• ilk sayisi 1923 yilinda yayinlanmaya ba$layan dergi.

    sahibi mehmet mesih'di.

    yazarlari arasinda cemil sena, celal sahir*, hakki süha*, halide nusret* ws. vardi.
  • cumhuriyetin ilanından sonra yayımlanmaya başlayan ilk dergidir. 1928 yılı ile 1933 yılları arasında 145 sayı yayımlanmıştır. dergide ilmi, edebi, iktisadi, fenni, felsefi konular ile ilgili makaleler yer almıştır. ayrıca bir çok çeviri de bulunmaktadır. cumhuriyetin ilanından hemen sonra yayın hayatına başlaması nedeniyle, dönemin siyasi ortamında genel olarak, inkılaplar ve milliyetçilik ile ilgili bir çok makale kaleme alınmıştır.
  • şu an 4,927 takipçisi olan twitter profili.
  • "kim var imiş biz burada yoğ iken!" diyerek yola çıkan amatör gençler tarafından yeniden hazırlanan mecmûa. şu ana kadar 5 sayı çıkardılar. sırasıyla;

    1-atsız özel sayısı(ki 367 sayfadır)
    2-türk müslümanlığı
    3-türk coğrafyası
    4-türk malazgirt
    5-türkiye rüyası

    takip edebildiğim kadarıyla son zamanlarda birbirinin peşi sıra kapanan dergilerin aksine ekonomik olarak çalkantılı geçen günleri de atlattılar. yolları açık olsun bundan gayri.
  • 2019 başında ziya gökalp özel sayısını yayımlayan, mazinin "kısık sesler"i.

    açıkçası bu sayı, beklentimin altında kaldı. atsız hakkındaki çalışma daha zengin, daha özgündü.

    yirmi dört makale arasında en çok kafa yorduğum, lütfi bergen'in "ismet özel ile ziya gökalp'in türk kavramı" adlı yazısı oldu.

    çünkü gökalp'le alâkalı turancılık bahsi üzerinde kimse durmazken (oğuzhan murat öztürk ve mustafa yiğit'i ayırıyorum) bergen bu konuya (az da olsa) değinmiştir (lütfi bey'e, daha önce turan dergisi'nde rastlamıştım).

    diğer bir husus; yazar, gökalp'in türk kavramını izah etmeye çalışırken sözü atsız'a getirir ve şöyle der:

    "nihal atsız'ın 'türk' tarifinin, 'türk, her şeyden önce türk soyundan gelen insandır' şeklinde verdiği hatırlanmalıdır. gökalp düşüncesinde nihal atsız'ın soycu yaklaşımı kabul edilmemiştir: 'türk'üm diyen her ferdi türk tanımaktan, türklüğe hıyaneti görülenler varsa cezalandırmaktan başka çare yoktur." (s. 140).

    atsız bey'i yeni baştan anlatmaya gerek yok. ancak bergen, atsız'ın daha yakın zamandaki şu tanımını neden kıyas noktası olarak almamıştır:

    "... türkler, türk soyundan gelenlerle türk soyundan gelmişler kadar türkleşip kendini o soya bağlayan ve beyninde hiçbir yabancı ırk düşüncesi bulunmayan fertlerin topluluğudur." (1970)

    eğer koca düşünce evrenini tek bir cümleyle ifade etmeye kalkıp, kesin hükümler vereceksek (!); bergen'in aksine, atsız bey'in tanımıyla gökalp'in kabulü arasında fark göremiyorum. ülkemizde hiçbir derinliği olmayan "kültür milliyetçiliği" ve "ırkçı milliyetçilik" gibi abuk ayrıştırmalar yapılır. yapanlar kadar okuyanlar da bundan keyif duyar. genelde milliyetçilik ile ilgisi ve bilgisi olmayanların ortaya attığı böylesine boş kavramlar milliyetçiler tarafından satın alındı. sonuçta yapay ekoller çıktı.

    ülkemizde ve türk dünyası'nda temel kavramların oturması, netlik kazanması için öncelikle ziya gökalp ile nihal atsız'ın karşılaştırmalı incelenmesi gerekir. lütfi bergen veya başka araştırmacılar/düşünürler ismet özel'le, erol güngör'le, nurettin topçu'yla hatta yusuf akçura'yla yapıldığı gibi atsız'la gökalp'i birlikte değerlendirmelidir.

    şahsen bu iki abide türkçü'nün turan'a bakış açılarını mukayeseli olarak çalışmıştım. şimdi niyetim, bu konuyu geniş katılımlı bir konferansa taşımak.
  • nihayet ittihat ve terakki sayısı bugün matbaadan çıkmıştır.
  • 15. sayısını ömer seyfettin'e ayırmış dergidir. türkiye'de nadir yapılan fikir yayıncılığı üzerine emek veren insanların çıkarttığı bir dergidir. popüler edebiyatın ekmeğinin yendiği günümüz dergicilik camiasında zor olanı göze alarak, fikri çalışmalar yürütür. hacimli sayıları da bulunan derginin 15. sayısında lütfi bergen, semih samyürek, celal fedai, göktürk ömer çakır, emrah ece gibi isimler yer almış.
hesabın var mı? giriş yap