• hammurabi kanunları'nın 8. maddesinde geçen bir kelimedir ve "sarayın altında olan özgür fakat yoksul insanlar" anlamına gelir :

    " eğer bir adam, sığır, koyun, eşek, domuz ya da gemi çalarsa ve bunlar tanrıya ya da saraya ait iseler, çalan çaldığının otuz katını verecektir. muşkenum'a ait ise on katını ödeyecektir. eğer çalanın verecek hiçbir şeyi yoksa öldürülecektir. "

    yukarıdaki maddeden de anlaşılacağı gibi bize m.ö. 1700'lü yıllardaki mülkiyet ilişkileri hakkında bilgi verir. dahası, muşkenum ile saraya ait olanın mülkiyetlerinin ayrı tutularak belirtilmesi ve adaletin mülkiyet sahipliği ile orantılı varlığı, o dönemde toplumda mülkiyet sahipleri arasında da bir farklılaşmanın olduğunu belirtmesi açısından önemlidir.
  • hammurabi kanunlarında ve eşnunna yasalarında geçen, şehre dışarıdan gelmiş, toprağa bağlı olarak çalışan, sarayın korumasına muhtaç olan kişileri tanımlayan sosyal sınıftır sanılanın aksine bir ekonomik sınıf değildir. atina şehir-devletindeki metoikos ve roma cumhuriyetindeki pleb sınıfıyla bir tutsak daha iyi anlamdırabiliriz fakat öyle direkte kabullenmemeliyiz.

    saray bunlara genelde işlemeleri için toprak vermekte, satmakta veya bir awilum'un toprağını kiralamasına izin vermekteydi. taşınır ve taşınmaz mülk sahibi olmalarına -köle de dahil- izin verilmekteydi. tabi kalkamayacağı bir borç altına girer ve bunu ödeyemezse 3 yıl boyunca köle olarak çalışmak zorundaydı.

    muşkelum bir kişi, awilum olan bir kişi ile evlenip özel ayrıcalıklara sahip olabilmekte ve kendine karşı işlenmiş suçların cezai yükümlülüğün artması avantajına sahip olmaktaydı. awilum ve wardum arasındaki ince bir çizgide yaşamaktadırlar.

    ek okuma:
    the muskenum
    the muskenum in the laws of eshnunna and in the code of hammurabi
hesabın var mı? giriş yap