26 entry daha
  • (şeytandan da gelebilecek) sorudaki şeytani pırıltı bir yanıta, bir çözüme yönlendirmekten olabilir. faust sordu/istedi; mephistopheles yanıtladı/çözdü.

    mephistopheles isim kökeninde, latincedeki "yerin altından gelen tehlikeli koku" anlamındaki mephitis sözcüğü düşünülüyormuş. ["mephistopheles" isminin gösterdiği gibi ortaçağ büyüsünün lağım çukurlarından çıkmış bir tanıdık (familiaris) oluşu, bilakis goethe'nin bilincinin kökleşmiş hıristiyan karakterini kanıtlar. hıristiyan düşüncesinde karanlık hasım her zaman şeytandır. gösterdiğim gibi merkür bu önyargıdan kılpayı kurtulur. ancak bu önyargıdan ne pahasına olursa olsun karşıtlığı sürdürmeyi küçümsemesi sayesinde kurtulur. isminin büyüsü, muğlaklığı ve hilebazlığına rağmen bölünmenin dışında kalmasını sağlar zira eski bir pagan tanrısı olarak mantıksal ve ahlaki çelişkilere karşı dayanıklı, doğal bir bölünmezliğe sahiptir. bu ona , tam da içimizdeki bölünmeyi iyileştirebilmemiz için gerekli özellikler olan dokunulmazlık ve sağlamlık kazandırır.] carl gustav jung - aspects of the masculine

    "her sevincin bir acısı, her acının bir sevinci var." goethe - faust

    "kötü ve çağdaş sardanapal!" goethe - faust

    siebel:
    "biz de sizi saygıyla esenleriz*!
    ---(mephistopheles'i yandan süzerek, yavaşça)
    bir ayağı niye aksıyor** bu herifin?" goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)

    mephistopheles:
    "us diyor bu parıltıya, tüm hayvanlardan
    daha hayvan olmak için yararlanıyor ondan.
    kayranıza sığınarak söylüyorum, bana göre
    uzun bacaklı bir ağustos böceğine benzer o*,
    öteye beriye uçan, uçarken sıçrayan, çimenlerde" goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)

    "bir bölümüyüm o gücün
    hep kötülük isteyen, hep iyilik edenin." agy

    "hep yadsıyan* bir ruhum ben
    haklıyım bunda var olan
    yok olacak sonunda tümden
    yeğdir var olmamak var olmaktan.
    günah dediğiniz ne varsa sizin
    yıkım, kısacası kötülük
    benim özümdedir, bu yüzden." agy

    "yararlanın bu öğrenim süresinden,
    bir düzen kurun en iyi biçimde.
    beş öğrenceniz var günde.
    zil çalınca derslikte bulunun!
    önceden hazırlanmanız gerekir,
    iyice okumalısınız ders notlarını,
    o zaman daha iyi görürsünüz ki
    öğretmen kitabın dışına çıkmıyor.
    yazarken özenli, çabalı olun
    kutsal ruh size yazdırıyor gibi davranın." agy

    "atalardan kalmadır yasalar, haklar,
    sürüyor bir geçmeyen sayrılık gibi,
    kuşaktan kuşağa sürükleniyor bunlar," agy

    "neden konuşurken böyle hırçınlanırsın,
    konuyu abartırsın, uzatırsın?
    elverir işimize bir ufacık yaprak bile,
    bir damlacık kanla da atabilirsin imzanı." agy

    "(yüksek sesle) tıbbın* ruhu kolay kavranır,
    iyice incelersiniz büyük ve küçük dünyaları,
    sonra bırakırsınız hepsini
    tanrısal kayraya.
    boşunadır her konuda bilimi izlemek." agy

    "başkalarının yıllarca çevresinde dolaştıkları*,
    öğrenin ufacık nabızlarına bakmayı iyice,
    sonra kavrayın ateşli bakışlarla
    onların güzel kalçalarını, bellerinin
    ne denli bağlandığını anlamak istercesine." agy

    mephistopheles (şaşırtıcı davranışlarla):

