memur çocuğu olmak

• akıllarda yer ettiği kadar zor değildir memur çocuğu olmak, eğer mevzubahis olan şey paraysa tabii. türk filmlerinde çok işlenen bir tema olarak, ev ekonomisi için yırtık çorapları dikmek, pantolonları yamamak, nasıl olsa büyüyeceksin diye alınan büyük beden elbiseler, cep harçlığının oldukça sınırlı olması gibi çeşitli önlemler alınır memur ailelerinde. bunların da zor şeyler olduğunu söylemek, biraz kolaycılık olur sanki.
  
  memur çocuklarının en önemli özelliği, diğer çocuklardan daha çalışkan, azimli vs olmalarıdır. çünkü memur anne-babalar, çocuğun okumaktan başka şansı olmadığını bildiklerinden, onu ders çalışmaya zorlarlar, ya da ikna etmenin her yolunu denerler. çocuğun sıkılmadan çalışabilmesi ve bunu benimsemesi için çeşit çeşit yollar denerler, dayaktan tutun da, çalışmayı oyun haline getirmeye kadar.
  
  memur çocukları bu yüzden toplum içinde otorite olarak kabul gören insanlar tarafından övgüyle karşılanır, "babanın gözü"nde kendilerine sağlam bir yer edinirler. sistemin kurallarını benimseyerek kendine yer edinen memur çocuklarının - fazla genelleme olacak ama - çoğu muhafazakardır, öyle veya böyle. kendimi de bunun içine katmakta beis görmüyorum.
  
  bu çocuklar, ekonomik zorluk pek çekmezler. çünkü, bir evdeki gerginliği, o gerginliğin asıl sebebini, herhangi bir kavganın çıkış nedenini ve benzeri şeyleri en iyi çocuklar hisseder ve ebeveynlerden daha iyi bilirler. memur çocukları, genellikle istedikleri her şeye kavuşmuşlardır, çünkü ne isteyip ne istemeyeceğini en iyi memur çocukları bilir. bu yüzden, bir memur çocuğundan, "çocukken çok sıkıntı çektim, istediğim şeyleri elde edemedim, paramız yoktu" temalı bir söz duymanız zordur. "sınır" denen kavramın ne olduğunu çok, ama çok iyi bilirler. gündelik ilişkilerde de mesafe ve sınırı en iyi bu çocuklar ayarlar. ama aşarlar, aşmazlar, sonrası ayrı mesele elbet. kapitalist düzenin memurlarının çocukları oldukları için de, tabii ki sınır kapitalizmin koyduğu, var olduğunu iddia ettiği sınırlardır. (burada olumsuz bir anlam yoktur, zira başka bir sistemdeyim diyen varsa beri gelsin.)
  
  halim selim olmaları da, en belirgin özelliklerinden biridir. sessiz sakin, mülayim insanlara, "memur çocuğu gibi" denir. bu da, yukarıda bahsettiğim, babanın düzenini kabullenme ve sessiz kalma ile çocuklukta yaşanan hem spesifik hem de çok benzer travmalar nedeniyledir.
  
