*

  • perfect blue'nun yönetmeni satoshi kon'un 2001 yapımı anime filmi. film eskiden japonya'da çok popüler olup bir çok filme imza atmış bir kadın sinema sanatçısının bitmeyen aşk hikayesini anlatıyor. yalnız gerçekte yok bu kadın, film için uydurulmuş. yıllar önce oyunculuğu bırakıp ortalıktan kaybolan ve insanlardan uzak bir malikanede yaşayan chiyoko fujiwara isimli bu kadınla röportaj yapmak için gelen iki muhabirle birlikte yaşam hikayesine tanık oluyoruz. ancak bu hikaye çok farklı bir tarzda anlatıldığı için başlangıçta kafanız karışıyor, ancak konuyu yakaladığınız anda filmi sevmeye başlıyorsunuz.

    yönetmenin ünlü filmi perfect blue ile bir karşılaştırma yapmak gerekirse; öncelikle film 18+ değil. güzel aksiyon sahneleri barındırıyor ancak hiç bir şekilde tecavüz ve kanlı ölüm sahnelerine yer verilmemiş, hatta bolca mizah eklemişler. ve animasyonu da perfect blue ile aynı, iki filmin de baş karakterleri birbirine çok benziyor.

    animeseverler için kaçırılmayacak bir film sayılmaz ama izlemekle zaman kaybetmiş olmazsınız.
  • sanki "bir filmde ya da animede sahneler arasindaki devamlilik en fazla ne kadar olabilirki? " sorusunun cevabi olarak yapilmis anime
  • japonların duygulara,özellikle aşka karşı duruşlarını son derece çarpıcı bir şekilde anlatan anime film. konu itibariyle bir animeden çok bir amerikan romantik-komedisine yakışacak bir durum işleniyor. hayatı boyunca sevgilisini arayan bir kadın. bu bağlamda biraz chasing amy'i hatırlattı bana. ama benzerlik o noktada bitiyor zaten. kurgu da oldukça ilginç, biraz da kafa karıştırıcı ama filmin içine girince siz de kurguyla beraber akıp gidiyorsunuz zaten. duyguların sebebinin 'diğeri' değil bizzat kişinin 'kendisi' olduğunu güzel işliyor.
  • satoshi kon'un fantastik ve gercekciligi, kader konusunu isleyen epik bir hikayede birlestirdigi animasyon filmi. japon kultur bakanliginin 2001 yilinda duzenledigi sanat festivalinde animasyon buyuk odulunu almis. japonya'nin butun tarihi son derce surukleyici bir bicimde gozlerinizin onunden geciyor, koleksyoncularin mutlaka edinmesi gereken bi film.
  • bir satoshi kon mucizesi daha, mükemmel bir kurgu, mükemmel bir senaryo ve yaratıcı hayal gücünün kusursuzca betimlendiği bir anime. perfect blue'da olduğu gibi bu filmde de david lynch etkisi yoğun bir şekilde hissediliyor.

    filmin ingilizce ismi millennium actress'dir ve bu şekilde arayınca bulması daha kolay olacaktır.
  • ismi* ilk başta antipati uyandırsa da, izleyince insanın belleğine kazınır.

    film, aynı hikayeyi izleyen üç ayrı zamanı işler:

    bunların ilki, bir insanın hayatını tanımadığı bir insanın peşinden koşturması üzerine kuruludur. dünya savaşı döneminde çocuk yaşta tanıdığı bir isyancının izini süren, bu uğurda aktrist olup ülke ülke dolaşan; ne var ki istemeden çok büyük üne kavuşan ve artık yaşlanmış, emektar bir sinema sanatçısının hayat hikayesidir.

    ikincisi ise, bu yaşlı hanımın hayatı boyunca çektiği filmleri inceler. hepsi farklı dönemleri ve karakterleri konu alan bu yapımları senarist öyle başarılı bir biçimde işler ki, aslında hepsinin; aktris hanımın hayatını yansıttığını görürüz.

    üçüncü zaman ise günümüzdür, röportaj esnası ve sonrasını konu alır.

    tek bir noktadan başlayıp sonra ayrılan, alakasız gibi görünen bu iç çizgi, filmin sonunda tekrardan birleşir.