    "üzümler asmalarda!
    boynuzlar tekelerde;
    şarap özsudur, asma odundur.
    odundan masa üzüm verebilir.
    derin bir bakış doğaya!
    bu bir tansıktır, inanın buna.
    çekin tıpaları, için şaraplarınızı şimdi!" agy

    mephistopheles: (elindeki yelpazeyi tersine çevirerek bardakların tencerelerin dibine vurur.)
    "yarıl! yarıl!
    işte çorba!
    işte şaka,
    işte kural, işte yöntem,
    işte sana göre müzik.
    --- (büyücü kadın öfke ve korkuyla geri çekilirken)
    tanıdın mı beni? paçavra! uğursuz! sen!
    tanıdın mı? beyini, ustanı?
    yıkarım karşıma çıkanı, ezerim.
    seni de, o maymun ruhlarını da dağıtırım!
    saygın yok mu kızıl gömleğe?
    tanımaz mısın horoz tüyünü?
    gizlemedim ya yüzümü?
    adımı söylemem gerek mi?" agy

    "bu güzel günleri gereksiz yere tüketmeyin,
    beni de gereksiz işlerle uğraştırmayın.
    sizin kısmık olduğunuzu sanmam!
    başımı kaşıyorum, ellerimi ovuşturuyorum." agy

    "konuyu biraz daha, derinden bilmeseydim
    doğru, ancak, sen yarın, tüm onurunla
    zavallı gretchen'i tuzağa düşürmeyecek* misin,
    onu tüm ruhunla sevdiğini söylemeyecek* misin?" agy

    mephistopheles:
    "çok doğru, dostum! ben de sizi çok kıskandım
    güller altında otlayan o ikizleri düşününce.*"
    faust:
    "çekil git, be pezevenk!" agy

    "aydınlatmıyor mu bu tören nedeniyle
    sayın mammon** bu görkemli sarayı?
    bir mutluluktur senin bunu görmen,
    ben seziyorum hırçın konukları, artık." agy

    faust:
    "sen çelişkinin ruhu*! yol göster bana,
    çok iyi etmişiz, düşünüyorum da, şimdi,
    walpurgis gecesi brocken'e gelmekle,
    içimize kapanıp* toplumdan uzaklaşmak için." agy

    "ben değişik kılıklara girmeye alışkınım,
    açılış gününde kişi aşamasına göre alır yerini,
    bir dizbağı* beni yükseltmez
    oysa bir atayağı büyük saygı uyandırır." agy

    "akıyor yukarıya çevrinti;
    itiyorum* sanırken itiliyorsun*." agy

    "ne de özgün! sen yürü bu görkemli tutumunla:
    ne çok üzülürdün bu görüşü kavrasaydın:
    ister delice, ister akıllıca olsun
    daha önceden düşünülmeyen bir sorun var mı?*
    buna karşın bizim bundan korkumuz yok.
    birkaç yıl içinde hepsi değişecek;
    şıra ne denli ekşiyse de
    sonunda şaraba dönüşür
    (kendisini alkışlamayan genç seyircilere seslenir)
    sözlerim soğuk geliyor size.
    aldırmıyorum size, sevgili çocuklar,
    bir düşünün yaşlıdır şeytan
    yaşlanın siz de onu anlamak için!" agy

    "(...)tüm bu bulaşık işlerin arkasında kışkırtıcı
    asmodeus gizlenmiştir; arabozucu
    özgürlük için vuruşurlar sözde; oysa yalan,
    tutsaklar tutsaklara karşı çarpışırlar hep." agy

    empuse (mephistopheles'e):
    "empuse teyzedir sana esenlik dileyen,
    güvenilir dostun eşek ayaklı*!
    yalnız bir at ayağı var sende,
    işte böyle sayın yeğen, içtenlikle." agy

