• (bkz: bütün genellemeler genellemedir)

    bir amerikan misyoner okulu olarak saint joseph'in didik didik edilip, araştırılması taraftarıyım. ona ilaveten, sen benua, sen mişel, sen puşeri, sen jorj ve bilumum diğer sen'ler de araştırılmalıdır. italyan lisesi zararsız görünüyor, ilişmeyin.

    edit: bu başlığı ben açmamıştım. açan ve söz konusu okulları misyoner okulu olarak niteleyen vatandaş uçmuş herhalde: http://img128.imagevenue.com/…itled_1_122_459lo.jpg
    (http://i.imgur.com/aq42l0g.jpg)
  • türk dilini ve kültürünü köreltmek isteyen bu okullarda ne gariptir ki türkçe dersinden zayıf alan öğrenciler direkt sınıfta kalmaktadır...
    (bkz: bak sen)
  • milli eğitim bakanlığı'nın denetimi altında, onun belirlediği müfredatı uygulayan okullar. türkçe olması gereken dersler zaten türkçe okutuluyor. tarih, coğrafya, türk dili ve edebiyatı ve sair dersler diğer liselerle aynı kitaplarla, aynı yoğunlukta işleniyor.

    ilkokul hariç, eğitim hayatının tamamını "misyoner okulu" olmakla suçlanan okullardan ikisinde tamamlamış birisi olarak söyleyebilirim ki: "geç bunları kardeşim."

    yabancı dilde eğitim veren bu okullar, türkçe'yi mi öğretemiyorlar? gez bakalım, 6000'e yaklaşan entry'mden istediğin kadarını, kaç tane cümle düşüklüğü, kelime kıtlığı, dil kırıklığı, noktalama hatası, bitişik yazılmış soru eki, ki, dahi anlamında de bulacaksın. sonra dön, bir de şuraya yazdığın üç, beş satırda yediğin nanelere bak: http://i.imgur.com/aq42l0g.jpg

    yabancı dilde eğitim veren okullar, öğrencileri türk kültüründen koparıyorlar da, yabancı hayranı bireyler mi yetiştiriyorlar? git bak bakalım, nick'imin altına, faşistliğim mi kalmış, ulusalcılığım mı (ikisini de şiddetle reddediyorum). 6000'e yaklaşan entry'mden istediğin kadarını dolaşıver, kaç tane türk kültürüne uzak, aykırı, halel getirecek örnek bulacaksın.

    ben bir istisna mıyım? hayır. bu okullara gençliğini gömmüş biri olarak, aynı yollardan geçmiş bir sürü arkadaşım var. hepsinin ciğerini bilirim, çoğunluğu öyle. aralarında türkçesi eksik, türk kültüründen kopuk olanlar yok mu? gayet tabii ki, var. hangi okulda yok?

    adam olan, kendi kültürünü, bırak türkiye içinde, türkiye cumhuriyeti milli eğitim bakanlığı'nın sıkı kontrolündeki misyoner (!) okulunu, yurt dışında doğup, büyüse bile öğrenir, muhafaza eder, geliştirir. bunda aksaklık varsa, kişinin dönüp, kendisine ve ailesine bakması gerekir.

    öte yandan, dil yaşayarak öğrenilir. kapıkule'den dışarı çıktığında, bir bardak su isteyebilmek için dil bilmek zorundasın. ister beğen, ister beğenme, yaygın bilim dili türkçe değil. ister teknik, ister beşeri olsun, hangi bilim dalıyla uğraşıyorsan uğraş, oturduğun yerde literatürü takip edebilmek için bile, terminolojiye hakim olmak zorundasın. bunu da, "mr. and mrs. brown went to the seaside" egzersizleri yaparak öğrenemezsin. sonradan öğrenmek zordur, eksik kalır, bocalarsın. diğer yandan, anadilinde bunlarla ilgili telafi etmen gereken birşey varsa, bunu çok daha kolay yapabilirsin.

