• özgür edebiyatın temmuz-ağustos 2011 tarihli sayısında hayat apartımanı isimli müthiş öyküsüyle yer alan hikaye yazarı. keşke bir ev ne zaman ölür sorusuyla başlayan son paragrafı atsaymış öyküden. çok iyi, okuması çok keyifli bir öykü.
  • leziz bir kitaba imza atmış *, daha nice güzellikler okumamıza vesile olacağına inandığım güçlü yazar.
  • yeni kitabı emanetimdeki hayatlar ya da acı defteri adıyla birkaç hafta içinde rafları süsleyecek olan yazar.
  • ne yazsa güzel yazan kişi. öykü ve romandan sonra masallarla ilgileniyormuş. bu kitaptan sonra ebeveynler çocuklarına anlatacak masal bulamayacak.
  • son olarak orhan kemal öykü ödülünü almış yazar ve avukat. (bkz: akılsız sokrates) bireyin savrulup giden umutları konu olur bazen, bazen de pişmanlık bırakmaz öykülerin peşini. insana dair ne varsa kol gezer öykülerinde, dile gelir tüm duygular sayfalarında.
    ve herşeyden önemlisi aslolan yazmaktır şu çorak topraklarda.
    kendisi hakkını vererek yapan yeni nesil yazarlardan.
  • dünyanın en mütevazi adamı desek yeridir. harika öyküler yazar, bunun yanı sıra kalbi kocaman bir avukattır. ilk kitabı hayat apartmanı’yla 2013 naim tirali öykü ödülü’nü kazamıştır. son kitabı akılsız sokrates'tir. okurları olarak yeni kitaplarını merakla beklemekteyiz.
  • sakarmeke ile tanıdığım yetenekli yazar. akılsız sokrates diye bir kitabı daha varmış hatta orhan kemal öykü ödülü almış. piyasada bulmak zor. yok mu kardeşim bir delikanlı basacak ?
  • sakarmeke'yle keşfettim. bu yeni nesil diyebileceğim türk öykü kitapları beni bayar, ilk sayfa bitmeden uykum gelir, esnemeye başlarım. çakma aforizmacı, üslûp ve kurgu özürlü, ajitasyon soslu kolpa tipler şimdi hep öykücü falan oldu.

    ama mehmet fırat pürselim'i tüm o varoş tayfadan şöyle tertemiz ayırmak gerek. öyküleri ve yarattığı dil, üslup o kadar özgün ki. dolu dolu ve kıvrak bir kalemi var. insan, insan olduğu için imreniyor, kıskanıyor böyle ustaca yazılmış yazıları okuyunca.

    sakarmeke'de hüzünle mizah öyle tatlı harmanlanmış ki. diğer kitaplarını da alıp okuyacağım hemen. zeki, duygulu, yaratıcı ve kendine özgü bir yazar mehmet fırat.
  • şimdiye kadar okuduğum yurdum yazarları arasında anlatımıyla ilik nakkaşı bir tarafı var. hani bir hikaye iliklerinize işleyebilir ama nakış gibi olması biraz zor olur hani. hadi hikayeyi başa alalım.

    önceki haftasonu moda sahaf’ın balkonunda ben kıymet sahibi bir büyüğüm, abimle konuşurken sevgilim de kitaplara bakıyordu içeride.

    benim de sohbetim bitip içeri girdiğimde sevgili sokrat’ın ismini görünce kitapta ilgimi çekti önünde bir akılsız nitelemesi görünce “bu neymiş” dedim ve türkçe bir yazar adı görünce kapakta “gene hangi islami filozof ne yazmış” gibi pek çok kötü önyargı geliştirdim kısacık sürede. kitabın bir öykü kitabı olduğunu anlayıp rastgele bir kaç sayfaya da göz atınca sevgilime döndüm “bunu da bana ısmarla” dedim, kitap bir de imzalıymış o da cabası oldu.

    neyse işin bendeki kısmını bir kenara bırakırsak peşpeşe okuduğum “otopsi” bölümündeki öyküleri bitirdiğimde dişlerimi sıkarken buldum kendimi. kurbanların ağzından ve bana göre tam da kıvamında, dozunda, ayarında yazılmıştı. sanki anlattığı her şey gözümün önünde vuku buluyor ve benim ellerim arkamdan bağlıymış gibi dişlerimi sıkarak okudum. italya’dan yola çıkan barış gelini, mah-mar marketler zincirinin sahibi mahmutgillerin gelini ve hakeza şoroloların gelini. picca, leyla, ahmet,… üçü de gözlerimin önünde öldürüldüler.

    en kısa sürede diğer kitaplarını da edinip okumak niyetindeyim.
hesabın var mı? giriş yap