• geriye dogru sicrama olayini turkiye'ye o getirmisti...
  • paul dawkinsle birlikte galatasaray basketbol takiminin 80li yillardaki basarilarinda buyuk pay sahibi olmus dripling yaparken sik sik bacak arasindan top geciren (o zamanlar pek sik raslamazdik bu harekete) uzun boyunlu basketbolcu
  • kulüp takımlarının da iddialı oldukları basketbolumuzun devr-i saadetinde sarı kırmızılı forma ile parlamış yıldız. scearce, pasları ve bitmek tükenmek bilmeyen hırsı ile tribünlerin sevgilisiydi, o kadronun maç sonrası forması en çok istenen adamı olmuştu. maç bitiminde önlere doğru bir heyecan olurdu michael abim için. ufaktık, onun yüzden ezilme tehlikesi de atlattıydık spor ve sergi sarayı'nda. unutulmaz bir cumhurbaşkanlığı finalinde, ezeli rakipler çarpışırken, ankara bir scearce şova sahne olmuştu. sarı eksenli mücadelenin lacivertleri bir ara 20 sayıya kadar çıkarmışlardı farkı. ikinci yarıda ise kırmızılar scearce ile çoşmuş ve coşturmuştu. hemen hemen bütün ikinci yarıyı dört faulle oynayan hırs küpü, maçın son dakkasında beşinci faulünü aptalca aldığında maç kafa kafayaydı. saha kenarına çıkarkenki hareketlerini ve benchtekilere gaz verme derecesini mirsad türkcan çarpı beş formülü ile özetleyeyim. sahada kalan geriye uçarak şut atma erbabının da devreye girmesi ile kırmızılar maçı kazanmıştı. scearce'ü seyretmiş olanlar, onun maç sonrası karıncaezmez ya da çoşkun abilerimizden eksik kalmadığını da tahmin edebilirlerdi...
  • nevi sahsina en munhasir basketbolcu. 45 cm boyna sahip olduu hale dripling ustasiydi. maclardan once potanin demirlerine ayagi ile asilir bas asagi dakikalarca dururdu. bir bildigi vardi herhalde.
  • guney sanayii ' nin turkiye' ye getirdigi ve daha sonra galatasaray' a transfer olan abd li basketci. guney sanayii de 15 numara giyerdi ama cim bom' da 12 numaraya razi oldu. $imdilerin pascal nouma' siydi ama daha edeplisi.
    adana kapali salonunda cok co$kulu ve heyecanli maclar izlettirmi$ bir $opardi. maclarin stesli ve heyecanli anlarinda yaptigi faullerde hakemlere ingilizce tepki gosterir, bagirirdi. ingilizce'den anlamayan adana tribunleri, hakemleri kastederek, "anlamaz lan maykil onlar, gotunuze koyiim de" diye kendisini te$vik ederlerdi.
    galatasarayimizdaki ba$arilari, adanalilar arasinda gurur vesilesi olur, sanki kendisini adana halki yeti$tirmi$ gibi tebrikleri ve takdirleri kabul ederlerdi.
    adana basketbol heyecaninin ya$andigi yillarin kulic' iydi.
    (bkz: guney sanayii)
  • yeni nesil bilmez, biz de belki doğrusunu bilmeyiz, ama o yıllarda ismi "michael scearce" yazılır, "maykıl skörs" okunurdu..
  • bir purdue efsanesi, 192'nci sıradan indiana pacers'ın 1982 draftı.
    http://nbahoopsonline.com/…ues/nba/drafts/1982.html
  • ribaund alan, üçlük atan, asist yapan, blok koyan bir canavar. sahada yapamayacağı şey yokmuş kendisinin. paul dawkins'in adı altında kalmamalı, her daim onunla beraber anılmalı.
  • çocukluğumda, adının okunuşu yüzünden hayran olduğum, basketbolcu. maykıll sikörsss.
  • beyaz gölge dizisinden sonra basketbol ile tanışan şahsıma basketbolu epeyce sevdiren adam.

    upuzun boynu, sakallı suratıyla ilginç bir figürdü. o zamanın klasik oyun kurucu tipine aykırı olarak mükemmel dripling yapar, topu bacak arasından bir kaç defa geçirdikten sonra şuta kalkar ve o şutu soktuğunda ben mest olurdum. mest olmakla kalmaz, basket topunu kaptığım gibi okulun bahçesine koşardım. amaç belliydi; maykıl skörs’ün yaptığı gibi yapıp şut atabilmek. çok uğraşınca oldu tabii. çalışınca her şey oluyor zaten.

    bu adamın adını unutmadan oynadığı basketbolu uzunca bir süre taklit etmeye çalıştım. sonra nba olayı başladı. larry bird, magic johnson derken michael jordan hayatımıza girdi. şimdi yeni bir hedef vardı; mj gibi basketbol oynayabilmek. denedim, çok çalıştım hatta götümü yırttım bu yolda ama olmadı. çok çalışınca oluyor demiştim ya bazen çok çalışsan da olmuyor işte.

    basketbol topuyla bir şeyler yapabildiysem bunun işaret fişeğiydi maykıl skörs. hiç unutmam onu...
hesabın var mı? giriş yap