• yeni nesil jiletçi sabır taşı yazar. sevgili arkadaş.
  • zıtlıkların verdiği uyumu gözler önüne seren, sohbetinden keyif aldığım sözlük yazarı.
  • aynı günde doğdumuz suser. *
  • sözlükteki melankoli dostumdur kendisi. iki hüzünbaz olarak, günün en mağruk saatlerinde, keşfettiğimiz hüzünlü başlıklara zincirleme bir melankoli tamlaması yaparak peşpeşe entryler girer, birbirimizin depresifliğinden ilham alarak sözlüğün dibine vururuz. kimi zaman satırlarının arasından sızan keşmekeşliğin kokusunu alır, meldamon yine hüzne boğmuş sözlüğü derim. o kadar yoğun, içten ve kendine has bir üslubu olan bir yazardır. mutsuzluğu şaha kaldıran imge dolu dizeleri sayesinde bana mutsuzluğumu bile sevdirmiş, boşluğuma dokunan entrylerinin sızlanışlarını bile unutturmuştur. ayrıca sözlüğe pırlanta değerinde tespit rehberleri hazırlamış sevgili badimin en kıymetlisidir. buradan rehber profesörü ve melankoli kraliçesine sevgilerimi yolluyorum. iyi ki varsınız..

    ha bir de unutmadan söyleyeyim;

    melankoli candır.
  • "nokta" atışlarının yazarı..
    öz ve çok etkileyici yazıyor..
    darısı başımıza..
  • arkadaş ben melankoliden kaçarken, bütün iletişim kanallarımı (telefon, facebook, mesene, çağrı cihazı, telex, fax, mintax) cebren ve hile ile ele geçirmiş, ver eyliyor bunalımı ızdırabı. ben bununla ne zaman konuşsam ardından iki tane 20 lik paxil (ulan ne çok x oldu bu yazıda) atıyorum ki benden götürdüğü serotonini ikame etsin. diyorum ''kızım ben ağır bunalımdayım! içine ayşe kulin mi kaçtı..?'' diye, dinletemiyorum. abi olmak ne zor işmiş arkadaş. işyerinden aldığı izinlerle başka bir yere part-time girse rahat rahat çalışır ve feci para kazanır ama doktora öğrencisi işte, ne bilsin.
  • lisans hayatımın mini ekran* sony trinitron'u.* en güzel renklere sahip teknoloji olmasına rağmen hüzünlü yayınlar izletmiştir bana.

    a: meldamon'cum canım sıkkın, moralim bozuk.
    m: benim de. hava karanlık, midem ağrıyor, hayat bok gibi geçiyor, lanet olsun böyle hayata.
    a: :s ama bi arkadaş canımı sıktı, kavga ettik yok sebepten.
    m: en azından kavga edebiliyorsun.
    a: iyi bari şarabımdan bi yudum alayım, ister misin?
    m: istemiyorum şarap falan...

    ertesi gün koridorda rastlaşırız.

    m: canım beniiim, naber.*
    a: iyidir kuzum ya, sen nasılsın?
    m: noolsun yaa, canım sıkkın, hocam ödevimi beğenmedi, bölümde atıştım. hava da bi açıp bi kapıyo. 500 es'in de 20 dk.sı var zaten. ne güzel, senin evin yakın.
    a: e gel bi kahve içelim kantinde.
    m: ağrı kesici aldım şimdi, etkisini azaltır, boşver.

    kendisine en sevdiğim pink floyd şarkısını armağan ediyorum:

    relax.
    i need some information first.
    just the basic facts:
    can you show me where it hurts?

    bol bol görüşelim kuzu. lisans bitti, ayrı gayrı kaldık.
  • bu güzel insana yeni yaşında gök taşlarından uzak durmasını temenni ediyor ayrıca iyilik, sağlık, iyilik, mutluluk, iyilik, başarı, iyilik diliyorum.
  • özellikle son dönemlerde, her seferinde yurdun farklı bir yerinden merhaba demesinden mütevellit ve bazı birkaç dahili ve harici nedenlerden dolayı istesek de denk gelip görüşemediğimiz aşikar, fakat ilk gördüğüm yerde önce sarılıp sonra hesap soracağım kendisinden: sahip olduğu dert defterlerini itina ile açıp delicesine hüzünlenmek kadar sevdiği 2. bir şey var mıdır bu yazariyenin biliyorum efendi. (yazar adına adını veren artiz mat damon'ı es geçiyorum, ve hatırlanması gereken halinin hep talented mr. ripley'deki gibi olması gerektiğini not düşerek parantezi kapatıyorum) umut ediyoruz, ki öğrensin: zamanın en iyi yazar olduğunu, ve her şeyin sonunu en iyi yazdığını, yazacağını.
    entrynin sonunda kendisine bir de sözlükte yazarların sürekli birbirine yazdığı cinsten klasik bir nick altı entry cümlesi kurmak istiyorum: fethiye'ye gidip gidip ölüdeniz'de yamaç paraşütü yapmadan istanbul'a dönenleri kimseler affetmez, bu böyle biline :))
hesabın var mı? giriş yap