meşrubat ^*

• hububatin getirdigi susuzlugu mesru bi sekilde yokeden sivi
• arapça şerbet kelimesinin çoğulu.
• aile cay bahcelerinin degismez icecegi.
• cocukluk yillarinin kabus sozcugudur, neye me$rubat dendigini bilmediginiz donemlerde me$rubat istiyorum dediginizde onunuze her defasinda farkli bir $ey konmasina isyan etmeniz kuvvetle muhtemeldir.
• (bkz: #28315265)
• üstten açmalı dolaptan çıkarılıp içilirse tadından içilmez.
• çok eskiden meşru kelimesinin çoğulu sandığım, içmesi meşru olan, alkolsüz içkiler anlamına geldiğini düşündüğüm; bir zaman sonra şarib, şurub, şerbet gibi şrb kökünden olduğunu öğrendiğim kelime. ufku iki katına çıkarmadı ama yeni bir şey öğrenmenin mutluluğunu yaşadım doğrusu.
• yemek endüstrisinin en zorlama ürünü.
  
  gidin bir yerde yemek yiyin, mutlaka bir de meşrubat almanız yönündedir tüm düzenek. yemek mekanları yiyecekten çok içecek yani meşrubat satmaya yüklenirler. tam bir öğretilmiş alışkanlık. çok gereksiz. ev dışında yemek yemeye mecbur kalan, çoğunlukla çalışan insanların bütçelerinin asıl zarar vericisi budur. oysa ki, hiç gerek yok birşeyler yerken yanında su haricinde birşeyler de içmeye. ama piyasa sizi buna zorlar. genel geçer menü sistemlerini inceleyin, tüm gayretin o meşrubatı size itelemek olduğunu fiyatlardan anlarsınız.
  
  yaw şu var en basitinden; siz ananızın evinde "kadın kola yok mu? {bunu böyle sor da, ye ağzının ortasına tokadı}" diyerek mi yiyorsunuz? kendi evinizde de her yemekte yanına kola, ayran açmadan yiyemeyen bir yapıda mısınız? hiç sanmıyorum. ama iş dışarda yemeye gelince bu meşrubat mutlaka araya giriyor. girmesin lan. su için olm. en temizi.
  ayranı da bir kolası da. hiç bulaşmayın. hem bütçeyi hem vücudu koruyun.
• (bkz: içit)
• kola, gazoz, meyve suyu ve alkol türevleri.
  
  tanım: çeşitleri olan asitli ve gazlı içeceklerin tümüne verilen isim.