• doç.dr.
    ege üniversitesi
    edebiyat fakültesi
    psikoloji bölümü
  • sosyal psikoloji alanındaki çalışmalarından-sunuşlarından haberdar olduklarımızdan bir tanesi, homofobi:

    " bia (ankara) - kaos gl tarafından düzenlenen ve hafta sonu boyunca süren "homofobiden arınma" atölye çalışmalarından sonra, doç. melek göregenli, "homofobi ve ayrımcılık" başlıklı bir sunuş yaptı.

    çok saygıda gey, lezbiyen ve heteroseksüelin katıldığı çalışmada, homofobinin temel bir ayrımcılık biçimi olduğunu söyleyen göregenli, homofobi ile iktidar kavramlarının biraradalığına işaret ederek, ortada bir ezen-ezilen ilişkisi olduğunu ifade etti.

    ege üniversitesi öğretim üyesi, sosyal psikolog göregenli, homofobinin kişisel bir korku değil, toplumsal bir tavır olduğunun altını çizerken, insanların cinsel yönelimleri, din veya ırklarının ön planda tutulmasının toplumsal biraradalığı zedelediğini söyledi.

    "sosyal bilimler masum değil"

    göregenli, "homofobi, eşcinselliğin anormal olarak tanımlanmasıyla, tarihin belli bir döneminde ortaya çıkmıştır. homofobi, yapay bir kavramdır ve toplumsaldır. fakat homofobinin kişisel, yani köpek veya karanlık korkusu gibi bir korku olmadığı, 80'lerden sonra yapılan tartışmalarla ortaya çıkmıştır. ayrımcılıkla ilgili ilk çalışmalar 1900, ırkçılıkla ilgili ilk çalışmalar ise 1908'de yapılmıştır. dolayısıyla sosyal psikoloji de bu konuda çok masum değil. çünkü sosyal bilimler ve sosyal psikoloji de toplumun genel tutumunu yansıtır" dedi.

    "karşı cinsellerdeki (heteroseksüellerdeki) homofobinin, karşı-cinsel erkek egemenliğinin "tehlikeye" düşmesinden kaynaklanıyor. eşcinsellerin de karşı-cinsellerin de birbirlerine karşı özcü düşüncelerden ve klişelerden kurtulması gerekir".

    "ayrımcılık çoğunluk davranışıdır"

    ayrımcılığı bir çoğunluk davranışı olarak tanımlayan göregenli, azınlık ve çoğunluktan söz edilmeye başlandığında, ayırımcılığın da söz konusu olduğunu belirtti.

    homofobik insanların, genelde aynı zamanda otoriter kişilikler olduğuna da dikkat çeken göregenli, frakfurt okulu'nun ayrımcılık ve ırkçılıkla ilgili çalışmalarına da dikkat çekti.

    sosyal üstünlük yöneliminin, homofobiye karşı çıkışı engellediğini söyleyen göregenli şöyle devam etti:

    "dünyadaki adaletsizliklerin meşru görülmesi eğilimi, 'güçlü olan, zayıf olanı ezer' veya 'büyük balık, küçük balığı yutar' anlayışına dayanır. çünkü eşcinsellerin karşılaştıkları ayrımcılık, eşcinsellerin eşcinselliklerine dayandırılıyor. eşcinselliğin doğuştan geldiğine inananlar, daha az homofobik olurlar. çünkü onlara göre, zaten kişinin elinde olan bir şey yok.

    fakat eşcinselliğin bir tercih olduğuna inananlar, daha homofobik olurlar. insanların eşcinsel oldukları için karşı grup olarak nitelendirilmeleri, eşcinseller ve heteroseksüeller arasındaki ortak bağı ortadan kaldırıyor. ayrımcılık da burada başlıyor".

    melek göregenli, "ideal" bir dünyanın, kimsenin kendi milli veya cinsel kimliğini önemsemediği bir dünya olduğunu da sözlerine ekledi. (ia/eü) "
  • ege üniversitesi yayınlarından çevre psikolojisi kitabı çıkmış bulunmaktadır. ayrıca yakın bir zamanda profesör olacağını duydum.
  • bu cuma akşamı düzenlenen bir yemekle profesörlüğünü kutlayacak olan sosyal psikolog. kutlu olsun.
  • siddet ve iskencenin nasil ortadan kalkabilecegine dair yeni bitirdigi calismalariyla ortalikta kuzey amerika sosyal psikolojisini ithal etmeye ugrasan diger sosyal psikologlardan ayrilan (bkz: sosyal psikoloji), suya sabuna bulasan bir akademisyen. izmir ve diyarbakir'da yuruttugu alan arastirmalarinin sonuclari yavastan yavastan basmaya baslamis, "siddet ve iskenceye yonelik tutum ve degerlendirmeler" ismiyle sanirim. diyarbakir barosu tarafindan daha kapsamli olarak yurutulen "herkes icin adalet" projesinin bir kismini olusturuyor bu calisma. izmir ayagi ise gecen sene izmir barosu tarafindan yurutulen bir proje kapsaminda gerceklesmis. bu en son bulgular da gene diyarbakir barosu tarafindan kitaplastirilacakmis. iskence ve siddet durumun taninmasi, tarif edilmesi, bununla insanlara sorular yoneltilmesi ve cevaplarinin basilabilmesi bile buyuk bir adimdir nacizane nezdimde.
  • izmir ticaret odası'nda yürüttüğü araştırma projeleriyle öğrencilere iş olanağı yaratan akademisyen.
  • kendisine tapıyorum. cidden harika. profesör olarak, kendisine toplumu ciddi anlamda "aydınlatmak" gibi bir misyon biçmiş. ayakta alkışlıyorum.

    http://kaosgl.org/…iyetcilik_soz_konusu_bile_olamaz
  • şimdi bir makale için eski amargi'leri karıştırıyordum da, ''taciz ve tecavüz'' konulu 14. sayıda ''taciz ve tecavüzün meşrulaştırılması'' başlıklı makalesinde (s.29) şöyle demiş: ''adeta kadının, kadın bedenine sahip olmaktan kaynaklanan bir sorumluluğu ve erkeği tacize ve tecavüze yönlendirmeme yükümlülüğü var.''

    benim iki saatte iki paragrafla anlatmaya çalıştığım şey. yine çok saygı ve çok sevgi.
  • van depremi sonrasında habertürk'te "hastalıklı milliyetçi refleksi fay hattı mı çıkardı" konulu doğru açı programda şahane tespitlerde bulunan akademisyen..

    http://video.haberturk.com/…ikardi-4/55333?csface=1
  • suya sabuna dokunmadan sosyal bilimci olduğunu düşünen psikoloji camiasında, kimsenin araştırmak şöyle dursun, ağzına almaktan bile imtina ettiği konuları, kavramları araştıran, konuşan, düşündürten altın değerinde akademisyen. göz bebeğimiz.
hesabın var mı? giriş yap