*

  • avusturya'da sıklıkla karşılaşacağınız tür arkadaşlıktır, tabi buna arkadaşlık denirse. üstelik ilerlemez de!
  • bu arkadaşlıklarda görev alan bazı insanların, merhabadan öte bir de durdurup konuşan cinsleri vardır. ben razıyım merhabaya, ama niye duruyorsun arkadaşım? ben duruyor muyum hiç? ama sen her seferinde, ben transit geçerken bir de durup "nasılsın? nasıl gidiyor işler?" diye soruyorsun. sonra ben soruyorum, "iyi ya, sen nasılsın?". bir de utanmadan açıklama yapıyorsun, "fena değil, ben de bilmem nerden geliyorum, şuraya gidiyorum". "taam, kolay gelsin". "görüşürüz, kendine iyi bak." "sağol, sen de." "bilmem kime selam söyle." "başüstüne". ulan bi sus ya, bi sus ve devam et yoluna. okulda iki kat aşağı inerken bazen böyle iki insanla karşılaşınca 5-10 dakikayı buluyor. muhabbet edeceksen "çay içelim oturalım" dersin, gideriz konuşuruz. noluyoruz ki her seferinde "nasılsın, nerden nereye gidiyorsun, kendine iyi bak".

    bunlara önlem olarak kendime hazır cevaplar hazırlamıştım bir ara küçükken (ehmm, 19 yaş filan). küçük not kağıtlarına "sağol iyiyim senden naber", "uğraşıyoruz işte, seni sormalı", "fena değil ya, bi işim var da", gibi yazılar yazdım. birkaç tane de "hadi görüşürüz", "sen de", "hoşçakal", "tabii neden olmasın" gibi son sözlerden vardı. böyle durdurup gereksiz şeyler soranlardan bazılarına hiç konuşmadan bu kağıtları uzattım. hafif bozuldular, ama yine de "eheh, senin işin var herhalde tutmayayım, bye" gibisinden laf soktular. kötü olan yine ben oldum. buradan gereksiz soru soran arkadaşlara sesleniyorum: bir hedefe doğru yürüyen insanı, gerçekten söyleyeceğiniz bir şey yoksa durdurmayın. hal hatır sormak istiyorsanız sabit dururken sorun, bir yerde otururken görürseniz hoşbeş edin. aksi durumlarda "merhaba" ve "selam" dışında hiçbir şey söylemeden yolunuza devam edin. delirtmeyin!!
  • (bkz: meraba meraba)
    o kadardır.
hesabın var mı? giriş yap