• sıkamayan motorcular için sözkonusu mefhum.
  • araçlarının küçük olmasından kaynaklanandır.
    bak kamyonlara tırlara hiç mağdur oluyorlar mı, adamların siki taşağına denk.
  • onlarcası bir araya gelip, tüm kaldırımı kapatarak park etseler bile, ters şeritte gidip karşısında araç belirince kaldırıma çıkıp yayalara arkadan korna çalsalar bile, daracık ve kısacık yollarda amansızca gazı körükleyip cümle aleme oradan geçtiklerini haber etseler de bir yolunu bulup mağdurluklarına devam edebilmektedirler.
  • duzenli bir bisiklet kullanicisi olarak arabalardan daha cok motosiklet surenlerden korkmamin sebebi olan olaydir. hicbir trafik kurallarina uymadiklari gibi cakallik yapip her hakkin kendilerinde oldugunu goruyorlar.
  • motorsikletlileri ve durumu tenzih ederek; "bir ülke düşünün ki herkes mağdur". çok değişik şeyler yaşadığımızı gözler önüne süren* mağduriyet.
  • motorcuların %90'ının orospu çocuğu olduğunu iddia eden öz hakiki ... neyse anladın sen onu.

    tekerimiz düz bassın, motorcuları saymayan da yaraklara yan bassın.

    tanım: motorcuları içten içe kıskananların tespit sıçmığıdır.
  • motosikletler araçlarının küçüklüğünü avantaj olarak kullanıp her türlü trafik ihlalini yaparken mutlu oluyorlar. sıkışık trafikte otomobillerin aynalarını yalaya yalaya aralardan geçerken, yaya kaldırımına çıkarken, daha da olmazsa refüje çıkıp u dönüşü yaparken, daha da kötüsü ters şeritten giderken, kırmızı ışıkta en kenardan hooop diye sıyrılıp geçerken mağdur olmuyorlar. oysa ki bildiğim kadarıyla motosikletler de otomobillerle aynı trafik kurallarına tabi. hatta o kadar ki, aynı şerit içinde bulunabilecek motosiklet sayısı 1 (bir). yani sığabildikleri için aynı şeritte iki motosikletin bile yanyana gitmesi trafik kurallarına aykırı, kaldı ki en uslu motosiklet sürücüsü bile trafikte sıkıştığında aracının boyutlarının avantajından yararlanıp şerit merit dinlemeden aralara giriyor.

    şimdi bu mevzu "hayatını söndürürüm" diyen adam yüzünden hortladı. tamam, araba, motosikletin düz gittiğin yola doğru dönüş yapıyor. ama gayet kıyıdan kıyıdan dönüyor. motosikletin önüne kırdığı falan yok. aynı videoda az önce daracık yerlerden aracının boyut avantajını kullanarak geçen motosiklet ise, en kıyıdan dönen ve motosikletin önünde geçebileceği yayla gibi alan varken "soluna bakmadın soluna bakmadın" diye atarlanmaya başlıyor. yani az önce daracık yerlerden geçebilen motosiklet, ne hikmetse önünde yayla gibi alan varken, her ikisi de aynı yoldan birbirlerine yaklaşmadan tertemiz geçebilecekken motosiklet, araba durup kendine yol vermedi diye mağdur oluyor, adamı yargılamaya kalkıyor. trafik kurallarına satır satır uyalım dersek motosiklet %100 haklı ve araba dönüş yapıyor olduğu için geçiş üstünlüğü de motosikletin. (araba düz gidiyor olsaydı geçiş üstünlüğü sağdan geldiği için arabanın olacaktı). arabanın durup yol vermesi gerekli. ama pozisyon, "benim motosikletimi sıkıştırdı, mağdur olduk, canımızı tehlikeye attı" denecek bir durum da değil. yol açık, yol yeteri kadar geniş, sıkışma gibi bir durum yok.

    bu bahsettiğim durum sadece motosiklet için değil, iki otomobil olsa da böyledir. farz edelim yol, iki otomobilin yanyana sığacağı kadar, birbirlerini tehlikeye düşürmeyecek kadar geniş. trafik kuralı der ki "dönüş yapan araç, düz gelen araca yol verir". ama dedik ya herkesin acelesi var, herkes tehlike yaratmadan bu kuralları esnetiyor. şimdi trafik kurallarını anlatan kamu spotu olsa, dönüş yapan araç durur, düz giden araç geçer, dönüş yapan araç da arkasından çıkar. yol geniş olsa bile. ama gerçekte ne olur? dönüş yapan adam durmadan önüne bakar, yol geniş. soluna bakar araba geliyor. düz gelen araç da sağına bakar yoldan araba çıkıyor, önüne bakar yol geniş, sağdan çıkış yapan arabanın şeridinde gaza basarak üstüne sürmez, atar yapmaz. sola kayar, sağdaki yoldan çıkıp dönüş yapan aracın çıkışına izin verecek kadar genişlik bırakır, ikisi de sorunsuzca yola çıkar ve yan yana yürür giderler. ha düz gelen adam bu dediğim, yapmayıp dönüş yapan otomobilin üstüne sürerek yol vermeyebilir mi? isterse vermez. haklı mı? evet haklı, çünkü geçiş üstünlüğü kendisinin. ama ne gerek var buna? saygı diyorum. sadece karşılıklı saygı. iki kişi de geçebiliyorken ne gerek var bunlara?