  memur çocuğu olmak, ne hayata 1-0 yenik, ne de 1-0 önde başlamaktır. hayat 1-1 devam ederken siz başlarsınız. memur çocukları oyuna sonradan girer, yedek subaylarıdır hayatın.
• esnaf cocugu olmanın zıt anlamlısıdır.
• eskiden arabamızdan utanırdım babamın beni okula bırakmasına asla izin vermezdim kimsenin farketmesini istemezdim o arabanın bize ait olduğunu gerizekalıydım o zamanlar şimdi zekamda bir ilerleme göremesemde artık en azından utanmam gerekenin araba ya da annemin babamın az para kazanması değil onları bu duruma sokan devletimden utanıyorum bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmamaktan utanıyorum işte böyle bir salak burukluktur memur çocuğu olmak
• memur olmayan dede tarafindan "ekonomik boy bunlar, fazla yemek yemiyolar, eki eki..." denmek suretiyle damgalanmaktir.
  çekirdek aile mensubu ve memur çocugu olmak kavramlari ossaat vücut bulur çocuk beyninizde.. masada hapur hupur yemek yiyen dedenin sisko göbegine ve gazete okuyan babanin zayif vücuduna bakilir. televizyonda turgut özal konusmaktadir. kafada bir sema çizilir. agza götürülen ekmekle "büyüyünce memur olmiycam" fikri itinayla projeler arasina yerlestirilir.
• sessiz olmaktir, canini sikan binlerce sey olsa da, haksizliga ugramis olsan da. dengeli olmak, konulmus sinirlari asmamak, asmak istememektir. olmayan arabanla virajli bir yolu takip etmekten korkmaktir, yol asfalt olsa da. para kazanmayi degil harcamayi bilmektir. onur duymaktir karsilanamaz emeklerle buyutulmekten. hakkin olmamasina ragmen ayni sevincleri ve burukluklari ileride dogacak cocuklarina hissettirmeye calismaktir, eger basarabilirsen. onlarin da buraya enrty yazmasini dilemekten ote kendi cocukluk zamanlarini onlara miras birakmayi istemektir bi nebze....
• üniversiteyi bitirdikten sonra memur zihniyetiyle hayatlarına devam etmesi muhtemel kişiler, nitekim bölüm birincisi olup yerim garanti rahatım yerinde olsun mantığıyla devlet memuru insanlar görürseniz hiç şaşırmayın.
• küçük emrah'ın asla tadamayacağı olağan üstü duygu.
• herşeye rağmen güven içinde yaşanan bir çocukluk olarak tanımlanır.
  
  anne ya da babanın ya da her ikisinin memur olması devlete bağlı, devlet ve aslında halk için çalışması öncelikle bir gurur kaynağıdır. ayrıca, kişiye güç, çevre, aidiyet duygusu da verir ki bu duygular eve ve çocuğa da yansır.
  
  miktarı ne olursa olsun; her ay belli bir paranın/maaşın ev bütçesine girmesi; aileyi yorgan ve ayak oranları konusunda dikkatli davranmaya iter. tatil zamanları bellidir.
  
  tüm bu özellikleri ile memur çocuğu olmak; çocuğa düzenli, rutinleri bol, güvenli bir hayat sunar.
  memur olan ebeveyn özel sektöre geçtiğinde ise aile sudan çıkmış balık ailesine döner ki bu durum da başka bir başlık altında incelenmelidir. (bkz: özel sektör insanı çocuğu olmak)
• haftasonları bir mesire alanında, mangallıkların yerine, evden getirilen ekmek arası bordroları yemektir.
  en son bir gül dikeninde patlayan plastik topun kokusunu duyup da bayram harçlıklarına kadar alamamaktır.
  
  küçük mutlu bir aile içinde olmaktır, ama çıkan tartışmaların merkezinde kirasız oturan parasal kaygı, incir ağacı fidelerini dikmektedir her daim ev huzuruna. memurun ne olduğunu bilmemek ve alınmayan oyuncak ya da gidilemeyen lunapark yüzünden anne-babaya küsmektir, herşeyi büyüdüğünde anlamaktır. kahrolmaktır. çuval dolusu parayla o günlere geri dönüp babaya verme isteğidir. akabinde gerçek hayata dönmektir;
  
  mesire alanında bir duman bir duman, maaş bordoları yanmış çevirmek lazım.
• yırtık olamamaktır. kendini pazarlayamamaktır. hep keşfedilmeyi beklemektir. çünkü anne ya da baba biraz yırtık olabilse, biraz kendini pazarlayabilse, beklemektense biraz öne atılmış olsa, memurluktan kurtulabilirdi. kurtulamayıp memur olduğuna göre genleri böylesi özelliklerle doludur ve size de tabiatıyla sirayet eder.