• bir e4 dizisidir. rae earl tarafından yazılmış my mad, fat teenage diary isimli romandan uyarlanmıştır, ki bu roman da aslında yazarının gerçek günlüğünden başka bir şey değildir.
    konusuna gelince... aslında ismi tamamen anlatıyor konuyu ama yine de ben bir özet yazayım. rae earl isimli komik ve müzik tutkunu genç kızımız, 1989 yılı itibarı ile 16 yaşındadır. ayrıca aşırı kilolu olmaktan, annesinin ilginçliğinden ve akıl sağlığı sorunlarından musdariptir. tabii tüm bu sıkıntıların yanında ergenlikle ortaya çıkan sorunlarla da yüzleşmeye çalışmaktadır. doktorunun tavsiyesiyle bu günlüğü yazmaya başlamıştır.

    ek: dizi ergenlik sıkıntıları, arkadaşlık, aşk... konularının hepsini mükemmel işlemektedir; evet. lakin tüm bunlar olmasa da sırf müzikleri için bile izlenebilir.
  • 1996'da geçer dizi. '89'da değil. o yüzden müzikleri de tam bu jenerasyona pek hitap eder.

    ilk önce 6 bölümlük biri mini-drama olarak düşünülmesine rağmen benim gibi binlerce azgın hayranı türemesinden ve hepimizin "bitmesin nolur" diye ağlamasından dolayı e4 ikinci sezona yürüyeceğini açıklamıştır.*

    -----

    karakterler ise spoilersız şöylece:

    rae (raemundo): günlüğün sahibi. kilosundan muzdarip, borderline kişilik bozukluğuna sahip (bence) ve intihara meyilli bir arkadaşımız.
    archie: rae'in tabiriyle nerd seks tanrısı. rae'nin arkadaş grubundan (gang).
    tix: rae'nin uzun süre en iyi arkadaşı. anoreksik minik bir kız.
    finn: rea'in gang'inden pek sessiz pek yakışıklı bir arkadaşımız.
    chop: gerçek ismini son bölümlere kadar öğrenemeyeceğimiz, yamuk dişli zıpçıktı ingiliz delikanlısı.
    izzy: dizi boyunca karakterine pek değer verilmeyen kızıl saçlı bir pollyanna. gang member.
    chloe: rae'nin bilmem kaç senelik arkadaşı. ama gerizekalının önde koşanı. aklı fikri seks olan bir ergen bebe.
    rea'nin annesi: ne desem bilemedim. sevimli, hafif kırık bir kadıncağız.
    karim: rea'in annesinin tunuslu ingilizce konuşamayan sevgilisi.
    kester: rea'nin muhteşem terapisti. olsa da gitsek yani.

    -----

    soundtracklerinin bir kısmı şuradan dinlenebilir:

    http://www.youtube.com/…4h7xvmxfyf7lw9tgars-p2xvpnb

    -----

    izzy ve finn karakterlerini 5 nisan'da sinemalara girecek olan spike island'da bulabilirsiniz-miş.
  • ön jeneriğini dikkatle seyreder ve iyi bir çocuk olursanız, günlüğün sayfaları dönerken arka sayfalara çizilmiş şirinleri görebilirsiniz.

    böyle de sempatik bir dizidir.
  • izlediğim ilk bölüm itibari ile kafamda net bir fikir oluştuğunu söylemek güç olur.ele aldığı konu güzel esasında ama bir yandan zorda bir konu komedi ve dram ögesi düzgün harmanlanamazsa boktan neticeler verir.
  • 90'ların efsane şarkılarını dinlemek için bile defalarca izlenesi bir ingiliz harikası.

    üstelik her bölüm dizi de kullandıkları şarkıları playlist halinde sitelerinde yayınlamaktadırlar.

    fevkalade
  • --- spoiler ---

    ilk iki bölümden sonra sıradan bir gençlik dizisi gibi olmaya başlamış ancak sezon finalinde durumu kurtarmıştır. ikinci sezonu merakla bekliyoruz.
    --- spoiler ---
  • ilk bölümünden itibaren beni kendisine bağlamış dizidir. kal getiren teen dizilerinden çok farklı bir bakış açısına sahiptir. bölümler içerisinde çalan müzikler efsanedir. komedi, dram, arkadaşlık herşey var. kesinlikle tavsiye ediyorum.

    en sevdiğim quotelardan biri:

    ı am a body dysmorphic without the dysmmorphic. ı am a bullemic without the sick. ı am fat.
  • bomba dizi, apayri bir dizi, 6 bolum neyimize yeter be dedigim dizi, beni " ah ergen olsam da finn gibi bir cocukla tanissam " diye dusuncelere gark etmis dizi. 2. sezonunu dort gozle bekliyoruz, o rae de tam bomba yahu. guluyorum bu diziye acayip guluyorum.
  • ergen dizisi gibi gorunse de guzeldir. ergenken izlemek ozentilige neden olur, yetiskinken izlemek etraftaki tombul ve cok sevdigimiz insanlari anlamaya bir adim daha yaklastirir. muziklerine ve o guzelim kurgusuna hayran olmamak elde degildir.
  • ergenliği yıllar öncesinde kalmış biri olarak izlediğimde kendimi oldukça yaşlı hissettiğim güzel dizi. anlatılan hikayeler, olaylar, hisler o kadar tanıdık, ama bir yandan da o kadar geçmişte kalmış ki, içindeyken sıkıntı veren, ama şimdi deli gibi özlenen o yılları düşünüp hüzünleniyor insan.

    --- spoiler ---

    rae'nin "öyle arkadaşlarınız vardır ki, şimdi tanışsanız ikinci defa yüzüne bile bakmazsınız. fakat yıllar önce tanıştığınız ve arkadaş olduğunuz için hayatınızdan kolay kolay söküp atamazsınız" diye tanımladığı "alsan alınmaz, satsan satılmaz, antik arkadaş tipi" dizide chloe karakteriyle çok iyi işlenmiş. bir (hatta birçok) nesil bu tip arkadaşlar yüzünden genç yaşta hayata küsmüş, heder olmuştur sanırım. gene de belli bi yaştan sonra insanın bu kişilere "kal sağlıcakla" diyebilecek güce erişmesi güzel bir şey.

    --- spoiler ---

    sözün özü, diziyi izleyip bu başlıkta yazanları okumaya gelen gençler, gençliğinizin, ergenliğinizin, ve ilk defa hissettiğiniz fakat yıllar geçtikçe büyüsünü yitirecek bazı duygularınızın kıymetini bilin.

    dipnot: az kalsın unutuyordum. onlar nasıl müziklerdir öyle?! suede, blur, oasis, space, beck, supergrass, the cardigans ... tam bir 90lar brit resm-i geçidi. ergen dizisi, mergen dizisi anlamam. sırf müzikleri için bile izlenir gerçekten de.
hesabın var mı? giriş yap