    çabuk duygulanan biri olduğumdan da olabilir, ama iki kez izlediğim bu filmin sonunda bir kaç damla göz yaşı hep süzülmüştür.

    izlenesi, bir kız çocuğunun saflığını hep muhafaza etmiş yetmişin geçkin bir ihtiyarın hikayesidir.
  • filmin aşkı anlatmak için tercih ettiği yöntem sinema: bunu da chiyoko'nun filmografisi üzerinden işlerken, hem sinema tarihine, hem chiyoko'nun kişisel tarihçesine, hem de bir ülkenin tarihine bakıyor: ve başta da söylediğim gibi, bunu sadece sinemanın yapabileceği bir şekilde anlatıyor: aynı kadraj içinde hem geçmiş, hem de şimdi yer alıyor..
    (http://yucitek.blogspot.com/…10/07/sennen-joyu.html)
  • soundtrackları harika olan animedir.
    --- spoiler ---

    karakterin başından beri arayışı insana çok dokunur.işte hayatta öyle kısa anlar anlık insanlar,bazı diyaloglar anılaşıverir bier bakarsınız ömrünüzün yarısı olmuş.ayrıca karakterin yaşamı bir anahtara sığdırılcak kadar da imgeseldi.
    --- spoiler ---
  • japon sinemasının (ve toplumunun) gelişimini ve değişimini bir geçit töreni misâli sunan anime. hakkındaki bilgilere wikipedia ve imdb'den baktığımızda chiyoko'nun öyküsünün ünlü japon aktris setsuko hara'nın ve sinema dünyasıyla çocuk yaşta tanışan hideko takamine'nin hayatından esinlenilerek uyarlandığını öğreniyoruz. bir de filmdeki birçok kare akira kurosawa filmlerini çağrıştırıyor, hakkındaki bilgiler de çağrışımlarımızın boşuna olmadığını teyit ediyor.

    49:28'de savaş yıkıntıları arasındaki (muhtemelen atom bombasına maruz kalan şehirlerden biri, ki o kareden önce görünen patlama ve bulut şekilleri, ayrıca yıkımın boyutları onu düşündürüyor) kırmızı ayakkabı ise "schindler's list"teki kırmızı mantolu küçük kız'ı akla getiriyor, acaba bir selâm gönderme mi dedirtiyor.

    her şey bir yana, film sinemaya ve bir oyuncuya duyulan hayranlığı, yıllar boyunca muhafaza edilen sevgi ve bağlılığı çok güzel anlatıyor.

    animenin soundtrack'leri genel olarak çok iyi, fakat finalde çalan "lotus 2" müziğiyle diğerlerini aşıyor, kulakları mest ediyor.
  • satoshi kon un beyin yakmayan nadir filmlerinden sanırım. oldukça sakin ve insanı merak ettiren bir yapısı var. konunun işlenişi bana göre efsane olsa da günümüz hollywood sinemalarında çakmalarını görmek mümkün.
    senseinin ilk kez bu kadar duygusal bir yapıtını izledim ki japonlarca aşk konusu her daim önemli ve naif olarak görülmekte.

    görüntüsü çok güzel, sakın düşük çözünürlükte izlemeyin çamur gibi bir hal alıp izleme hevesini kaçırıyor. şarkılar aynı şekilde yine oldukça güzeldi. bazı bazı arka plan sahnelerinde gülmekten yerlere yatıracak çizimler yapmışlar ki arka planları çok önemseyen ben görünce daha dikkatli izlemeye başladım.

    --- spoiler ---

    anime film boyunca chiyoko nun hayat hikayesini izliyor gibi gösteriliyor ama aslında elinde anahtarla her daim aşkını kovalamakta. biz chikoyo nun aşkını izlerken hayatını da öğrenmiş bulunuyoruz. sonsuz aşk teması her daim hoşuma gitmiştir. chiyoko evlense dahi aşkından vaz geçmiyor, kocasına rağmen anahtarı aldığı adamı aramaya devam ediyor. bence bu muhteşem, bir o kadar acıklı, bir o kadar da kabul edilemez bir durum. biraz leyla mecnun olayı gibi. bulamayacağını artık bilse de aramaktan vazgeçmek için bir sebepte bulamıyor.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap