• cola, pirinç, deterjan vs. üreten migros'un son hizmeti. tek özelliği ucuz olması. 250 bin tl filan yanılmıyorsam. kitabın yazarını filan kapağa koymuyorlar. beşli paketlerde satılıyor 120'şer sayfa. ne çıkarsa bahtına. bizim komşu almış çok memnun kalmış, "ne o kadar para vercem ayol kitapçılara" diyor.
  • (bkz: pulp fiction)
  • geçen gün caddebostan migros'ta en soldakine kolumu çarpmak suretiyle bir sıradakilerin tümünün zincirleme şekilde yerlere saçılmasına neden olduğum kitaplar.
  • migros kitabı yazmak çok kolaydır. öncelikle yaşadığımız topluma şöyle bir bakıyoruz, tartışılan güncel konular, hassas konular nelerdir belirliyoruz. an itibariyle düşünürsek kürt sorunu, ermeni sorunu veya hızlı muhafazakarlaşma örnek teşkil edebilir. şimdi sıra bireyleri tek tek incelemeye geldi. önce düşünüyoruz, bu ülkede roman okuyucusu kimlerdir, çoğunlukla belli bir gelir grubuna ait (orta-üst ve üst gelir grubu), yine belli bir yaş üstü evli veya bekar bayanlardır. bu tür bayanların bireysel sorunları nelerdir? işte aşk, meşk; akıp giden ve kaçırılmış hayatlar; çocuklarıyla ilgili sorunları, eşlerinin ilgisizliği, bekarlarsa evde kalmışlığın getirdiği iç sıkıntısı, kariyer yapmışlarsa "plaza insanının derin yalnızlığı" vs vs... neyse şimdi alıyoruz bunları, fazla kalın değil, ama ince de değil, kimi zaman büyük puntoyla başlıyoruz yukarıda bahsedilen kavramlardan karman çorman bir şeyler karalamaya. konu bütünlüğü vs. hiç önemli değildir, sadece anlatımınız biraz "buğulu" olsun, okuyan insanı aynı cümleyi 3 kere okumak zorunda bıraksın o kadar. böylece uzun uzun cümleleriniz sanki anlatım yeteneğiniz çok güçlüymüş izlenimi bırakacaktır. yazdık kitabı güzel oldu, arada zorlama da olsa bir iki sosyal konuya da değindik, ki bu çok önemli. ancak bu şekilde televizyon programlarına falan konu olabilir çünkü kitabımız ve bu çok önemli. hele bir de kitabımızda ünlü bir sima ile ilgili inceden de olsa göndermeler, referanslar varsa ooh, daha ne isteriz.

    bu noktada kitabımızın adı da oldukça önemli. kitap ismi çok vurucu olmalı ve yukarıda bahsedilen kavramlar bağlamında düşünülmelidir. içinde sevgi ve aşka dair mutlaka en az bir kelime olmalıdır. "gitmek", "dönmek", vb. kelimeler de güçlendirici yan ürünlerdir.

    neyse dediğimiz gibi yazdık kitabı hemen yayınevine götürüyoruz. tabi yayınevlerinin de canına minnet, hemen kitabınızın reklamı için her dergiye röportaj veriyoruz. bu da çok önemli çünkü yukarıda bahsettiğimiz hedef kitlenin aynı zamanda dergi okuyucusu olduğunu unutmuyoruz. televizyona çıkıyoruz, hatta verdiğimiz röportajların birinde de sosyal sorunlarla ilgili iddialı bir laf ettik mi tamamdır.

    bir bakıyoruz ki kitabımız bir ayda 5 baskı yapmış kapış kapış gidiyor, marketlerde grisini ve light yoğurt'un yanında almayanı dövüyorlar konumuna geliyor. işte zaten bu tür kitaplar kulaktan kulağa da reklam unsuru olduğu için artık kafamız rahat, cukkaladığımız parayla güzelinden bir tatil yapıp, ikinci migros kitabımız için hazırlık yapabiliriz. bu sırada birkaç magazinsel aşk yaşayıp gece kameralara yakalanırsak daha temiz olur, ikinci kitabınızın getirisini yükseltir...

    kimi zaman bu kitaplar yukarıda bahsedilen hedef kitlesini de aşar, ergen liseli kızların da eline geçer, bu yüzden kitaplarımızda ergen bir karakter, veya ana karakterin gençliğine inilmesi salık verilir.

    (bkz: tuna kiremitçi)
    (bkz: elif şafak)
    (bkz: ahmet altan)

    daha çok var sadece bunlar alınmasın...
  • bunun en ulu üreticisi "roman yazmayacağım" diyerek sahayı terk etti.
  • migros'un 45. yılı dolayısıyla hazırlanmı$ olan kitaptır. migros tarihçesi için önemli bir kaynaktır.

    http://mcdn01.gittigidiyor.net/…10140297_tn24_0.jpg
hesabın var mı? giriş yap