mulaj

• suç tespiti için kalıp veya iz alma .
• (bkz: mulaj kağıdı)
• suç tespiti için olduğu kadar rölöve ortaya çıkartırken de gerçekleştirilir. ölçe biçe çıkarlıamayaack bir desenin, bir kabartmanın, oymanın, süsün üzerine mulaj kağıdını koyup füzen ile geçerek suret çıkartılır. bu tekniği zaten bozuk para üzerinden atatürk çizmekten hepimiz biliyoruz. söz açılmışken (bkz: profil tarağı)
• bir ruhsal irtibat seansında varlıkların alçı, parafin, un ve is üzerinde bıraktıkları el, ayak izi
• antropologlar buldukları kafatasları ve kemiklerin eksik kısımlarını da bu yöntemle tamamlarlar.
• bir şeyin balmumu, alçı gibi maddelerle kalıbını almaya, bu kalıplardan dökülen şekillere mulaj denir. ayrıca vücudun çeşitli organlarını incelemek üzere hazırlanmış, balmumu, alçı kalıplarda mulaj olarak adlandırılır.
• (bkz: moulage)
• bir nesnenin alçı, balmumu gibi bir maddeyle istenilen biçim ve ölçülerde kalıbının çıkarılması için yapılan işlemlerin tümüne verilen isim. veya bu şekilde elde edilen kalıba verilen isim.
• 1- heykel yapımı için alçı ya da metal eriyiğini kalıba dökme işlemi.
  
  2-herhangi bir nesnenin alçı ya da bal mumu ile kalıbının alınması işlemi.
  
  3-yukarıdaki işlerin sonucunda elde edilen kalıp.
• bulunan fosillerin tortullardan (yani öldükten sonra içine düştüğü ya da içinde öldüğü bataklık, kil, çamur vb. ortamın kurumuşundan) ayrılması ve sonradan bu mineral kap içine çeşitli malzemeler doldurularak ikinci bir kalıp alınması işlemine verilen isim.
  genel hatlarıyla canlının neye benzediğini öğrenmemizi sağlar.
  yani iki parça tırnak ve kemik çıkan kazıdan sonra müzelere konulan neredeyse yekpare haldeki soyu tükenmişlerin kaynağı budur.