*

  • "yanımda sevdiğim ve sıcaklığı vede gitarımızla ölsek biz" nakaratına sahip "objektif" sarkısı..
  • objektif grubuna ait, sözleri arasında "içimize sindirdiğimiz sürrealizm" gibi sürreal öğeler(!) de taşıyan ancak ancak hem şahane müziği, hem de bir iki tuhaf yerini görmezden gelirsek, sözleriyle gayet başarılı rock şarkısı.

    sözlerini de yazayım tam olsun:

    geçmişe özlem duyulan ortamlarda
    nostaljik duygular altında
    içimize sindirdiğimiz sürrealizm
    ve de rock'un loş karanlığında

    ıssız fakat seslerle dolu
    kör bir aydınlıkta
    soğuk sıcak dinlemeden
    koştuğumuz o toprak yollarda

    yanımda sevdiğim ve sıcaklığı
    ve de gitarımızla ölsek biz
    ölsek biz

    arzın merkezindeki volkanlarda
    çığlık çığlığa doğan çocukta
    bir yudum soğuk suyunu içtiğimiz
    karanlık ve dipsiz kuyularda

    tohumdan filizlenen yapraklarda
    bin yıldır çağlayan ırmaklarda
    uçsuz bucaksız tarlalarda
    tattığımız bütün duygularda

    yanımda sevdiğim ve sıcaklığı
    ve de gitarımızla ölsek biz
    ölsek biz
  • objektif'in hayal ve yasam albümündedir bu şarkı. o vakitler vokalde ibrahim cantay vardı, o güzel ses onundur.
  • bu şarkı aslında, son 30 yılın üzerinden silindir gibi geçtiği samsun'u ve onun ölümünü de simgeler. türkiye'nin liverpool'u olabilecekken, sanatın, sporun eğitimin, geçmişin, denizin, doğanın ama en önemlisinin kent kültürünün yitirildiği yerdir samsun.

    http://www.youtube.com/watch?v=xve-qvxwaju
  • başkahramanının adı patrice mersault olan romandır. yaşamın farkındalığı üzerine yazılmış , albert camus'un ölümünden yıllaaaar sonra basılmış nadide eseridir. okuyunuz. okutturunuz.
  • camus'nün 1930'ların sonunda yazdığı, ölümünden sonra yayımlanabilen romanıdır.

    bu romanda gelecek romanlarından yabancı'nın (bkz: l'etranger) iz ve eskizlerini görürüz. konu-tema-kahraman yakınlıkları açısından baktığımızda, mutlu ölüm, yabancı'nın bir taslağı görünümündedir. nitekin yine ölümünden sonra yayımlanan defterler'de günlük ve notlar bunun işaretlerini vermektedir.

    öte yandan, yazar mutlu ölüm'de çocukluğunun geçtiği belcourt'taki yoksul mahallenin durum ve reel betimlemeleri, deniz taşımacılığı şirketindeki memurluğu, 1936'daki orta avrupa yolculuklarının izlenim ve anılarından yararlanmıştır. aynı şekilde, ilk eşi olan simon hié ile evliliğine de çok somut bir gönderme yapılmıştır.

    şekil olarak da, metnin genelinde, varoluşçuluk akımının yapısal özellikleri ve üslûp benzerliğini hissederiz.
  • fatmagülün halası ve iki göğsü
  • (bkz: ötanazi)
  • bütün ölüm tasvirlerinde, hatta şu an aklımıza gelen bütün örneklemlerde ölüm acıdır. sürecin bu derece azap verici olması bir sonu tasvir etmesi de, insanın aslında gizlemek için bambaşka şeylere sığındığı asıl nedeni ortaya koyar : ölümü ertelemek.

    ölümü ertelemek için ilaç alırız, ölümü yadsımak için çocukça ödüller ve cezalar uydururuz kendimize. ama o yine de gelir.

    burada dünyanın en güzel hissi nedir, diye tartışılanaduruyor. birisi için uçsuz bucaksız tropikal bi kumsalda içilen bir sigara, bi başkası için orgazm. bunlar bile ölümü ertelemek için hemen uydurduğumuz şeyler. bütün bunların üzerindeki gerçeklik olan ölüm, daha ilk harfini duyduğunuzda ile içinizi kaplayan o bunalımla sizlere böyle hayaller kurulmasını dikte eder.

    kahtalı hamido gibi "dünya yalan ölüm gerçek" triplerine girmeden, dünyada tartışmasız en iyi hissin "mutlu ölüm" olduğunu burada açıklamam gerek. acıdan, acı bi sona maruz kalmadan biten bi sanat eseri gibi.

    ve en kötüler bile mutlu bi ölümü hakeder.
hesabın var mı? giriş yap