mış gibi yapmak ^*

• (bkz: polyannacilik)
• balik izlerinin sesinde gecer bu. emile ajarden alintidir sanirim. o da romain garyin takma adidir zaten. neyse, mis gibi yapmak aslinda all the world is a stage onermesinin sonucudur. topluca yasiyormus gibi yapariz. gayret ediyormus gibi yapariz. gulumsuyormus gibi yapariz. bazen egleniyormus gibi, cokcasi calisiyormus gibi yapariz. birilerini sevmiyormus gibi yapariz, baska birini cok seviyormus gibi yapariz. cogu seyi anlariz da anlamiyormus gibi yapariz.
  
  arasıra da sıkılır oynamaktan, herseyi ama herseyi anlıyormus gibi yaparız.
• ol-a-mayan, yap-a-mayanların "gibi" tümleciyle beraber sergiledikleri davranış yönelimi...
  dürüst olmayan samimiyet... toplumsal iki yüzlülük.. içi boş kahramanlıklar...
  
  - mış gibi yapmak ama işte o tirenin önündeki tümcenin altından kalkamamak.. hakkını verememek.. ve hatta hatta nihayetinde sıçıp batırmak..
• (bkz: mış gibi yaşamlar)
• (bkz: pretend)
• türkçe'yi sikermiş gibi yapmaktır. ya da sikmektir dolaysız.
• universite mezunu olmayıp , kendini üniversite mezunuymuş gibi anlatmak ,
  iş-güç sahibi olmayıp " ben aslında iş dünyasının tozunu attırırdım " tandanslı cümleler kurarak potansiyel varmış gibi konuşmak ,
  x yerde çalışmak için boyu yetiyormuş gibi yapıp " aaa , başvuru tarihini kaçırmışım " demek ,
  yaşam standartı düşükse yüksekmiş gibi göstermek ,
  sırf onaylanmak için inanmadığı halde kendi fikriymiş gibi bazı cümleleri diline persenk etmek .. bla bla bla ..
  
  (bkz: tasvip etmiyoruz)
  (bkz: cit cit ptuuh)
• insanların bizden beklediği rolleri oynamaktır. asıl ‘ben’ ortaya çıkmasın diye..
  
  “biri muslukçu, biri muhasebeci, biri de memurdu. aslında ne muslukçu, ne muhasebeci ne de memurdular elbette. büsbütün farklıydılar. ama kimse farkında değil; rol yaparlar, günde sekiz saat ‘mış gibi’ oyunu oynarlar, böylece kimse dokunmaz onlara. içlerine kapanıp orada gizli bir hayat sürer, ancak geceleri, düşlerinde ve karabasanlarında ortaya çıkarlar.
  
  ben de ‘mış gibi’ oyunu çıkarıp oynamaya başladım, beni fark etmez oldular.”^*
• rol yaparak yaşamak ta denilebilir.
• güçlü olmak, hayatta kalabilmek için kimi insanlarımızın yaptığı şey bu "-mış gibi yapmak" hatta "-maya çalışmak" zorlaştırmaya çalışmanın ergenlikten çıkamamış hali. zorlaştırmaya çalışmak da ayri bir öğretidir. yer yer saygı duyulabilir buna.
  
  çırılçıplakken kabullenilme isteği ile yanıp tutuşan ama olmayan, sevemedikleri, üzerlerine oturmadığının farkında oldukları giysiler ile dolaşan adamlar/kadınlar var yaşamda ama patlar bi yerde söyliyeyim. mış gibi yapan kimse bununla ölmedi henüz. hepsi fark edip ağlayrak ayıldı.
  
  timsah dersinin altindaki kuzu ile koyun postundaki timsah apayri şeyler.*