• tkp siyasi bürosu tarafından, bir tartışma programında, eski tkp ile ilgili sarf ettiği sözler nedeniyle, hakkında şu açıklamanın yapılmasına gerek duyulan türkiye komünist partisi merkez komite üyesi.

    "18 ocak cuma gecesi bir televizyon kanalında düzenlenen tartışma programına katılan türkiye komünist partisi (tkp) merkez komite üyesi mehmet kuzulugil'in program sırasındaki kimi ifadeleri bazı soru ve eleştirilere neden olmuştur.
    tkp, enternasyonalist partili geleneği doğruları ve yanlışlarıyla sahiplenmekte, kendisini aynı geleneğin bir parçası ve sürdürücüsü saymaktadır. tüm dünyada komünist partiler geleneğinin doğruları onur kaynağımız olduğu gibi, yanlışları da bizim yanlışlarımızdır. geçmişte bu geleneğin devrimci amaçlarla hareket etmediği biçimindeki bir yaklaşım, tkp'nin değerlendirmeleri içerisinde hiçbir zaman yer bulmadığı gibi, bir mk üyemizin kullandığı ifadelerde de bunun kastedilmesi mümkün değildir.
    m. kuzulugil, bütün izleyenlerin takdir edeceği gibi, esas olarak uzun anlatımlarla değil spot çıkışlar ile yürüyen bir programın tansiyonu yüksek bir polemik anında, sovyetler birliği ile kardeş partiler arasındaki dayanışma ilişkisinin devrimci olmadığını sert bir üslupla dile getirmiştir. ancak bu polemik ortamında, bütün tarihsel kazanımlarıyla sovyet sosyalizmini tasfiyeye yönelen glasnostçu karşı-devrim akımının ve çeşitli ülkelerde bu akımın paralelinde komünizm saflarını terk eden sapmaların kastedildiği netlikle açıklanamamıştır.
    bir dizi dostumuz bu eksik tablo karşısında haklı bir hassasiyet geliştirmişlerdir. partimiz bu hassasiyetlerin, tarihimize sahip çıkma doğrultusundaki kararlılıktan kaynaklandığını düşünmekte ve saygıyla karşılamaktadır.
    türkiye komünist partisi
    siyasi büro"

    bu sanıyorum, "enternasyonalizm, başka komünist partilerden para almak değildir." şeklindeki sözleriyle ilgili kendisinin.
  • kanal 7 televizyonundaki bir programda mhp'li mehmet gül'e “tkp’liler sovyetler birliği’nden para alan asalak hıyarlardır. sovyetler birliği bu bölgede devrim istemediği için bunları besleniştir. yunanistan, portekiz ve şili partileri için de aynı durum sözkonusudur. biz para da almayacağız, devrimi de yapacağız." diyen kişi.
  • televizyonda milyonlarca izleyicinin ve stüdyodaki her görüşten insanın önünde, mehmet güllerin önünde, yöneticisi olduğu partinin ismini çaldığı türkiye komünist partisinin üye ve taraftarları için "sovyetler birliğinden para alan asalak hıyarlar" diyebilmiş kişi.

    ayni programda büyük şair ataol behramoğlu tarafından kendisine gerekli ayar verilmiştir. sip-tkpnin açıklamasından anlaşıldığı üzere bu ahlaksızlığa kendi isim hırsızı partisi bile sahip çıkmaya utanmıştır.
  • zahit atam, zeki demirkubuz'un "yeralti" filmi ve dostoyevski'nin "yeraltindan notlar" romani uzerine yazarken mehmet kuzulugil'i hatirlamis. mk icin asagidakileri yazmis.

    "bir arkadaşımın namı kuzuydu, ama kurt imajını benimsemişti, bakmayın kurt gibi görünmeye çalıştığına, karizması yoktu. efelendikçe etrafındaki insanlar “sen ona bakma, aslında kuzudur” derdi. bir siyasi toplantıda bağırıp ortalığı terörize ettikten sonra, dağılan gruptan birisi, “o bağırırken aklıma hep gaz çıkarmak geliyor” dedi, “niye adam olamadı bilemiyorum”. o siyasi yapıdan ayrılanlar geçmişe dönüp baktıklarında, artlarındaki bir kuru gürültücü, aslında efemine kabadayı için ne kurt diye hatırladılar, ne de kuzu. zaten hayatları boyunca kuzu namlı arkadaşın bir kez bile içtenlikle duygulandığını hatırlamadıklarını fark ettikleri için, sözünü açan herkes, “benim için sosyalizm ahlaki bir önermeydi ve ben vicdani süreçlerin ardından siyasallaşmıştım. ama onu hatırladığımda başka bir şey aklıma gelir,” derdi. ayrılmayıp devam edenler içinse, ne kuzuydu ne de kurt, bir hayvandı, insanımsıydı. işte bu kuzu namlı arkadaş, yukarıda dostoyevski’den alıntıyı okumuş, altını çizmiş ve hayat ilkesi haline getirmişti, hiçbir zaman yeterince okumadı, her duyduğunu beşle çarpıp anlatır, her okuduğunu 10 katına çıkarır, idare etmeye çalışırdı. öyle ki kendisi afilili bir üniversitede bilgisayar okuyordu, ama mezun olamadı, bilgisayar dillerini öğrenemediği için değil, hepsini öğrendi, ama hangi iş için gerekliyse onu, yoksa oturup kitap okuyamıyordu, lazım olacak ki öğrenecek misali. aslında tam bir yeraltı adamıydı, hiçbir tartışmada sakin, rasyonel, duyarlı olarak kalmadı, bilgisi yetmediğinde efelenmekle eksikliği kapatıyordu. efelenirken söylediklerinde duruma uymayan o kadar çok şey vardı ki! insanlar onu takmamayı ve başımıza geldi çekeceğiz diye kabullenir gibi yapmayı seçtiler, asıl sonraları ahı çıktı."