    o yüzden, mıncıklama bunları kardeşim. yoksa gider, erke dönergeci icat eder, kurda kuşa maskara olursun.

    anladın mı? hadi byeee.
  • söz konusu okullar misyoner amaçlar ile kurulmuş olmalarına rağmen, bu amaçlara ulaşmaları pek mümkün olmamıştır (türk'e birşey olmaz). bu okulların müfredatını ve verilen eğitimin niteliğini tam olarak bilmeden yorum yapmak ise densizlikten başka birşey değildir. özenti her yerde özentidir; türkiye'de yaşayıp hristiyan olmamalarına rağmen christmas kutlayan aileler varken söz konusu okullar bu konuda ilk bakılması gereken yerler olmamalıdır. önce aynaya bakmak, daha sonra neyden bahsettiğini tam anlamıyla öğrenmek, bilmek gerekir.

    bu okulların misyoner amaçları yıllar içinde sindirilmiştir ve sadece iyi bir dil eğitimi vermeği hedefler hale gelmişlerdir. bunun için de tarih, coğrafya, türkçe edebiyat gibi dersler haricinde kalan matemetik, fen türevi evrensel derslerin yabancı dilde verilmesi, en azından orta öğretim süresince, şarttır. bunun yanısıra hocaların yabancı olması da elzemdir. sonuçları için yeni mezun birer anadolu lisesi ve x american college (izmir, tarsus, üsküdar) mezunu öğrencinin karşısına bir ecnebiyi diktiğinizde girdikleri diyalogların yapısına bakmak oldukça tatminkar olacaktır.

    edit: benim bahsettiğim okullar genelde 1800'lerin ikinci yarısında kurulmuş olan, ve kurucuları da yabancı olan okullardır.
  • türkiye'deki devlet okullarının eğitim kalitesi ortada iken, türkçe'yi, türk kültürünü yozlaştırıyor iddasında bulunulmaması gereken okullardır. bugün bir galatasaray lisesi baştan aşağı fransızca eğitim veriyor ama mezun olanların kalitesi ortadadır.. söz konusu okullarda okumak için her yıl binlerce öğrenci dershanelere para bayılmaktadırlar. neden? çünkü iyi eğitim veriyorlar. misyoner diye nitelenen (ki alakası yoktur) bu okulların türkçe'yi devlet okullarından bin kat daha iyi öğrettikleri ortadadır ve içinden başbakan* çıkarmış bu okulları eleştirmek yapılması gereken en son iştir.. önce devlet okullarını, çatısı akmayan, öğretmen yokluğu çekmeyen ve kaliteli eğitim veren kurumlar haline getirirsiniz ondan sonra bu okullları eleştirirsiniz.
  • dilimizde çoğunlukla hıristiyanlık inancını benimsetmek ve yaymak amacı ile kurulmuş okullar olarak algılanan kurumlardır. oysa ki genel anlamda karşıt görüş (ve özellikle dini inanç) çatısı altında kaliteli eğitim vererek sempati kazanma ve yandaş toplama hareket noktası içerdiği anlaşılmalıdır. bu bağlamda sen jozef, sen benua filan bizdeki misyoner okuları olarak algılanabilecekken, fethullah gülen'in okulları filan da dış ülkelerde benzer bir misyonu üstlenmiş okullardır.

    tercih edilir olma nedeni karşıt görüşün üstünlüğü değil, aklın yolu bir olarak eğitim sisteminin güçlü ve sağlam olmasından kaynaklanır ve tabi sadece okulu bitirdin hadi şimdi hayata atıl ne halin varsa gör mantığı ile hareket etmezler, aidiyet duygusu ile birlik beraberlik korunarak hayatın her aşamasında doğrudan ya da dolaylı, mezunlar arasında işbirliği sağlanır, böylece mezunlar hayatın dikenli yollarında ilerlemeye 1-0 önde başlarlar.

    bu tür okulların yaygınlaşmasını tehlike olarak görmek yeterli değildir, kendi eğitim sistemini ayağa kaldıramazsan tercih edilir olmalarının önüne geçmek olanaksızdır.

