moral bozukluğu

• çeşitli nedenlerden ötürü, kişinin gülmemesine, suratının asılmasına, yemek yiyememesine, nefes borusunun bir yerlerine bir şeylerin sanal olarak tıkanıklık yapmasına sebebiyet veren durum.
  nedensizler de olabilmekteymiş (bkz: nedensiz moral bozulması) ancak bu başlık dışıdır.
• sabah sabah gelen, ve bir süre gitmeyecek gibi duran duygu durumu.
  
  (bkz: sakıp sabancı'nın vefatı)
• bin tane güzel entry kasıp da bir tane sallamasyon entry yazdıktan sonra çaylaklığa düşürüldüğümü gördüğüm şu an, içinde bulunduğum durum.
• bazen moraliniz bozukken telefonda karşıdakini dinlerken sessiz sessiz ağlarsınız, bunu karşıdakine belli etmemek için kendinizi kasıp, ağladığınız anlaşılmasın diye sorularına kısa kısa cevap verir, telefonu kapattıktan sonra hıçkıra hıçkıra ağlarsınız bazense eliniz kolunuz kalkmaz, onca yapılmayı beklenen iş varken hiçbir şey yapmak istemez sadece hüzünlü şarkılara eşlik edersiniz.
• (bkz: moral bozukluğu ve 31)
• üzüntü ya da can sıkıntısından farklı bir şey bu. onlardan daha çaresizce yaşanıyor. can sıkıntısı zaten gelip geçen bir şeydir. üzülmenin ilacı da tesellidir, insan kendi kendini az da olsa teselli edebilir. ama bu moral bozukluğu feci bir şey arkadaş. bir şeye moralin bozulduğu zaman üzüntü, bunaltı, can sıkıntısı hepsini kombo halinde yaşıyorsun zaten. neyse, bu entry'e başlama nedenime geleyim; ben moral bozukluğuna karşı şu soruları kullanıyorum:
  
  - şu an üzülmen, içinde bulunduğun durumu düzeltecek mi? hayır.
  - devamlı moralini bozan o şeyi düşünüp durman, moralini bozan şeyi ortadan kaldıracak mı? hayır.
  - söz konusu şey senin moralini sonsuza kadar bozmaya kadar devam edecek mi? hayır.
  - ne duruyorsun, helva yapsana.
  
  iyi geliyor. düşünme ve üzülme döngüsünde kaybolmak üzere olduğunuzu hissettiğinizde bi deneyin derim.
• yirmiyedi yaşına geldiği halde bir baltaya sap olamamış adamın sabah kalktığı anda yaşamaya başladığı durum
• bünyede aptallık olaydı düzeltmesi daha kolay olurdu.
  not:akıllı olduğumu iddia etmiyorum.
• oluşması için iki kelime yeter...
• ruhun cenderede sıkışması, fazladan ahiret hayatı.