    yazinin tamami icin :

    http://www.birgun.net/…11&year=2012&month=04&day=08
  • az önce kadıköy nazım hikmet kultur merkezi'nde yaptığı konuşmadan çıktığım kişi. detaylarını eve gidince yazıcim. birkaç entry'me denk gelmiş kişiler hdp seçmeni olduğumu bilir. bununla ilgili bir değişiklik yok. henüz aksi yönde ikna olmadım ama konuşmayı birkaç açıdan bekledigimden olumlu buldum diyebilirim. neyse, detayları eve gidince.

    << söz verdiğim gibi buradayım eklemesi >>

    #56007349 no'lu entry'min son kısmında gerçek değilmiş gibi bir havayla yazmışım gibi görünen şeyde ciddiydim. yani elbette bir içeriden araştırmanın sonrasında olumlu ya da olumsuz sonuçlanacak bir süreci başlatmak konusunda. bu süre 1 ay da olabilir 1 yıl da. şu an bilemiyorum.

    önceleri de sandığı pek sevmeyen ama gerekli gördüğü için katlanan, hatta oyları korumak için oy ve ötesi gönüllüsü olarak çalışan (ki bunda da bir değişiklik yok. ona da devam edeceğim elbette), ancak bilhassa 1 kasım'daki seçimlerin ardından sandıkla mesafesi iyice açılmış ama günü kurtarmanın yani kısa vade için faydalı olabilecek çözümlerin de gerekli olduğuna hala inanan, çünkü sosyal yıpranmanın vebalinin altına giremeyecek biri olarak yine de komünist parti'yi inceleme altına almış bulunuyorum. kolay ikna olmam :) ama kapalı da değilim. bu bahsettiğim entry'nin ardından bana kuzulugil'in dahil olduğu etkinliği tavsiye eden fideldediysekfidel'e teşekkürlerimi iletip konuya dönüyorum.

    öncelikle, (bu kısım özellikle heteroseksüel kadınlar ve homoseksüel erkeklere yönelik) ya arkadaş bu komünist erkekler bayağı yakışıklıymış ya hu. hiç mi çirkin olmaz aralarında. gözüm gönlüm açıldı. neyse, yakışıklı bulduğu için cem uzan'a oy veren kadın profilinden hemen sıyrılıyor ve aklımda kaldığınca düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

    * halk sandıkta kazanmaz, sandıkta kaybetmez inançlarını tekrarladı kuzulugil. ilk yarısına katılıyor ikinci yarısına ise katılmıyorum. seçimi kazanmak kazanç değildir belki her zaman evet ama kaybetmek kayıptır çoğu zaman. kısa vadelerle değil, orta ve uzun vadelerle ilgilenen kp'lilerle anlaşamadığım, ikna olamadığım temel mesele bu. yukarıda da bahsettiğim gibi başarıya ulaşana kadarki sosyal yıpranmanın vebali altına ben kendi adıma giremiyorum. bunun ardında nasıl bir çözüm önerisi sunuyorlar bilmiyorum, bilen var da açıklarsa memnun olurum ama şu anki fikrim halk sandıkta çok da fena kaybeder.

