minca

• üzülmesine tahammül edilemeyen,mutluluğuna sevinmeden durulamayan,yeteneklerine imrenerek bakılan biricik arkadaş.tembeller kralı meancha.
• sanırım ircde tanıştığım sonra yokolan "ed" nickli kişi. pearl jam ve seattle sevicisi , ortak zewkler insanı. gelecekte müzikal anlamda tatmin olabilmesini dilediğim, yetenekli...
• bir gün yolunun pearl jam'le amerika'da kesişmesini canı gönülden dilediğim tatlı insan.
• dream brother ve new martini yoluyla tuhaf bir şekilde tanıştığım (yarım saat kadar önce) ve hemen şımarmamı sağlamış ortak müzik zevki insanı... şimdilik sadece bu kadar tanıyorum, gururluyum...
• mınça kazan tatarlarınca hamam anlamında kullanılan bir sözcüktür.
• meanchanın okunuşu.yazarın ilkokul öğrencisi bir yakınınca uydurulmuş olup bir anlam taşımamaktadır;en azından yazar ve uyduran şahsiyet tarafından taşımadığı sanılmaktadır.
• hep yanında durulası, yavaş yavaş tadına varılası, bir lokmada tüketilmemesi şart, haz kaynağı bir kişi. deha ve duygunun aynı vücutta bulunabileceğinin canlı ispatlarından biri. bir de paylaşılamayan bir kişiymiş^*.
  (bkz: leziz).
• kinder çikolatayı sırf oyuncağı için almasını kınasam da hoşsohbet kişiliğini takdir ettiğim hukuk kazazedesi.
• dile benden ne dilersen çünkü beni sana vedder gönderdi.)
• bir iltifat ustası. bir parfüm hafızası, bir adet bacaksız şeytan tüyü.