    yolun geniş olmadığı durumlarda, tehlike yaratacak durumlarda bu dediğim elbette ki geçerli değildir.

    trafik saygı işidir arkadaşlar. bu herkes için geçerli. böyle "in aşşaa in aşşaa" ile olmaz. senin yavaş giden arabanın arkasında iki saniye beklemeyip kıpır kıpır "sağından mı geçsem, solundan mı geçsem diyecek kadar acelen varsa, otomobillerin de o kadar acelesi var. iş ki senin hayatını tehlikeye atmasın. durup yol vermemişse bile senin geçebileceğin kadar alanı sana bırakarak kendisi de dönüş yapıyorsa varsın kurala uymamış olsun. yürüyün gidin yolunuza.

    otomobil olsun, motorsiklet olsun, düzgün sürücüleri tenzih ederim. sinyal vermeyen, zart diye şerit değiştiren, motosikleti düşman gören öküzleri de konun dışında tutalım, konumuz onlar değil. onlar öküz, onları geç.
  • ihlal yapıyorsan risk alıyorsundur. kimse seni öldürmeye çalışmıyor motorcu arkadaşım. olmaman gereken yerde ortaya çıktıgın için oluyor bu olaylar. araba sürücüleri refleks olarak senin durdugun gittiğin yeri boş sanıyor.
    kesinlikle katıldığım başlık. ya trafik kurallarına uy ya da riski göze al.
  • araç kullananların pirüpak, saygılı, kurallara uyan bireyler olduğunu düşünen, zanneden birey tespiti.

    iki büyük kaza geçirdim, ikisinde de ölümden döndüm.

    ilkinde bu başlığı açan dünyanın en haklı insanları gibi bi arkadaş ana caddeye direk dalması müsebbibi ile ya ona çarpmam ile ya da motoru yan yatırıp yuvarlanmam ve birkaç kırık ile atlatmam ile sonuçlanma ihtimali olan iki durum ortaya çıkardı. yan yatırmak daha cazip geldi, yaşamak çok güzel çünkü. ve buna sebebiyet veren über süper dikkatlı araç sahibimiz hiçbir şeye sebep olmamış gibi basıp gitti.

    ikincisinde ise direk kasıtlı olarak yan yana gittiğimiz aracın şoförünün virajda üzerime kırması ile yine motoru yan yatırmam sonucu oldu. bunu yapan arkadaş yine kaçtı. ama bu sefer şanslıydım, kazayı yaptığım yerde mobese kameraları vardı. şimdi o şerefsiz, adam öldürmeye teşebbüsten şu an cezaevinde.

    sırf siz rahat araba kullanıp, istediğiniz gibi hareket edeceksiniz diye insanları yaftalamayın. %90'ınınız trafikte anlık olarak birine sinir olup peşine takıp atar gider yapan insanlarsınız. motor kullanan insanlara bunun üçte birini yapmanız yeterli başlarına iş açmak için. her boka duyar kasmayı bildiğiniz gibi buna da kasmayı bilin. adaletin çift kollu teraziden ibaret olduğunu unutmayın. ve şunu unutmayın; bu genellemeyi yapan insan bir araç sahibi, günde göreceği motor sayısı belli. ama o motoru kullanan insanlar senin gibi binlercesine denk geliyor. hepsi de o kadar masum değil. insan hayatı sizin anlık egolarınızdan daha değerli değil.
  • aktif motor kullanacaklara, bir yıl araba kullandıktan sonra trafiğe çıkma izni verilse sorunun çözüleceğine inanıyorum. çünkü hangi koşullarda motorcunun fark edilemeyeceğini bilir, motor kullanırken de onu göz önünde tutar.

    insanlar eksilemeden neden böyle düşünüyorum, anlatayım...

    bir gün tek şeritli bir caddede yürüyorum. arabanın biri sola sinyal verip, apartmanının otoparkına dönecek. tek seferde park yerine girmek için, sağa doğru biraz geniş aldı. arkadan gelen motorcu da işgüzarlık edip soldan geçmek istedi, araba sürücüsü de motorcunun böyle bir halt yapacağını düşünmediğinden motorcuyu bir güzel, farkında olmadan sıkıştırdı.

    şimdi suç kimde?
    sinyal verip manevra yapmaya başlayan araba sürücüsünde mi, yoksa göz açıklığı yapmaya çalışan motor sürücüsünde mi?
    araba motorcuya çarpsa, motorcu mağdur edebiyatı yapacaktır.

    motorcu, aktif olarak, uzun süre araba kullanmış olsaydı; araba sürücüsünün ne yapacağını kestirebilir, olası bir kaza da önlenmiş olurdu.

    anlatmak istediğim budur.
hesabın var mı? giriş yap