• ankara'da bahcelievlerde adnan otuken parki karsisinda bulunan devasa gokdelen seklindeki ultra-luks orduevi. son derece buyuk ve modern duzenlemeye sahip bir bahcesi, dev ekranli bir televizyon salonu ve kartla acilan odalara sahip bir yer olup, asil guzelligi binanin en tepesinde bulunan ve tum ankarayi ayaklarinizin altina seren roof bar'i dir. ozellikle gece bir yandan ışıl ışıl ankarayi izlerken oteki yandan ucuz ucuz tekila tuketmek gercekten buyuk bir zevk olur burada. ankara'nin en buyuk ve en genis olanaklara sahip orduevidir burasi kanimca.
    ayrica ankaradaki en guzel ikinci orduevi icin (bkz: gazi orduevi)
  • "lüks" kavramının hakkını verdigi için ilk açıldıgı günden beri oldukça gözde olan orduevidir. son 1-2 yıl içerisinde rooftaki barı gayet lüks bir restorana dönüştürülmüş, pastanenin yanına da kocaman bir fast-food mekanı açılmıştır.

    güzeldir güzel olmasına da, oraya dünyanın parasını harcamaya ne gerek vardır? her yıl onlarca tadilat yapmaya, orayı kırıp burayı dökmeye ne gerek vardır? işte bunlar merkez orduevini görünce ister istemez akla takılan sorulardır.

    not: aslında bu durum merkez orduevine özel bir durum degildir. büyük şehirlerdeki tüm orduevleri "lüks olma"konusunda neredeyse birbirleriyle yarışırlar ancak merkez orduevi burada ankara'nın en lüks orduevi olması dolayısıyla eleştirileri gögüslemek durumunda kalmıştır, kusura bakmasındır.
  • bir tür asker oteli.uzak bir yere gidersiniz gelmişken emmimgilin şuda burdaydı onuda bir göreyim dersiniz buluştuktan sonra ya gel orduevinde birşeyler yiyeyim dersiniz ancak orada görev yapmadığınızdan kapıdaki asker sizin kartınızı görünce yol verir ancak emmingilin şuda kartsız olduğu için giremez.ya akrabam iştede derseniz olmaz asker illa bir üstüne sorar.oda olmaz der.ve finalde koskoca subay olmuş siz karizmayı çizdirip emmingilin şusunun bildiği yere gidip yemek yersiniz.ömür boyuda bu durumun geyiğinden kurtulamazsınız.
  • pastanesi içinde bir de (halihazırda) 9 bilgisayarlı bir internet köşesi oluşturulmuş ankara'nın kıdemli orduevi.
    (aha şimdi oradan da entry giriyorum demek için mi yazdım bu entry'yi, evet onun için yazdım, aferin)
  • 278 dönüm devasa bir alandır. içinde 700 kişilik salonuyla kültür sitesi de yakın zamanda açılmıştır. ayrıca altından geçen metro çalışmaları nedeniyle bahçesinin bir kısmı geçenlerde çökmüş, daha sonra belediye tarafından alttan desteklenerek yükseltilmiştir.
  • kirazlıderenin derinliklerine kadar kablosuz bağlantısı sağlayan ankara'nın en görkemli orduevidir.
  • geçen sene bünyesinde gayet kapsamlı bir güzellik salonu açmış olan orduevi. minibarında da milka çikolatalar falan vardı. ayrıca pazar brunchları da fena olmaz.
  • dış görünüşü 3 boyutlu olan, hangi açıdan bakılırsa bakılsın sadece üç kenarının görülebildiği yapı.
  • sadece paşaların değil her rütbeden subayın her imkanından faydalandığı sosyal tesistir.
    subaylara ait bir orduevi olduğu için ve kurallar da bu şekilde olduğu için, dogal olarak sadece subay ve subay yakınlarına hizmet vermektedir. ama zannedilmesin ki astsubaylar öteleniyor. onlara ait olan orduevleri de var. ankara'da etiler orduevi gibi..

    konumuza dönecek olursak;
    mükemmel bir yazlık bahçesi vardır. huzur icinde yiyip, icersiniz. vaktin nasıl geçtiğini bile anlayamazsınız. mimarisinden, dekorasyonuna kadar herseyi ile "lüks" kavramının hakkını sonuna kadar verir. bir nilüfer salonu vardır ki özel gün ve geceler icin özel olarak düşünülüp tasarlandığı her halinden bellidir. düğün, nişan vs. gibi bir tertipte; en luks otellerin balo salonları da dahil olmak üzere, burdan güzeli zor bulunur. oralarla kıyaslanamayacak ücreti de cabası tabii... yemekleri şahanedir. mutfak görevlilerinin sınırlarını merak ettiğimden bir dahaki sefere portakallı ordek istemeyi düşünüyorum. *

    ayrıca mükemmel bir de komutanı vardır buranın. (eşi selma hanımefendi, kendisinden de mükemmeldir.)ülkenin içinde bulunduğu hassas günlerin önemine binaen, doğu illerine atanan subaylar için onlarca prosedürü aşarak moral gecesi formatında bir organizasyon düzenlemeyi düşünecek kadar önce insan, sonra askerdir kendisi. alkolün su gibi aktığı gecede, hızını alamayanlar geceye çayyolu new castle'de devam etmiş, " ee burdan nereye geçiliyor bakalım? " sorusu ile milleti azdırarak durumun müsebbibi de bizatihi kendisi olmuştur. kimin dönüp, kimin dönemeyeceği askerlikte hele ki şu dönemde belli olmadığı için, yapmış olduğu mini konuşmada "hakkınızı helal edin" demesi ile ellerdeki absolud red bullar, bogazda takılıp kalmıştır.

    hülasa;
    kafa dinlemek için de kafa dağıtmak için de candır merkez orduevi.
  • biranın 4.65 lira olduğu yer.
hesabın var mı? giriş yap