    * kuzulugil seçim sonuçlarının hayırlı olduğunu da belirtti. bunu da özetle iki sebep göstererek açtı. kavga edeceğimiz kişinin/grubun/zihniyetin kim olduğunu bilmemektense bilmenin daha hayırlı olduğunu, koalisyonun tezahür edilebilecek en kötü senaryo olduğunu çünkü her şeyin göstermelik olacağını, laf olsun diye kültür bakanlığı gibi bakanlıkların daha az oy alan partiye verilip türkiye siyasi geçmişinde denenmiş olan koalisyonların bir tekrarından başka bir şey olmayacağını, dolaylı olarak da olsa bu küçük (daha az oy almış) partinin de yaşanacak yolsuzluklarda hedef olacağını, bunun esas hedefi saptıracağını belirtti. ikinci sebebi ise şuydu ki bu noktada kendisine hiç ama hiç katılmıyor ve çok yersiz bir iyimserlik içinde olduğunu düşünüyorum. türkiye'nin sermaye sahiplerinin ve türkiye'nin türkiyelilere bırakılamayacak kadar değerli olduğunu düşünen emperyalist güçlerin aslında akp'ye 7 haziran'da bir gözdağı verdiğini, son seçimde alınan sonucun ise akp'de bir rahatlama yaratmayacağını aksine sürekli bir tedirginlik içinde olmasına sebeb olacağını ve akp'nin korktuğumuz kadar başına buyruk hareket edemeyeceğine inandığını söyledi. sandıktan umudunu kesmiş olan halkın; akp ve düzen muhalefeti olarak tanımladığı chp ve hdp tarafından sandıkla bir yere varılabileceğine inandırılmış olan halkın bu seçim sonrasında bu fikirden sıyrılmış olduğunu ve o yüzden de akp'nin herhangi bir sert adımında bunun karşılığını halkın kendisinin direkt olarak vereceğini düşünüyor kuzulugil ki ben buna katılmıyor ve cidden çok fazla iyimser bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum.

    * hdp'nin ulusalcı bir parti olduğunu, hatta kürt burjuvasının çıkarları için çalıştığını söylemesine içerledim sevgili kp'liler :) bir de kalktı vatan partisi'yle kıyasladı ki sormayın. onlar ulusalcı olunca olmuyor, hdp olunca desteklememiz bekleniyor falan dedi, çok bozuldum. benim kp'yle ilgili en büyük tereddütlerimden birisi kürt meselesine yaklaşımını yetersiz buluyor oluşum (şu anki gözlemlerimle). hiçbir zaman bir kürt milliyetçisi olmadım ama kürt hareketinin sadece sınıfsal hareket düzleminde değerlendirilmesi gerektiği düşüncesine katılmıyorum.

    * katıldığım kısımlar daha çok aslında ama ilk olarak katılmadıklarımı belirtmek daha doğru olacak diye yazdım yukarıdakileri. katıldığım en önemli kısma geleyim. son seçim öncesinde de kendi içimde eleştirdiğim ancak seçim öncesinde kp'nin propagandasına en ufak bir olumsuz etkide bile bulunmak istemediğim için yazmamayı tercih ettiğim konuda kuzulugil de benimle aynı fikirdeymiş, sevindim buna. nedir bu konu? kp'nin sistemdeki diğer partileri eleştirmek üzerine kurulu bir çaba göstermektense bundan bağımsız olarak kendini ifade etmek yönünde bir çaba içinde olması gerektiğini düşündüğünü söyledi aşağı yukarı. bilhassa muhalefeti eleştirme kısmının son bulmasının, bunun yerine kp'nin kendi fikrinin anlatılmasının, örgütlenmeyi arttırıcı çalışmalara yoğunlaşılmasının daha doğru olduğunu ifade etti. -ki sonuna kadar katılıyorum.

    * siyasi hedef belirtilirken hedefin tayyip erdoğan değil akp olması gerektiğini düşündüklerini, tam da bu yüzden ankara katliamı sonrası kp olarak katıldıkları eylemlerde "hırsız katil erdoğan" sloganlarına değil "hırsız katil akp" sloganlarına katıldıklarını paylaştı. mücadele edilmesi gerekenin tek bir kişi değil, o kişi ekseninde tüm parti olduğunu, kendi deyimiyle erdoğan ve çetesinin olduğunu söyledi. bu da yine katıldığım kısımlardan biri.

    şu an için aklımda kalanlar bunlar. hatırladıkça ekleme yaparım elbette ama akşamın bende bıraktığı iz gayet olumlu. ne açıdan olumlu? kp'li mi oldum bir gecede? :) hayır. olumlu çünkü hala tanımaya değer olduğunu düşünüyorum bu partinin. o yüzdendir ki her türlü etkinlikten haberdar olmak için iletişim bilgilerimi paylaştım ve katılacağım da bu etkinliklere sık sık. özetle, verimli bir akşam yaşadım. o yüzden fideldediysekfidel'e tekrar teşekkür eder, bu sıkıcı entry'ye son vererek huzurlarınızdan ayrılırım.

    not: konuşmanın ses kaydını aldım. katılmak isteyip de katılamayan, dinlesem de olur diyen olursa gönderebilirim.
  • kalp gözü ile takip ettiğim bu feyizli ve yordamlı hocamızın son imana davet eden mülahazaları kaçırılmamalı.

    http://tinyurl.com/zhz6a2m

    eğer iki gün sonra bir bankın üstüne çıkar ve "emin olun, biliniz ki..." ile başlayan bir cümle kurarsa, işte o zaman yer yerinden tekrar oynar, o kadar feyizli hocamızdır.
  • enver aysever tarafından türkiye'nin en zekilerinden olduğu iddia edilen zat. sanırım ikinci paragraf olduğu gibi ona yazılmış.
    https://www.birgun.net/…n-notlar-uzerine-20674.html
  • iğrenç bir üslubu olan çöplük bir şahsiyet
hesabın var mı? giriş yap