    eğitim eğitim eğitim...
  • türkçe kullanma özrünü bir tarafa bırakalım, nasıl "imam-hatip okulu" imam ve konuşmacı yetiştiriyorsa, aynı mantıkla bu okullar da "misyoner" yetiştiriyor olmalıdırlar.
    oysa milletimizin misyoner değil, milyoner yetiştiren okullara ihtiyacı vardır ve bu okulların adı acilen milyoner okulları olarak değiştirilmeli, misyona değil milyona önem veren kuşaklar yetiştirilmelidir.

    öyle ya, milyoner olmak suç değildir.
  • yurtdışında açılıp türklüğü ve müslümanlığı insanlara yaymaya çalışanların da içinde bulunduğu grup..yanılmıyorsam yalnızca türklere hristiyanlık ve amerikan yanlılığının öğretildiği okullar değildirler..
  • pek tabi ki cinsel eğitim derslerinde öğrettikleri adlarından anlaşılan okullardır.
  • özellikle osmanlının parçalanmasında çok büyük etkileri olmuş okullardır.

    istanbul,ankara,izmir gibi merkezlerin yanında anadolu topraklarının içlerine kadar giren bu okulların amacı eğitim miydi gerçekten?

    tabii ki hayır.elin adamının senin ülkeni muasır devletler seviyesine çıkarma gibi bir derdi olamaz.yumuşak yerlerimizle güleriz bunlara biz.

    misyoner okulları belirli bir süre faaliyetlerini sürdürmüş daha sonra yapılan eğitim inkilapları ile çoğu defolup gitmiştir.neden? faaliyet alanları kısıtlandı da ondan.

    maalesef bu okulların yetiştirdikleri adamlar bizim ülkemizde belirli seviyelere gelip kendilerini yetiştiren ülkelere uşaklık yapmışlardır.şu anda bile gidin kadıköy deki fransız lisesinin önüne bakın bizimle alakası olan insanları etrafta görüyor musunuz.

    atatürk ün yaşadığı bir olayı da anektod edelim;

    ata bir gün balo tarzında bir eğlence tertipler.gençler gelirler eğlenirler.bir müddet sonra ata nın gözüne dans eden bir çift çarpar.bu çift diğerlerine oranla dehşet şekilde dans etmektedir.yani göze batmaktadır.ata bunları yanına çağırır.der ki" kimsiniz siz" " bu kadar iyi nasıl dans ediyorsunuz?" derler ki " biz fransız lisesinde okuyan bir çiftiz orada öğrendik bunları" ata düşünür.bunları denemek için bazı sorular sorar.türk devrimleri hakkında neler düşündüklerini merak eder.ayrıca sakarya savaşı nın önemi ve sonucu üzerinde durarak sorular sorar.gençler cevap veremezler,deyim yerindeyse apışıp kalırlar.

    derler ki "biz fransız devrimlerini biliyoruz onları sorsanız cevaplardık türk devrimlerini bilmiyoruz"

    ata düşünür.bunları geri yollar.bunlar dansa devam ederler.ata nın morali bozulmuştur bir kere.düşündükten sonra yaverini çağırır daha sonra gençleri çağırır der ki;

    "bu gençleri dışarı çıkarın.bu eğlence türk gençleri için yapılıyor.gitsinler ders çalışıp öğrensinler"

    işte olay bu.şimdi bizim gençler amerikan,fransız liselerinde okudukları için gurur duyuyorlar.burunları havalara o kadar kalkmış ki önlerini göremiyorlar.bu okulların amacını daha fazla açıklamaya gerek yok açıkçası.türk kültüründen bi haber gençler yetiştiren bu okullar ya kapatılmalı ya da ders müfredatlarındaki fransız,amerikan ya da hangi ülkeninse o ülkenin kültürünü gençlere enjekte eden dersler kaldırılmalı.belki radikal bir karar olacak ama yapılabilir bence.
hesabın var mı? giriş yap