3 entry daha
  • sahur vakti aklıma aşağıdaki hikayeyi getiren genç yitik insandır.

    küçücük bir hayatı vardı mehmetin, sıradan olabildiğince sıradan insani bir hayatı...
    tek şansızlığı "yurtta sulh, cihanda sulh" lafından zerre haberi olmayanlar tarafından yönetilen bir ülkede yaşamasıydı, bu şanssızlığı ona pahalıya patladı...

    bir gün bir başbakan çıktı ortaya,
    başbakan önce güney komşusunun devlet başkanıyla muaile tatillerde bulundu,
    futbol maçları izledi,
    kankaydı başbakan güney komşusunun devlet başkanıyla,
    ama aynı başbakan kendini yıllar önce büyük orta doğu projesinin eş başkanı ilan etmişti gururla,

    sonra bu başbakanın atadığı bir dış işleri bakanı ortaya çıktı,
    önce komşularla sıfır sorun muhabbeti yaptı bakan,
    sonra teker teker tüm komşularla arasını bozdu ülkenin,
    ardından büyük devlet olup, orta doğuda at oynatma hevesine düştü bakan,
    ardından birden aklına bir fikir geldi,
    fikir kara murat filmleri izledikten sonra ilk okul çocuklarının aklına gelen fikirden halliceydi,
    "biz osmanlı torunuyuz, osmanlıyı yeniden kuracağız."
    en yakın komuşunun emperyalizme uygun bir yönetime sahip olması istendi,

    önce küçük bir ilçede bir bomba patladı,
    resmi kayıtlara göre 53, orada yaşayan halka göre 250ye yakın kişi can verdi,
    komşunun başkanını devirmek adına oradaki isyancılar desteklendi,
    ama yetmedi
    güney komşuda yıllarca can alan ayrılıkçı terör örgütü özerk devlet kurdu,
    osmanlı torunu bakan ve başbakandan tek kelime itiraz gelmedi,
    ardından bir gün o yan komşuda silahlar patladı,
    sihalar kime mi patladı?

    mehmet gündüz ;
    16 yaşında bir delikanlı idi,
    o gün evine geldiğinde yorgunluktan ve sıcaktan bunalmıştı,
    televizyonun karşısında keyif yaparken çabuk serinleyeyim diye klimaya yakın bir noktaya oturdu,
    osmanlı orunuyuz gazını veren ve yeniden osmanlıyı kuracağını sanan, büyük devletsek ortalığı biz idare ederiz mantığında olan bir başbakan ve dış işleri bakanının yönettiği bir ükede yaşıyordu,
    daha 16 yaşındaydı,
    kim bilir belki üniversiteye gidecekti, belki askere gittikten sonra sevdiği kızı alacaktı,
    sonra çocukları falan olacaktı, kredi çekip araba alacaktı belki, belki mahsülü kaldırdıktan sonra traktör alacaktı,
    evinde klimaya yakın oturayım derken ölümün kıyısına geldi, vuruldu, kendisinin olmayan bir savaşın tarafı olan bir bakan ve başbakanın büyük devlet olacağız hevesleri içerisinde yan komşudan gelen kurşunla vuruldu mehmet,
    sonra öldü, şanslıydılar ki bir karış kısa boylu olan kardeşi o sırada yanında oturuyordu ama kurşun ona gelmedi,
    mehmet evinde oturken bir uluslar arası sorun sayesinde öldü.

    o akşam başbakan ve bakan her şeyden habersiz iftara gittiler,
    oruç açtılar,
    bağırıp çağırıp millete hiza verdiler,
    faiz lobisi deyip çarpıtmalara girdiler,
    ama mehmet öldü
    hem de boku bokuna öldü.

    mehmet gündüz katledildi,
    ruhun şan olsun kardeşim,
    bir gün bu ülkede yüce divanlar kurulursa,
    bir gün bu ükede göt kılıyım diyenler vicdanını dinler ve senin katillerinden hesap sormaya kalkarsa,
    adın o mahkemede en yüksek sesle okunacak,
    o gün senin katline göz yumanlardan hesap sorulacak,
    senin 16 yaşında toprağa giren bedenin o zama soğumuş olacak,
    yılanlar tarafından, böcekler tarafından parçalanmış olacak,
    akrabaların bir mehmet vardı diyecek,
    ama o gün, yani o yüce mahkemenin kurulduğu gün,
    senin katline engel ol(a)mayan yetkililerden hesap sorulduğu gün,
    ruhun klimanın karşısına oturacak, annen klimanın karşısına oturacak, bir karış kısa boylu olduğu için yaşayan kardeşin klima karşısında oturacak.
    o gün senin ruhun, seni sevenlerin vicanı soğuyacak,
    bugün bu mubarek ramazan gecesi, sahur vakti adını görüp hikayeni okuyan abin ise senin bu hale gelmene neden olanlar için cehennemde odunların hazırlandığından emin, hem de en sıcak yerinden ayrıldığından yüzde yüz emi, bundan emin olmak için bir yeenek sahibi değil abin. abin sadece vicdan ve adalet kelimelerinin anlamlarını biliyor.

    mehmet gündüz: neden öldüğünü hiç bilmeyecek ama bu ülkede yüce divan kurulduğunda adı o mahkemelerde yankılanacak olan yitik bir çocuktur. katillerini bildiğim çocuktur. ruhu şad olası çocuktur ve aklıma bir soru getirtendir.

    soru için; (bkz: vicdanın rahat mı/@roberto baggio ile futbolu seven adam)
    edit: imla
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap