*

  • ing. cok kültürlülük. özünde bisey ifade etmez, bir ana damar kültür vardir onun da etrafinda ana kültürle uyumuna göre toplumdan izole olmus ya da olmamis topluluklar vardir. sekle göre topluma bir kac zenci, cinli serpistirilir ve multi kulti toplum olduk denilir.
  • multikulti gibi sirin bir takma adi da vardir bu kavramin.
  • türkçe karşılığı çokkültürlülük değil çokkültürcülük olan kavramdır. her toplum halihazırda çokkültürlüdür zaten. çokkültürcülük ise toplum içindeki etnik, dini, ulusal, ırksal, hatta cinsel azınlıkların ezilememesi, haklarının tanınması, onlara özel ayrıcalıklar verilmesi etrafında şekillenen bir devlet politikasıdır. bu politikanın en baba teorisyenleri will kymlicka, charles taylor, bhikhu parekh ve iris marion young'dur.
    (bkz: we are all multiculturalists now)
  • (bkz: will kymlicka)
  • çokkültürcülük de facto olarak kadim bir tarihe sahip olsa da kavramsal olarak ikinci dünya savaşı’ndan sonra ortaya çıkmıştır. tarihin başlangıcından bu yana farklı toplumlar diğer toplumlarla komşuluk ilişkileri, ticari ilişkiler ve bunun gibi bir arada yaşamayı gerektiren deneyimleri yaşamakta idi. ancak o dönemler için bu toplumlara ilişkin çoğulcu toplum, mozaik toplum ya da çokkültürcü toplumlar şeklinde bir adlandırma söz konusu değildi. çokkültürcü toplum inşasının nüveleri fransız devrimi’nden sonra çıkan ulus devlet kavramı ve yapılanmaları sürecinde görülmektedir. çağdaş çokkültürcülük dinsel ve etnik toplumların bir arada yaşama fikrine ilişkin bir bağ kurar. çokkültürcülük kendi inanç ve kavramsal sistemine göre yaşayan, kısmen örgütlenmiş, kendi kültürel pratikleri içinde yaşayan, toplumsal çeşitlilik yaratan göçmenler, katalanlar, çingeneler, amishler, kürtler, aleviler gibi yerli halk, dini cemaatler, belli bir alanda yoğunlaşmadan oluşan toplulukların toplumsal kültürü dendiğinde devreye girmektedir. burada kapsayıcı bir tanımın yapılmaya çalışıldığı çokkültürcülüğün farklı teorik arka planı olmasının yanı sıra zamana, yere, konuma, coğrafyaya, cinsiyete göre de değişiklik arz ettiği görülmektedir. tek tip çokkültürcülük olmamakla beraber çokkültürcülük kültürel çeşitliliklerin tanınmasını yani hukuki konum açısından tanınmayı, azınlık gruplarının sosyoekonomik anlamda eşit bir konumda olmasını, nihayet toplumsal bütünleşmeyi temel ilke olarak merkeze alır.
  • dünyanın hızla reel politiğe savrulduğu; aşırı sağın, mülteci ve yabancı düşmanlığının yükseldiği bir dönemde bu sikko küreselleşme bokunu hala savunan vardır kesin.
  • son yıllarda türk kültür geleneğinin evrildiği kavram. son yıllarda yaşanan jeopolitik olaylar neticesinden insanlar refahlı ülkelere göç etmeye zorlanıyor. yanı başımızda ırak, suriye gibi ülkelerden gelen insanlar, kültürlerini de beraberinde getirerek çokkültürlülük oluşturmakta. kapital düzenin istediği versiyonun sapkınca olan hali bizim yaşadığımız.
hesabın var mı? giriş yap