleştirel gözle de bakabilme yetisi olduğunu düşünüyordu. aybar'a göre tip, "işçi sınıfının demokratik öncülüğü etrafında birleşen, tüm emekçilerin temsilcisi olduğunu söyleyen, onları iktidara getirmeyi" ve insanın insanı sömürmesine son vermeyi amaçladığını açıkça belirten bir partiydi. parti programı bunun yanı sıra tam bağımsızlığa önem veriyor ve bu doğrultuda türkiye'nin nato'nun eline oyuncak olmamasını, üslerin kapatılmasını ve ikili anlaşmaların feshedilmesini amaçlıyordu.

    atatürk'in dış politikasını uyguladığını iddia eden süleyman demirel hükümetinin dış politika programını, meclisteki ap'lilerin ağır hakaretlerine rağmen "atatürkçülüğün, atatürk dış politikasının en kısa fakat en doğru tanımı, tarifi, türkiye'de herhangi bir yabancı nüfuza, yabancı sultasına meydan vermeyecek bir politika izlemektir. kurtuluş savaşı'mızın tarihsel nedenleri ve bütün atatürk devrimlerinin temel hedefleri hep budur. türkiye'nin yabancı nüfuzdan masun bulunmasıdır. gerekçesi ne olursa olsun, böyle bir politikanın atatürkçülüğe karşı bir hareket olduğu şüphesizdir. bugün türkiye'de 35 milyon metrekarelik vatan toprağı abd'nin egemenliği altındadır." diyerek eleştiriyordu.

    "ikili anlaşmalarla amerikan devletinin üsleri haline getirilmiş bu vatan topraklarına, amerikalıların izni olmadıkça devlet kademelerinde hangi yeri işgal ederse etsin, hiçbir vatandaşımız ayak basamaz. yurdumuzdaki amerikan üslerine türk zabıtası giremez, türk subayı, türk komutanı, türk hakimi giremez, milletin vekilleri giremez, türk bakanları giremez. bu üslerden havalanacak uçaklar, füzeler bizim haberimiz olmadan, büyük millet meclisi'nin onayı alınmadan, yurdumuzu her an vahim tehlikelerle karşı karşıya bırakabilir. hal böyle iken hükümet programında bu durumun sona erdirileceğine dair tek bir kelimeye rastlamadık. tersine amerika ile olan münasebetlerin daha da kuvvetlendirileceği söylenmektedir. bu şartlar altında bugünkü bağımlı durumumuzun ortadan ne yoldan kaldırılacağına dair somut teminat verilmedikçe ve hele amerika ile olan münasebetlerimizin daha da kuvvetlendirilip geliştirileceği ifade edilirken, hükümetin atatürk dış politikasını izleyeceğine dair sözlerini şüphe ile karşılarız." mehmet ali aybar, millet meclisi tutanak dergisi, cilt 1, 176-177

    bu tür bağımsızlık düşkünü söylemlerin, atatürkçülüğü kavrayamadığı halde milliyetçi geçinen cenahlar tarafından düşmanca "siz yurdumuzu komünist rusya'nın egemenliği altına sokmak istiyorsunuz!" ithamı altında yok edilmek istenmesi.. mecliste bağımsızlıktan bahis açanların yuhlanıp, dövülmesi.. türkiye topraklarındaki yabancı etkinin pasifize edilmesi gerektiğini söyleyen ve sovyetler birliği'nin yayılmacı politikalarını bile eleştiren insanların "moskova'ya def olun!" sloganları ile susturulması.. o gün tam bağımsızlık isteyen sosyalistler, bazı değerlere körü körüne bağlı kalmış fanatikler değil, sscb marksizminin yozlaşmış yanlarını revize etmek isteyen kişilerdi. bu sebeple çekoslovakya'nın sovyet işgali altında kalmasına dahi karşı çıktılar. ayrıca genel kanının aksine, behice boran da sovyetler birliği'nin çekoslovakya'yı işgalini net bir şekilde eleştirmişti yani bu konuda aybar ile aralarında fikir birliği vardı.

    geliştirilen bu özgürlükçü sosyalizm düşüncesi, önce komünizmle mücadele derneği ve abd destekli gruplar tarafından kaba kuvvetle, sonra da özgürlükçü sosyalizmin revizyonist olduğu iddiasıyla iç kışkırtmalar başlatan provokatörlerle yıkılmak istenmiştir. nitekim değişik fraksiyonlar, aybar'ın revizyonist olduğunu söyleyip fikir ayrılığı yaşamışlardır. bu kesmin revizyonist olmakla suçladığı aybar, aslında sosyal demokratları "sol olmayan sol" diye tanımlamaktadır: "sol, kapitalist düzeni değiştirmeyi amaçlayan bir hareket. kapitalizmin sivriliklerini törpülemeyi amaçlayan hareketleri sol saymıyorum."

    maruz kaldığı tüm hakaretlere ve partisinin bölünmesine*** rağmen güleryüzlü* ve özgürlükçü sosyalizm hakkında önemli düşünceleri olan bir liderdir.
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap