• denetim, kontrol...

    kelimenin türkiye'de akıllarda yer eden tek kullanımı; vergi ödemeye teşvik kampayasında zekilasya-metnapunar paradilerinden geçen "hağ bir de murakabe kalemi" diyaloğudur.
  • kendi benligini denetlemek uzere ic alemine bakma, icgozlem.
  • murakabe yapan kişiler için (bkz: murakıp)
  • dervişin kimsenin bulunmadığı bir yerde abdestli olarak kıbleye karşı dizlerinin üzerinde oturarak, gözlerini kapaması ve gönlünden dünya işlerinden geçmişi, geleceği, her şeyi çıkarmasına, allah'ın ve elçisinin ve velilerin feyzini beklemesine denir. gönül beklemek, gönül haline varmak da denir.
  • tasavvufi olarak tanrıdan başka her şeyi gönülden çıkarmak ve sadece tanrıyı düşünmekmiş.
  • üç kısımdır:
    (bkz: murakabe-i maiyyet)

    (bkz: murakabe-i akrebiyyet)

    (bkz: murakabe-i muhabbet)
  • büyük veli cüneydi bağdadi k.s., kalbindeki sevgiliye nasıl yöneldiğini şöyle anlatır:

    “murakabe konusunda, bir kedinin durumundan büyük ders aldım. bir defasında fare kovalayan bir kedi gördüm. fare bir deliğe kaçtı. kedi deliğin önünde onu yakalamak üzere vaziyet aldı. bütün varlığı ile pür dikkat deliğe yönelmişti. öyle ki o anda bir kılı bile kıpırdamıyordu. başka hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. ben de hayretle ona bakıyordum. bu halde iken allah tarafından içime şöyle bir nida geldi: ‘ey himmeti düşük kulum. sen beni aradığını söylüyorsun. ben senin maksadın olarak bir fareden daha düşük değilim. öyleyse sen de beni aramada ve rızamı istemede şu kediden daha az istekli ve gayretsiz olma!’ bu uyarıdan sonra bana bir gayret geldi, ciddi olarak murakabeye başladım, kalbime yöneldim. her yerde, her işte zikre sarılıp yüce allah’ın rızasını aradım.” (reşahat)

    kedi

    fâre uğrunda kedi

    saatlerce dikildi

    bu ne güzel bir cezbe

    murâkabe üslûbu

    pür dikkat ve tedirgin

    kılı kırk yaran bilgin

    ona açıktır izbe

    muhâsebe üslûbu

    minderde memnun mesut

    mırıltıya eş sükût

    onu çekiyor dibe

    mu-sâhabe üslûbu

    1986

    salih mirzabeyoğlu
  • beynimizdeki binlerce serkeş düşüncenin sürekli arı kovanı gibi uğuldayarak bizi varoluşa katılmaktan alıkoyduğunu ve perdelediğini bilen derviş, murakabe ile bu gürültüyü durdurur veya hafifletir. işte o zaman feyz inmeye başlar.

    aşağıdaki linkte mesele çok güzel izah edilmiş, ingilizce bilenler kaçırmasın:

    http://www.youtube.com/watch?v=eoa_u1mhgig
  • cemil meriçin bu ulke adlı kitabinda jimnastik ve matematik gibi okullarda okutulmasi gerektiğini düşündüğü, gözetim anlamına gelen kelime.
hesabın var mı? giriş yap