meziyet
-
yetenek, beceri, ustun nitelik..
-
yaptırabilme, ettirebilme özelliği.
(bkz: craft) -
çok nadir görülen bir bayan adı*
-
-
"bütün engellere rağmen ayakta kalabilen, utanç verici, şaibeli eşcinsellik, tek gerçek eşcinselliktir; aynı kişide, gelişmiş ahlaki meziyetlerle çakışabilecek tek eşcinsellik budur." marcel proust - la prisonniere
"kendini çok beğendiğin halde, kusurlarını bilmediğin gibi meziyetlerinin de farkına varmadın. sana yöneltebileceğim en kuvvetli tenkit şudur: kendini sunmasını hiç beceremedin." oğuz atay - günlük -
haslet, bu kelimenin ''üstün özellik'' manasından evrilmiştir.
-
'ders almakta olduğumuz zambak ve kuşta durum böyledir. onun için sen kalkıp da "kuş ve zambak tabii itaatkâr olabilir, onlar başka şey yapamaz ki, veya başka türlüsünü yapamaz ki; bu şekilde itaat örneği olmak zarureti meziyet yapmaktan başka bir şey değil ki," demeyeceksin, susacaksın ve itaat edeceksin - zambak ve kuşun zarureti meziyet yaptığı sahi ise, zarureti meziyet yapmak sana da kısmet olabilsin diye. hâliyle sen de zarurete tabisin; zira tanrının takdir buyurduğu şey nasıl olsa olur. o hâlde sen tanrının iradesini koşulsuz itaat içinde yerine getirerek, zarureti meziyet yapmaya çabalayacaksın. tanrının takdir buyurduğu şey nasıl olsa olur. o hâlde sen koşulsuz itaat içinde, tanrının iradesine boyun eğmeye bakacaksın, hem de tanrının iradesini yerine getirmeye ve tanrının iradesine boyun eğmeye binaen kendinin hakkında: ben başka şey yapamam, ben başka türlü yapamam diyebilecek kadar koşulsuz bir itaat içinde.'
(bkz: liljen paa marken og fuglen under himlen) -
bir kişiyi benzerlerinden üstün kılan nitelikler bütünüdür.
-
benim için en büyüğü, kendime karşı dürüst olmamdır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap