• christina crawford'un çocukluğunu oynayan mara hobel'in ağlatmaktan komaya soktuğu filmidir. çocukluk kabusum.
  • ''kızının dolabında tel askı bularak deliren joan crawford'' sahnesiyle meşhur film. faye dunaway verdiği röportajlarda pek hayırla anmaz performansını. nedeni de herhalde oscar beklerken eleştirmenler ve izleyiciler arasında baya bir dalga konusu olmasıdır. bana sorsa, gülecek bişi yok, bilakis çok korkunç bir film ama sormuyor:(
  • izlediklerim arasında, borderline kişilik bozukluğunu en iyi yansıtan film ve film karakteri (anne)..
  • joan crawford'a hayranım. bunu bir yana bırakırsak filmin üzerine inşa edildiği kitabı kızı christina crawford yazmış. abartıyor olabilir mi? bu konuda bir fikir versin diye joan crawford'un vasiyetine bakalım:

    "it is my intention to make no provision herein for my son christopher or my daughter christina for reasons which are well known to them."

    yani demiş ki; "bildikleri nedenlerden ötürü oğlum christopher ve kızım christina'ya zırnık bırakmıyorum."

    bu elbette çok da sevecen bir annenin diyebileceği şeylerden değil. ama kızı da kuyruk acısından kitabı yazmış olabilir. yani, hala bilemiyor ama her şey gibi ne siyah ne beyaz, gri alanda gezindiğini düşünüyorum.
  • bir ekşi sözlük yazarı.
  • joan crawford hayranı bir insan değilim, lakin film o kadar absürt ve abartılı ki, insan christina'nın romana da filme de iyi niyetle girişmediğini düşünmeye başlıyor.

    yapım; bütün iyi niyet ve iyi meziyetlerinden arınmış 'şeytani' ve bu yüzden de tek boyutlu, sıkıcı ve neredeyse karikatürize bir joan ortaya koyuyor. faye ablanın abartılı oyunculuğu da filmin inandırıcılığını zedeliyor.

    hollywood senelerce joan crawford ile bette davis arasındaki düşmanlığı körükleyip bu işin ekmeğini yedi. şu filmde yaptıkları da joan'ın cesedinden faydalanmaktan başka bir şey değil. mirastan pay alamamış, ünlü annesinin personası altında ezilerek büyümüş bir kadının; gene annesinin cesedi üzerinden para ve popülerlik devşirme kaygısıyla yazdığı saçma sapan bir kitabın üstüne "ellehhh bundan ne biçimde de film çıkar, ne biçim de para kazanılır" diye atlayıp böyle fecaat bir film çekmek. karma is a bitch! her haline bayıldığım faye dunaway'ın bile performansı yüzünden alaya alınması bana "allah'ın sopası yok!" dedirtmiştir.
  • ortalama bir 80'ler filmi olabilir ama 5 dakikalik intro'su harikuladedir. sirf o intro'yu bir gun internette bulamam diye dvd'sini satmiyorum.

    mommie dearest
hesabın var mı? giriş yap