    mephistopheles (önemle):
    "sonsuz ateşi alevler saçtığı yere gönderdiğinde,
    biz, engin bir aydınlık karşısında
    sıkıştık, daralmış, tedirgin bir durumdaydık.
    tüm şeytanlar, topluca öksürmeye başladılar,
    yukarıdan aşağıdan da solumaya;
    cehennem doldu kükürt kokusuyla, yelle,
    bir gaz fışkırdı! öylesine korkunç,
    birden yeryüzünün düz kabuğu kabardı,
    şişti, sonra, birden çatlayıp yarıldı, kapkalınken.
    başka bir dorukta bulduk kendimizi o gün,
    eski tabandakiler şimdi birer tepeye dönüştü,
    bir yöntem buldular alttakini üste çıkarmaya,
    böylece en alttaki, en üstte oldu* şimdi.
    biz de kurtulup çukurun tutsaklığından
    yükseldik egemenliğin bağımsız havasına.
    herkesin bildiği, çok iyi saklanan bu gizem,
    çok geç öğrenecek bunu insanlar." agy

    mephistopheles:
    "yanılmıyorsam çok eskidir soydaşlığımız.
    birçok ünlü, eski tanrılar görmüşüm,
    ops'un, rhea'nın önünde derin saygıyla eğilmişim;
    kaos'un, sizin* kızkardeşleriniz parka'larla
    dün ya da önceki gün yüz yüze gelmişim;
    görmedim sizin benzerinizi bir daha,
    susuyorum şimdi, şaşıp kalmışım artık." agy

    [phorkyadlardan] birisi:
    "sen*, bir gözünü* kapa, bu kolayca sağlanır,
    sonra sivri dişlerinden birini göster,
    yandan bakılınca en elverişli duruma girersin,
    bizim kardeşimizmişsin gibi görünürsün." agy

    mephistopheles:
    "olan oldu bile.
    kara yeğenlerim iş başına, tez olun,
    doğru büyük dağ gölüne! undine'lere selam,
    onlardan isteyin dalgalarının görüntüsünü
    onlar, anlaşılması güç kadınca becerilerle
    bilirler görüntüyü gerçek olandan ayırmayı,
    bu gerçektir diye hepsi and içer." agy

    şu mephistopheles'in bilgeliğine bakın:

    "bitti! sarsakça bir söz!
    peki neden bitti?
    bitti ve salt yokluk, özdeştir.
    ne yararı olur bize sonsuz yaratıcının
    yaratılanı bastırıp elimizden aldıktan sonra!
    ne anlamı var "işte bitti artık" demenin?
    en iyisi "var olmamıştı*" demektir, burda.
    oysa hep varmış gibi dönüp duruyor ortada
    tüm nesneler, sonsuz boşluğu yeğlerdim, ben." agy

    mephistopheles:
    "çok doğru! artık dizgin tutmaz onlar;
    atlı şakırtıları duyuluyor, yansıyor
    eski mutlu günlerde* olduğu gibi.
    kol demirleri*, bacak zırhları
    guelf'lerle ghibellin'leri* andırıyor.
    yeniliyor o eski bitmez çatışmayı.
    direnici, alışılmış bir geleneğe bağlı
    hepsi, barışacağı yok bunların;
    yayılıyor gürültüleri uzağa, yakına.
    bütün şeytan törenlerinde
    partilerde biriken hınçtır en güçlü etken
    korkuyu, gözdağını son çizgiye götüren;" agy

    mephistopheles (seyircilere):
    "burada gerçekleşiyor, çok eskiden yaşanan,
    unutulmuştu naboth'un üzümbağı çoktandır." agy

    (bkz: mefisto)
    (bkz: mephisto)
    (bkz: faust/@ibisile)
    (bkz: margarete)
    (bkz: gretchen/@ibisile)
    (bkz: walpurgis gecesi/@ibisile)
    (bkz: yıldızbilimci)
    (bkz: ilse/@ibisile)
    (bkz: moloch/@ibisile)
    (bkz: peter squenz)
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap